Küresel piyasalarda Muhteşem Kasım, Siber Pazartesi vb. indirimler uğramadı, aralık ayı başında da ABD borsalarında rekor kırılmaya devam ediyor. Bitcoin, tarihte ilk kez 100 bin dolar seviyesini aşarken, teknoloji hisseleri özellikle robotik ve çip sektöründe dikkat çekici yükselişler sergiliyor. Bu olumlu havanın fonlarda aylık bazda yüzde 15- 20 gibi getirilere dönüştüğü bir dönemde, yurt içi piyasalarda enflasyon verisinin beklentilerin üzerinde gelmesine rağmen faiz indirimi beklentisi, Borsa İstanbul’da alım dalgasını destekliyor. Peki, bu gelişmeler yatırım fonlarına ve yatırımcı tercihlerine nasıl yansıyor?
Hisse senedi fonlarında bankacılık ve inşaat öne çıkıyor
Hisse senedi fonları bu olumlu havadan en çok fayda sağlayan fon grubu oldu. Özellikle bankacılık sektörü hisseleri, BIST100 endeksindeki yükselişe öncülük ederken, BIST100 dışı hisselerde özellikle GYO/inşaat sektöründe hareketlilik dikkat çekiyor. Olumlu tablonun teknoloji ve ulaştırma tarafındaki hisselerde de hissedilmeye başladığını görüyoruz. Ancak hisse senedi fonlarına yatırımcı ilgisi sınırlı kalmaya devam ediyor. Henüz net bir para girişinden bahsedemiyoruz.
Yurtdışı borsalarda Trump etkisi ve teknoloji hisse senetlerindeki yukarı seyir ise yabancı hisse ve değişken fonlara pozitif yansıdı. Robotik, çip ve blok zinciri temalı sektörlerdeki yükseliş, teknoloji ağırlıklı fonlarda aylık bazda güçlü kazanımları beraberinde getirdi. Özellikle Bitcoin’deki seyir blok zinciri teknolojisine yatırım yapan hisseleri içeren fonlarda yatırımcılar için yeni bir momentum oluşturmuş durumda.
Tahvil fonları yatırımcısına sabit getiri sunuyor
Enflasyon verisi sonrasında, tahvil içerikli borçlanma araçları fonlarında da pozitif seyrin devam ettiğini görüyoruz. Aylık olarak bakıldığında yüzde 5- yüzde 6 bandında getirileri bu fonlarda görebiliyoruz. Burada oluşan getiriler yatırımcı ilgisini de cezbetmiş görünüyor. Haftalık bazda fonlara para girişlerinde bu fonların önde olduğunu söyleyebiliriz. Para piyasası fonlarından çıkan paranın da bir kısmının bu fonlara kaymış olması olası. Para piyasası fonlarında getiri tarafında bir gerileme olmadığını ve ortalamada aylık yüzde 4 üzeri ve yüzde 49-50 mevduata denk getirilerin devam ettiğini de ekleyelim.
Aralık ayında nasıl bir portföy?
Yükselişlere iştirak etmek değerli ama sürekli yükseliş olmayacağı ihtimalini değerlendirerek yine sepet mantığında bir portföy oluşturmakta fayda var. Bu kapsamda portföy yönetim şirketlerinin önerileri üzerinden gidilebilir. Kasım ayı içinde, Deniz, İş, Ata ve Yapı Kredi Portföy’ün öneri portföylerini incelediğimizde, düşük riskli ve likit varlıkların tercih edildiğini görüyoruz. Volatilitenin yüksek olduğu dönemlerde, getiriyi belirli bir seviyede tutmak ve üzerine ek getiri sağlayabilecek varlıkları portföyde bulundurmak mantıklı bir strateji olarak öne çıkıyor. Genel olarak, para piyasası ve özel sektör borçlanma araçları fonlarının payı yüzde 40-50 aralığında değişiyor. Geçen aylardan farklı olarak İş ve Yapı Kredi Portföy’ün dağılımlarında borçlanma araçları fonlarına da yer verildiğini görüyoruz. Özellikle Yapı Kredi Portföy yüzde 40 para piyasası fonu ağırlığının yarısını bu fonlara kaydırmış görünüyor. Portföyün kalan kısımlarında majör bir değişiklik yok, altın yüzde 10 – yüzde 15, yabancı hisse yüzde 10 – yüzde 15 ve yerli hisse yüzde 25-40 aralığında yer buluyor. Özellikle yerli hisse ağırlığının ufak bir miktarda artırıldığını görüyoruz.
Yılın son dönemine girerken, portföylerini oluşturmak veya yeniden düzenlemek isteyen yatırımcılara, portföy yönetim şirketlerinin sosyal medya ve web sitelerinde sunduğu içerikleri dikkatlice incelemelerini tavsiye ediyorum. Bu değerli içerikler, yatırımcıların doğru kararlar almasına yardımcı olabilir. Sonuç olarak, hem yurt içi hem de yurt dışı piyasalardaki fırsatları değerlendiren, dengeli bir stratejiyle 2025’e güçlü bir başlangıç yapmak mümkün.