Pandemi sürecinin en çok kayıp yaşayan kıymetli madeni platin, geleceğin yıldızı olabilir mi? 2008 yılının Mart ayından 2300 dolar/ons, ironik olarak yine Mart ayı bu sefer yıl 2020, platin 560 dolar/ons. Şimdiyse platin küllerinden doğabilir mi tartışmasının tam ortasında. Platinin kullanım alanına baktığımız zaman kuyumculuk, otomotiv sektörlerinde yaygın olan bir kıymetli maden, yani kıymetli maden olma özelliği dolayısıyla enflasyondan ve risk ortamından koruyan bir varlık, diğer taraftansa endüstride kullanılan bir emtia. Bu iki unsur platinin kıymetini ayrı değerler katıyor. Asıl meseleyse platinin otomotiv sektöründeki konumu gelecekte piyasada nasıl yer bulacağı platinin yeni kaderini etkileyecek.
Platinin bugüne dair yazılacak bir hikâye bulmakta zorlanıyor ancak dünyanın 2030 yılı yeşil ekonomi vizyonu arayışında önemli bir kahraman olabilir. Yakın gelecekte hidrojen yakıt hücresi teknolojisinin baş kahramanlarından biri olarak yerini alabilir. Bugün birçok araba markası fosil yakıtlı araçları üretim bantlarından çıkartmaya çalışırken yerine elektrikli hatta hidrojenle çalışan otomobilleri koyuyor. Hidrojenli araçlar tıpkı elektrik araçlar gibi çevre dostu olmasının yanı sıra yakıt dolum sürelerini kıyaslandığı zaman hidrojenli lehine çok büyük bir fark ortaya çıkıyor. Üç dakika içerisinde dolan yakıtla 600 km yol kat ediyor ve karşılığında doğaya sıfır emisyon salınımı bırakılıyor. Elektrikli araçlarda ise 600 km’lik bir yol için dolum süreleri saatleri alabiliyor. Böylesine büyük fark yaratan hidrojen yakıt hücresi teknolojisinde güç üretimi sırasında bir katalizöre ihtiyaç duyuyor. O katalizör tatbikî de platin! Aslında bu üretim sürecinde değerli metalin kullanılması hem avantaj hem dezavantajı olarak önümüzü çıkıyor. Çünkü kullanılan platinin hammadde olarak girdi olması bir avantajken, platinin yüksek fiyatı dezavantaja dönüşüyor. Bu konuda şirketlerin Ar-Ge çalışmaları çerçevesinde platinin kullanım oranlarını azaltarak maliyeti düşürme çalışmaları devam etse de platin bu teknolojin olmazsa olmazı. Bu doğrultuda ülkelerin de Hidrojen yakıt hücresi teknoloji yatırımına ve tüketimi konusunda teşvikler sürüyor. Örneğin Japonya ülke çapında hidrojen yakıt hücresi dolum ağı projesi, Çin’in hidrojen güç koridoru adını verdiği şehirler kurma girişimleri de dikkatle takip ediliyor.
Dizel yakıtlı otomobillerinde yaşanan emisyon kriziyle zirveden dibe çöküşüyle günah keçisi ilan edilen platin, şimdi ise doğa dostu kullanımı ile çevreyi kurtarabilir mi? Kurtarırsa da bu fiyatlarda kalmaya eder mi? Platinin maden üretim maliyetlerini dünya ortalamasın pandemi öncesi dönem için 750 usd/ons olarak düşündüğümüz zaman üzerine eklenecek olan operasyon, finansman maliyetleriyle bulunduğumuz seviyeleri platin için dip fiyat olarak değerlendirebilir. Diğer taraftan dünyanın en büyük platin üreticilerinden biri olan Anglo Platinum üretim tesisindeki bir fazı bakıma alması dolayısıyla üretim kapasitesinin düşeceğini duyurdu. Yıllık 130 ton gibi üretimi olan en nadide metalin üretiminin düşecek olması fiyatlarına olumlu yönde yansıyabilir. Bu doğrultuda pandemi sonrası dünyada platinin yeni hikayesini izleyebiliriz.