Eski yıllarda işyerlerinin çoğunun duvarında “Veresiye Satan, Peşin Satan Tablosu” bulunurdu. Genelde yatay bir A4 büyüklüğünde olan bu tablo iki bölüme ayrılırdı, sol tarafta veresiye satan, sağ tarafta ise peşin satan. Veresiye satan perişan durumda iken, peşin satanın keyfi ve neşesi yerinde olurdu. Artık sık olmasa da, bazı işyerlerinde bu tabloya yine rastlanabiliyor, ancak tek farkla, espri amaçlı!
Bugünkü yazımız, 7326 sayılı Yapılandırma Kanunu kapsamında matrah ve vergi artırımı yapıp da, 1 Kasım’da ilk taksiti ödeyemeyenlerle ilgili.
Şimdi, bu iki konunun birbiriyle ne ilgisi var diye düşünebilirsiniz. Oldukça fazla ilgisi var. Çünkü, ilk taksiti ödeyemeyenlerin durumu tam olarak da “veresiye satan, peşin satan tablosu”ndaki durumla hemen hemen aynı. Nasıl mı?
Matrah ve vergi artırımı neden yapılıyor; amaç ne?
Matrah ve vergi artırımı yaparak buna ilişkin vergiyi ödeyen mükellefler, matrah ve vergi artırımı yaptıkları yıl veya yıllar için, artırım konusu vergi türleri yönünden vergi incelemesi yapılmama garantisi elde ediyorlar. Matrah ve vergi artırımı aslında vergi incelemesine karşı bir sigorta niteliğinde! Mükellefler artırım yaptıkları yıllarla ilgili düşük tutarda bir “sigorta parası” ödeyerek incelenmekten kurtuluyor, herhangi bir vergi ve vergi cezası ile karşı karşıya kalmıyorlar! Gerçekten ciddi ve önemli bir avantaj!
7326 sayılı Kanun kapsamında hangi yıllar için artırım yapıldı?
Mükellefler 7326 sayılı Kanuna göre 2016, 2017, 2018, 2019 ve 2020 yılları için gelir ve kurumlar vergileri yönünden matrah artırımı, KDV ve stopaj gelir/kurumlar vergisi yönünden ise vergi artırımı yaptılar.
Sadece artırım yapmak yeterli değil, tahakkuk eden vergilerin ödenmesi de şart
Matrah ve vergi artırımının geçerli olabilmesi için, tahakkuk eden verginin peşin veya ilk taksiti 1 Kasım’a (bugün dahil) kadar (31 Ekim’in Pazar gününe rastlaması nedeniyle) olmak üzere ikişer aylık dönemler halinde 6 eşit taksitte ödenmesi gerekiyordu. Ayrıca, artırımın geçerli olabilmesi için, ilk iki taksitin süresinde ödenmesi de şart! Matrah veya vergi artırımı sonucunda tahakkuk eden vergilerin tamamının ilk taksit ödeme süresi içerisinde peşin olarak ödenmesi hâlinde, bu vergilerden yüzde 10 indirim yapılıyor ve katsayı uygulanmıyor.
Ödeyemeyenler artırım haklarını ve avantajlarını kaybediyor
Matrah ve vergi artırımında bulunanlar, tahakkuk eden bu vergileri, öngörülen süre ve şekilde ödememeleri halinde, artırım hükümlerinden yararlanma hakkını kaybediyorlar. Bu haklarını kaybedenlere ne mi yapılıyor? Bunlar bir yandan öncelikli olarak vergi incelemesine alınıyor, diğer yandan da artırım nedeniyle tahakkuk eden vergiler gecikme zammı hesaplanarak bunlardan tahsil ediliyor. Yani, artırımları geçersiz sayılıyor ama artırımla ilgili tahakkuk eden vergiler tahsil ediliyor. Bu da bir çelişki midir, yoksa ceza mıdır tartışılır!
1 Kasım’da çok sayıda mükellef bu artırımlara ilişkin vergilerini ödeyemedi
Dün itibariyle gelen mailler ve telefonlardan, çok sayıda mükellefin işlemleri yetiştirememeleri, gerekli olan parayı sağlayamamaları vb. nedenlerle matrah ve vergi artırımlarına ilişkin ödemelerini yapamadıkları anlaşılıyor. Hemen herkes, ikinci taksit ile beraber ödeyerek, bu haklarının devam etmesini istiyor, talep ediyor. İnanın çok sayıda mükellef bu durumda!
Biz bunu daha önce öngörmüş ve uyarmıştık!
