Plastik geri dönüşüm tesisleri kapanıyor…

Hilmi DEVELİ EKONOMİDE SATIR ARASI

18 Mayıs’ta yayımlanan “Atık İthalat Genelgesi” ile Etilen Polimer atıklarının ithali yasaklanmıştı.
Plastik Sektörü ve Geri Dönüşüm Sektörlerini zora sokan genelgeyi, Plastik Sanayicileri Derneği (PAGDER) Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Gülsün’ün plastik sektörü ile geri dönüşüm sektörünü olumsuz etkileyeceğine ilişkin değerlendirmesini geçen haftaki yazımda sizlerle paylaşmıştım.
Bu bağlamda, PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu ve PLASFED Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Karadeniz kamuoyuna görüşlerini açıklamışlardı.

Bugün özellikle ithalat yasağının “Plastik Geri Dönüşüm Sektör”ünü ekonomi ve istihdam yönleriyle nasıl etkileyeceğine ilişkin görüş ve değerlendirmeleri ile Ankara Sanayi Odası (ASO) tarafından açıklanan “Plastik Geri Dönüşüm Sektörü Raporu”ndan derlediğim bilgileri sizlere sunmak istiyorum.

Raporda özetle;

“Ülkemizin plastik üretim kapasitesi yaklaşık yıllık 10 milyon ton, 33 milyar dolar civarındaki cirosu, 5 milyar dolara yaklaşan direkt ihracatı ve son 10 senede GSMH büyümesini aşan yıllık büyüme ile plastik sektörünün ülke ekonomisine sağladığı katkı giderek artıyor. Dünyada altıncı, Avrupa’da da Almanya’nın ardından ikinci konumdayız.

Geri dönüşüm sektörümüzde, Türkiye plastik sanayisi ile birlikte gelişme göstermektedir.
Türkiye’de üretilen plastik malzemelerin hammaddesinin yüzde 85’i yurtdışından ithal edilen orijinal hammaddelerden karşılanıyor. Ülkemizin ithal ettiği plastik atık ise yıllık plastik üretiminin yüzde 4’ünü karşılıyor.

Plastik hammadde kullanımı olarak ithalatçı konumdayız.

Buna karşılık plastik ürün özelinde ise ihracatçı konumundayız.

Plastik atık ithalatları, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan geri dönüşüm, geri kazanım lisansı almış işletmelerce yapılıyor.

Yetkisiz ya da merdiven altı işletmelerin bu atıkları ithal etme şansı yoktur.

Plastik atıklar, sanayinin kullandığı ara hammaddesi olup plastik üretim firesi ya da toplanmış, ayrıştırılmış olan plastik malzemeler, geri dönüşüm endüstrisinde işlenerek, ana sanayimiz için hammadde haline getirilmektedir. Ülkemizin petrole sahip olmaması nedeniyle plastik hammaddenin yaklaşık yüzde 90’ına yakınını ithalat yoluyla sağladığı bilinmektedir.

Özetle, 2020 Yılı sonu itibariyle 10 milyar TL’lik pazar haline gelmiş olup yaklaşık kayıtlı 35 bin kişi olmakla birlikte dolaylı olarak 350.000 kişinin istihdamını sağlayan bir sektöre dönüşmüştür.

Plastik geri dönüşümün etki alanları

1. İstihdam: Kendisi ve tedarik sağladığı sektörler itibarıyla 1 milyon kişinin istihdamını etkilemektedir. Bunun yalnızca 350.000’i plastik sektöründedir. Ayrıca düşük vasıflı işçilik sorununu çözebilme potansiyelini barındırmaktadır.

2. Bölgesel gelişmişlik farklarının azaltılması: Geri dönüşüm sektörü yerel atık kaynağına yakın olmanın avantajı sebebiyle çok farklı coğrafyalarda istihdam ve ekonomik katkı oluşturabilmektedir. Bu kapsamda sektör, bölgesel gelişmişlik farklarının azaltılmasına pozitif katkı yapmaktadır.

3. Çevrenin korunması: Geri dönüşüm sektörü tüm dünyada sıfır atık politikalarının en önemli ayaklarındandır.

Modern tesislerimizin gelişimi için yurtiçi ve yurtdışından tedarik edilecek hammadde ile yapacağımız teknolojik yatırımlar büyümelidir.

4. Cari açığın azaltılması: Plastik geri dönüşüm sektörü 2030 itibarıyla plastik hammadde cari açığımızı %35,1 oranında azaltacaktır.

Zira plastik geri dönüşüm sektöründeki gelişme her geçen gün orijinal hammadde ithalatıyla meydana gelen yüksek döviz kaybını önlemektedir.

5. İhracatın artması: Plastik sektörü doğrudan 5,9 milyar dolar, dolaylı olarak ise 12 milyar dolar ihracat yapmakta olup bunun 1 milyar doları geri dönüşüm sektöründen gelmektedir.

6. Rekabetçi yapının korunması: Otomotiv, beyaz eşya, ambalaj, tarım ve inşaat başta olmak üzere 30’dan fazla sektöre ara malı sağlayan plastik sektörü, rekabetçi yapısını koruyabilmek adına orijinal ürünü ikame edebildikleri sahada geri dönüştürülmüş hammaddeyi kullanmaktadır.

Bu yasaklarla beraber yaklaşık 200 dolara ithal etmediğimiz atıkların yerine 3.000 dolar ödeyerek orijinal hammadde ithal edeceğiz.

Bu da ülkemizde malzeme ve tüm ürünlerde enflasyon oluşturacaktır.

Tüm sektörlere çarpan etkisi oluşmaktadır.

İthalat yasağı kararının ardından;

İşletmelerin büyük mağduriyetler yaşayacağını, yatırımların atıl hale dönüşeceği, yeni yatırımların duracağı ve çalışanları ise işsiz kalma tehlikesi ile karşı karşıya
kalmaktadır. Plastik hammadde ithalatı artacağından, maliyetlerimizin yükselmesi nedeniyle ihracatımız da azalacaktır. Döviz kazandırıcı bir sektör olmaktan çıkıp döviz kaybettiren bir sektöre dönüşecektir.

Çözüme yasaklar ile değil; önlemler, düzenlemeler ve kontroller ile ulaşılır. Bu amaçla İhtisas Gümrükleri açılarak plastik atıkları yapılmalıdır.

Raporda bir dizi önerileri yer alırken sonuç olarak;

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Türkiye Çevre Ajansı, Ticaret Bakanlığı, Tarım ve Orman
Bakanlığı, Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı, Sektörler ve Kamu Yatırımları Genel Müdürlüğü, Çevre ve Sürdürülebilir Kalkınma Dairesi ile meslek kuruluşları ve sektör temsilcileri birlikte çözüm üretileceğinin önemini de vurgularken , “Etilen Polimerlerin” ithalatının yasaklanması ile ilgili düzenlemenin acilen yeniden gözden geçirilmesi ile yasaklamaların kaldırılacağı düşünüyoruz” denilmekte.

Kişisel görüşümde, sektörü yeniden ekonominin içinde tutacak ve çevreyi koruyacak, bir dizi önlemlerin alınmasıyla yasağın kaldırılacağını umuyor ve diliyorum.

Tüm yazılarını göster