Bayramı geride bıraktık. Enflasyon, savaş, ekonomik kriz söylemlerine verdiğimiz bayram molası bitti ve her birimiz; yine aynı kâbusa uyandık; Hiperenflasyon, durgunluk sinyalleri, savaş gerilimi, enerji krizi, ekonomideki yönetim boşluğu, faiz, döviz ve daha niceleri…
Yılın ilk 4 ayı da geride kaldı, daha yeni başladık derken yılın üçte biri; yaşandı bile… Bu ilk 4 ayda Borsa 1.857’den 2.430’a yükseldi, %30,8 artış yaşandı. Dolar %10.84 oranında tırmandı. Aynı zaman diliminde gram altın %15,8, altının onsu %5, gümüş ise % 3 değer kazandı.
SÜREKLİ GERİ KALAN SAAT
Bilinir ki en kötü zaman ölçeri, sürekli geri kalan saattir. Bozuk saat bile, akrep ve yelkovanın pozisyonu üzerinden geçerken günde 2 kez doğruyu gösterir de sürgit geri kalan saatin böyle bir şansı yoktur. Bizde enflasyon ölçeri olarak TÜİK var ve “tıkır tıkır” çalışarak sürekli geri kalıyor.
Ancak gölgedeki sıcaklık %61 iken hissedilen; %114 olunca, arada saati ayarlamak gerekiyor. Her ne kadar Ahmet Hamdi Tanpınar’ın “Saatleri Ayarlama Enstitüsü” kıvamında olmasa bile enflasyonun yılsonu tahminini “tıkır tıkır” ve “azar azar” tırmandırıyor.
İKİ SORU İKİ CEVAP
Enflasyon mayısta zirve yapar mı?
Ekonominin dümenindekilerin söylemi bu fakat hesaba dayalı tahminler, zirvenin Ekim’de; %80’lerde olabileceğini gösteriyor. TÜİK’in söylemleri ve ekonomi yönetiminin ifadeleri; temenniden ibaret. Zira enflasyon söylemle değil, eylemle düşürülebilir ancak.
Dolar 15 lira barajını aşar mı?
Eğer Kur Korumalı Mevduatın yanına “enflasyon korumalısı, TÜFE, ÜFE endekslisi gelmez ise” dolar; kurulan barajları aşabilir. Zira FED faiz artışında çıta yükseltirken, banknot matbaası 3 vardiya çalışırken doları bir barajda tutmanın imkânı azalırken, Hazine’ye külfeti katlanarak artıyor.
NOT
HIRSIZIMI CEBİMDE GEZDİRİYORUM ADI DA HİPERENFLASYON
Neler yapmadık şu enflasyon için… Kimimiz öldük, kimimiz nutuk söyledik. Orhan Veli’nin şiirinden mülhem bu ifade ile kastım şudur; Enflasyon, onunla mücadele edilmedikçe, kendi düşesi değildir.
Ancak topluma verdiği zarar da katlanılası değildir.
Öncelikle cebimize dadanan arsız, yüzsüz bir hırsızdır.
İkincisi, testiyi kıranla suyu getirenin birbirine karışmasını sağlayan edepsizliktir.
Üçüncüsü; bir başkasına devredilme imkânı bulunca; müsilaj gibi yayılasıdır.
Seçim sürecindeki ülkede hükümetin enflasyonu indirmesi söz konusu olamaz. Zira ekonomik açıdan doğru bir hamle olsa da siyasi açıdan sandığa gömülme sebebidir.
Zira enflasyonla mücadele; acı reçetedir, fakirleşmektir, kemer sıkmadır, külfettir. Neticede enflasyonu çözecek biri varsa o da sandıktan çıkacak olan hükümet olabilir ancak…