Pırlanta ihracatı 2 milyar dolara uzanır mı?

Mustafa Kemal ÇOLAK Kökler ve Kanatlar

Elmas sektörünü yakından takip edenler iyi bilecektir. Yapay elmas, sektörde çok hızlı bir gelişim gösteriyor. 2016’da sektördeki payı 0,5’lerde iken, henüz 10 yıl bile olmamışken, şu an sektörde yüzde 10 pazar payına ulaştığı ifade ediliyor.

Sözünü ettiğimiz milyonlarca yılda oluşan doğal elmastan farklı olarak, yüksek ısı ve basınç başta olmak üzere bir dizi laboratuvar işleminden geçen değeri düşük elmasın, yüksek kaliteli doğal elmasla insan gözüyle fark edilemeyecek kadar birebir aynısı olan suni elmas. Fiyatı, tahmin edebileceğiniz gibi hakikisinden çok düşük. Aralarında 10’da bire kadar fiyat farkı oluşuyor. Ancak tercih nedenini tek başına fiyat avantajıyla açıklamak tam anlamıyla gerçeği yansıtmıyor. Tıpkı doğal kürk ile yapay kürkte olduğu gibi, etik değerler ve çevresel faktörler de önemli rol oynuyor.

Doğal elmasın milyonlarca yıl önce, kıtaların çarpışmasından oluştuğuna dair bilim insanlarının kabul ettiği bir gerçek var. Yine bilenler bilir, bir elementten söz etmiyoruz, kristal bir formdan oluşuyor elmasın niteliği. Dev kara parçalarının bölünme ve çarpışma neticesinde oluştuğu, bu açıdan da Afrika’nın Batı ile Güney Amerika’nın Brezilya gibi doğu kesimlerinde, Güney Afrika’da ve Kuzey Kutbundan ayrılan Sibirya bölgesinde madenciliğinin yaygın gerçekleştiği ifade ediliyor.

Elmas madenciliği zor, meşakkatli ve bir hayli de çevresel riski içinde barındıran bir uğraş alanı. Doğada nadir bulunuyor, zaten pahalı oluşu da bu nedene dayanıyor. Ortalama 10 bin ton topraktan, üç karatlık yani 0,60 gramlık bir ürünün çıktığı ifade ediliyor.

Bu bilgileri elmas ve pırlanta alanında yaklaşık 20 yıldır faaliyet yürüten bir girişimciden öğrendim. Kocaeli’nde bölgesinde nam salmış, ilk ultrason makinalarını kullanmış jinekolog doktor baba ve kuyumcu esnafı anne tarafından yetiştirilen iki çocuğun küçüğü olan Mehmet Can Özdemir’in pırlanta ile olan mesaisi, Kocaeli’nden Kapalıçarşı’ya bu alanın marka ülkesi Belçika’ya, üretim merkezi Hindistan’a, Dubai’ye, Rusya’ya uzanıyor.

KAPALIÇARŞI, PIRLANTANIN KÜRESEL EĞİTİMİ MERKEZİ OLABİLİR

Pırlantada pek çok yenilikle tanışmış ve Türkiye’nin önünün açan girişimlerde bulunmuş Mehmet Can Özdemir’in iş öyküsünü şöyle özetliyor:

1984 doğumluyum, İzmit’te büyüdüm. Kocaeli Üniversitesi, Malzeme Mühendisliği’nde okudum. Amacım, memleketimde ailemin inşaat işlerini devam ettirmekti. Alman ekolünden Şadi Karagöz Hocam ile tanışmam ve yakınlaşmam hayallerimi çok büyük noktalara taşıdı. Bana çok şey katan, rahmetle aldığım Hocamın isteği ve biraz da zorlaması ile bitirme tezimi, elmas özelliklerini iyileştirme alanına ilişkin yaptım.

Elmasların iyileştirilmesi ve yüksek basınç üzerine standartlarının yükseltilmesi konulu tezimi hazırladım. Kapalıçarşı’dan kırık pırlantalar topladım. Elmas parçalarına 2 bin derecede 70 ton basınç uyguluyorsunuz. Sarıdan kırmızı, beyaza, yeşile dönüşüyor. Endüstriyel ucuz elmastan yüksek fiyatlı elmas yapıyorsun. Bu, ülkemizde ilkti.

Belçikalı HRD için Dünya Elmas Yüksek Konseyi’ne yazdı, hocalarım. Benden bahsettiler. Ar-Ge Mühendisi olarak Belçika Antwerp’e gittim. 8-10 ay yeni makinalarla birlikte eğitim aldım. Eğitmenliğimin ardından 2007’de Türkiye’de HRD ofisi açtım. İstanbul Altın Borsası’nda pırlanta eğitimleri başlattım.

Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın çizdiği pırlanta piyasasının kurulması vizyonunun da etkisiyle eğitimlere çok talep geldi. 2008 krizini de yaşamamıza karşın 400’ün üzerinde kişiye eğitim verdik. Hem HRD, hem ben, hem de sektör kazandı. Ardından test laboratuvarı açtım. Mücevher raporu nasıl olmalı, metodlar geliştirdik. Türkiye’de çok popüler oldu 2010’da.

2016’da dünyada ufak boy pırlantada sentetik elmaslar çıktı. İnsanlar bunların tespitini istedi. İlk defa mücevher üzerine mikroskop geliştirdik. O tarihe kadar ithal yolla temin edilen bu cihazlar yerli üretim oldu. İstanbul Ticaret Üniversitesi’nde Mücevher Mühendisliği’nin kurulmasında öncülük yaptım. HRD’nin 2018’de Dubai ofisini açtım.

O tarihlerde Türkiye de Dubai de pırlanta merkezi olmak için yola çıktı. En büyük üretim Rusya’nın kuzeyindedir. Hindistan, üretim merkezi olarak biliniyordu. Mumbai’de 3 ay kaldım.

Sektör, kurumsal yapıların dışında adeta gönüllülük ve insan gücü ile büyüyor. Duayen isimlerin emekleri çok büyük. Bu isimlerden Cihan Kamer, Ayhan Güner ve Burak Yakın'dan herkes gibi ben de çok şey öğrendim.

Ülkemizde Kıymetli Taşlar Borsası kuruldu, beni de hakem heyetine atadılar. Mücevher İhracatçıları Birliği yönetimine seçildiğimde 32 yaşında idim. Elmas piyasasının kurulumu, ihtiyaçlar, mevzuat değişimi, stratejiler derken, İstanbul, Anadolu ve özellikle Ankara’da bürokrasi içinde çok mesai yürüttük.

Pırlanta ürününe verilecek rapor, büyük güven unsuru yaratır, kaliteli satıcı ve müşteri ile buluşmasını sağlar. Sertifikalı ürünün kazancı fazladır. Eğitimle yeni pazarlar açmalıyız. Yurt dışında mağaza sahiplerini, toptan alıcıları eğitmeliyiz. Kapalıçarşı’yı merkez alacak şekilde İstanbul’da belli dönemler için eğitimler vermeliyiz.

Türkiye’nin ihracatta şansı çok yüksektir. Pırlantada ihracatımız 2 milyar dolara kadar çıkabilir birkaç yıl içinde. Dünyanın en büyük alıcılar, ABD ve Çin de ikinci. Biz ABD pazarına yeni yeni girebiliyoruz. Dubai gibi ülkeler ilerlediler son yıllarda. Bizden aldıkları ürünleri 8-10 katı karla satabiliyorlar. Direk alım ülkeleriyle temasımız, eğitim hizmetlerimizle pazarlamamız olmalıdır.

Yerli elmas analiz makinesi ürettiler 

Mehmet Can Özdemir’in Nuruosmaniye ofisi dışında, Gebze TÜBİTAK Marmara Teknokent’te de (Martek) bir bürosu bulunuyor. Oradaki şirketin başında yazılım ve pazarlamadan sorumlu ağabeyi Emre Özdemir var. Martek, sakin ortamı, geniş alt ve üst yapı hizmetleri ile yenilikçi şirketlere önemli fırsatlar sunuyor. JTR CEO’su Mehmet Can Özdemir ve ağabeyi Emre Özdemir’in başında bulunduğu şirketleri, 3 yıllık geçmişe sahip bir projelerini, 3 aylık hızlı bir tempodan sonra yakın zamanda yaşama geçirdiler.

TÜBİTAK Marmara Teknokent’in destekleri ile JTR tarafından geliştirilen, hassas elmas analizine imkan veren Reveal Pırlanta Dedektörü piyasaya sürüldü. İlk tanıtımının yapıldığı İstanbul Mücevher Fuarı’nda da büyük ilgi gördü. 200’ün üzerinde sipariş aldı. Hedef önce iç pazar, ardından ihracat olarak kondu. Emre Özdemir, yeni makinalarıyla Türk mücevher sektörünün ihracattaki katma değerini de artıracak bir yeniliği başardıklarını söyledi.

JTR’nin, Uluslararası Elmas Konseyi (IDC) denetimlerini kayıtsız şartsız kabul eden Türkiye’deki tek laboratuvar olduğunu söyleyen Emre Özdemir, tamamen Türk yazılımcıların eseri olan cihazın ihracatı ve ithal cihazların ikamesi sayesinde, ülkeye 10-15 milyon dolar değerinde katma değer kalacağını belirtti.

Tüm yazılarını göster