Yazıya sürekli tekrarladığım bir ifadeyi kullanarak başlamak istiyorum; yarını daha sağlıklı konuşabilmek ve mantık yürütmeyi sağlamak için öncelikle bugünü anlamak gerek. Bunun için de eğer para ve sermaye piyasaları içerisinde yer alıyorsanız ve bir de dışa açık bir ekonomide sermaye transferlerinin hareketliliğinden hala daha etkileniyorsanız dış dünyada olup biteni doğru analiz etmek gerekiyor. Bu nedenle Ağustos ayında başlayan ve temelde Fed teması üzerine kurulu yazı dizisini farklı oyuncu değişiklikleri ile –EUR ve ECB katılımı gibi- devam ettirmek elzem oluyor.
Peki, neredeyiz? Bildiklerimizle başlayalım. Fed Başkanı Powell’ın Jackson Hole konuşmasında yer verdiği başlıklar gelecek 3-5 yıl vade açısından tarihi bir dönüşüm noktasına işaret ediyor. Hatta farklı etkileşimler devreye girmezse bu zaman aralığını 10 yıl vadeye dek genişletmek de mümkün. Büyüklüğü tartışılmaz Fed gibi bir gemide böylesi dönüşümler sık aralıklarla olmayacağına göre, her hareketin bir anlamı ve yol haritası da kendi içerisinde yer alıyor.
Hafta içerisinde Fed’in Eylül ayı FOMC toplantısını takip ettik. Piyasada yer alan tüm katılımcılarla öylesine sağlıklı bir iletişim kuruldu ve bilgi asimetrisi gerçekleşmedi ki beklentiler de yönetilebilir düzeyde yer aldı. Dikkat: Fed gibi bir kurumda tarihi dönüşümlerden bahsettiğimiz süreçte kafa karışıklıkları sınırlı düzeyde oluyorsa ve iyi kötü bir şekilde geleceğe dair fikriniz en iyi yaklaşımla 2-3 yıl vade için var ise bunun adı tam olarak “iletişim” oluyor. Kurumlar ve analistler arası bilgi asimetrisi olmadığı için de “herkes, aynı anda, aynı tür” bilgi erişimi imkanını elde etmiş oluyor. Net mi? Kesinlikle net. Ders mi? Ders.
Fed cephesinde beklenenlerin bir kısmı oldu, bir kısmı da şimdilik rafa kaldırıldı. Gelecek dönem para politikasının çıpalanması klasik Fed yaklaşımı çerçevesinde istihdam-enflasyon ikilisi üzerine kuruldu. Komitenin öngördüğü tam istihdam piyasası koşulları gerçekleşirken, enflasyon öncelikle yüzde 2’lik hedefe gidecek, gerisinde kaldığı dönemde ise ortalamada yüzde 2’nin bir miktar üzeri eğilime izin verilecek. Beklenti sepetindeki iki başlıktan ilk madde böylece tamamlanmış oldu. Diğer kısım olan varlık programında rakam telaffuzu ve/veya eğrinin hangi vadesine odaklanılacağı konusu ise şimdilik bekletiliyor. Mevcut seviyelerin korunacağı ifadesi aylık 120 milyar dolarlık alımın süreceğini işaret ederken, piyasa fonksiyonlarının düzelmesi ve korunması için bu rakam yeterli görülüyor. Yani, Fed açısından mevcut tahvil piyasası faiz seviyeleri ekstra adım atmak için endişe yaratmıyor. Dengelenmesi için izin veriliyor.
2023 yılına dek FOMC katılımcıları faiz artışı tahmini yapmıyor. Burada sürpriz yok. Büyüme 2020 için son gelişmeler ışığında yukarı, gelecek 2 yıl için aşağı alınıyor. Anlamı, belirsizliklerin devamı. Kısa vade enflasyon için bir miktar yükseliş öngörülse de 2023 yılında yüzde 2 seviyesine ancak ulaşılıyor. Sürprizler yol üstünde karşılarına çıkmazsa eğer şimdilik Fed sahneden çekilmiş oluyor. ABD seçimleri, mali teşvik, EURUSD paritesi tartışmaları ve ECB son çeyrekte gündemi meşgul edecek gibi duruyor.