İran ile ABD arasındaki kavganın temelinde petrol yatar. 1952 yılında demokratik seçimlerle başbakanlığa gelen Muhammed Musaddık’ın İran petrollerini devletleştirmeye kalkışmasından bu yana bu kavga devam ediyor. Musaddık’a olanları biliyorsunuz. 1953’te ABD ve İngiltere’nin arkasında olduğu bir darbe ile devrildi. Petrol yine eski sahiplerine devredildi. İran dünyanın en büyük 4’üncü petrol rezervine sahip ülkesi. Dünya rezervinin yüzde 10’unun sahibi. Doğal gazda ise Rusya’nın ardından ikinci büyük. Bilinen rezervlerin yüzde 17’sine sahip. Bu zengin yataklar İran’ı her zaman Batı’nın ilgi odağı yaptı. Daha birkaç ay önce 53 milyar varillik yeni bir saha buldular. Ama petrol İran’a refah değil bela getirdi. Oysa güçlü bir tarihi, kültürü ve devlet geleneği olan bir ülke. Nijerya’dan Irak’a kadar birçok ülkenin petrolü var ama refah ve huzuru yok. Belki de bu nedenle “Green New Deal” gibi fosil yakıt kullanımını sonlandırmayı hedefleyen girişimler sanılanın aksine bu ülkeler için tehdit değil fırsattır. Diğer enerji kaynaklarına geçiş ile petrol savaşları sona erecek; askeri harcamalar azalacaktır.
İran-ABD gerginliği kritik bir kavşakta. Musaddık’ın devrilmesi önemli bir andı, bir travmaydı. Aynı şekilde 1979 Kasım’da başlayıp 444 gün süren Tahran’daki ABD elçilik işgali de önemli bir travmaydı. İran için değerli bir stratejik varlık olan Süleymani’nin öldürülmesi de bir travma olarak etkisini uzun yıllar gösterecektir. ABD’nin planı İran’ı sıkıştırmak ve kendine yakın bir rejim kurmak. İran’ın ise Süleymani saldırısına karşılık vereceğine kesin gözüyle bakılıyor. İran hamlesine ABD’nin vereceği cevap ayrı bir muamma. Kısacası, bu olay ile jeopolitik belirsizlik daha da artmıştır. Dün yapılan 2020 tahminleri bugün gözden geçirilmelidir. Özellikle petrol ve altına ilişkin kısa ve orta vadeli öngörüler yukarı çekilebilir. Mesela 70 dolara dayanan brent 80 doları görebilir.
Türkiye açısından etki üç kanaldan hissedilebilir. İran önemli bir ticaret partneriydi. İki ülke arasında 10 milyar dolarlık ticaret yapılıyor. Bu hacimde düşüş olabilir. İkinci kanal turizmdir. Yılda 2 milyondan fazla İranlı ülkemizi ziyaret ediyor. Bu gelirler etkilenecektir. Üçüncü kanal ise enerji fiyatlarıdır. Gerilim nedeniyle petrol fiyatlarının yükselmesi net ithalatçı olan Türkiye’nin büyümesini, ödemeler dengesini, bütçesini ve enflasyonunu olumsuz etkileyebilir.