5 Haziran 2021 tarihli Dünya Gazetesi’nde yayınlanan “Ödeyemeyecekseniz matrah ve vergi artırımı yapmayın!” başlıklı yazımda bu duruma dikkat çekerek, matrah ve vergi artırımında bulunup tahakkuk eden vergileri, yasada öngörülen süre ve şekilde ödeyemeyecek olanların, artırım yapmamalarında fayda olduğunu, sonunda hem hemen incelemeye alınma hem de yararlanılamayacak olan artırımın vergisini ödeme durumuyla karşı karşıya kalınabileceğini belirtip, “eğer ödeyemeyecekseniz, matrah ve vergi artırımında bulunmayın, dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan da olmayın!” diye de uyarmıştık.
Keşke haklı çıkmasaydık, ama bugün itibariyle konu maalesef buraya geldi. Bu gibi hassas, önemli sonuçlar doğuran ve hak kaybına neden olan ödemeler için neden son gün beklenir anlaşılır gibi değil. Ama galiba bu sadece bizim insanlarımıza mahsus bir özellik.
İlk taksiti ödeyemeyenlerde peşin - taksitle ödeme seçeneği farkı
Yukarıda da ifade edildiği üzere, matrah ve vergi artırımları sonucu tahakkuk eden verginin peşin veya ikişer aylık dönemler halinde 6 eşit taksitte ödenmesi mümkün bulunuyor. Matrah ve vergi artırımlarının geçerli olabilmesi için, Ayrıca, artırımın geçerli olabilmesi için, ilk iki taksitin süresinde ödenmesi de şart!
İlgili düzenlemeye göre, matrah ve vergi artırımları sonucu tahakkuk eden verginin peşin veya ilk taksitinin 1 Kasım’a (bugün dahil) kadar (31 Ekim’in Pazar gününe rastlaması nedeniyle) ödenmiş olması gerekiyordu.
İşte artırıma ilişkin vergiyi peşin ödeme veya taksitle ödeme seçeneğini seçen mükellefler arasındaki fark da tam olarak burada ortaya çıkıyor.
Taksitle ödemeyi seçip ilk taksiti ödeyemeyenler artırım haklarını kaybetti
Matrah ve vergi artırımlarına ilişkin tahakkuk eden vergilerinin ilk taksitini 1 Kasım’da ödeyemeyenlerin matrah ve vergi artırımları maalesef geçersiz hale geldi. Yani, bunlar matrah ve vergi artırımlarının sağladığı avantajları kaybettiler.
Peşin ödemeyi tercih edenler kasım ayı sonuna kadar öderse artırımları geçerli
Matrah ve vergi artırımlarına ilişkin tahakkuk eden vergileri peşin ödemeyi tercih eden mükelleflerin normal olarak bu ödemelerini 1 Kasım’a kadar yapmaları gerekiyordu. Maalesef peşin ödemeyi seçen mükelleflerin bir kısmı da ödemesini yapamadı. Ancak, bunların bir şansı daha var, peşin ödemeyi seçen bu mükellefler tahakkuk eden vergileri ilk 2 taksit süresi içerisinde öderlerse yani tahakkuk eden ancak 1 Kasım’da ödeyemedikleri artırım vergilerini 2. taksit ödeme süresi olan 30 Kasım’a kadar (bugün dahil) geç ödeme zammıyla birlikte öderlerse, matrah ve vergi artırımları geçerli oluyor. Bu durum sadece peşin ödeme seçeneğini seçenler için geçerli. Ancak bu durumda olanlar, yüzde 10 indirim haklarını kaybediyorlar (7326 sayılı Kanun, Mad. 9).
Peki, bu uygulama doğru mu?
Konuya nereden bakıldığına bağlı. Yasal düzenleme bu şekilde, yani tartışmaya kapalı.
Maliye taksit ödemesinin yapılması konusunda üstüne düşeni yaptı
Maliye, uzun bir zamandır ilk taksitin süresinde ödenmesi konusunda oldukça hassas davranarak, gerek yazılı gerekse sosyal medya ve kendi web sayfasında mükelleflere bu konuda gerekli uyarılarda bulundu. Son gün vergi dairelerini öğle vakti bile açık tuttu. Yani, üstüne düşeni yaptı.
Taksitle ödemeyi seçenlere yeni bir hak verilebilir mi?
7326 sayılı Kanunda öngörülen başvuru ve ilk taksit ödeme sürelerini bir aya kadar uzatma konusunda Sayın Cumhurbaşkanımız yetkili bulunuyordu (7326 sayılı Kanun, Mad. 9/16).
4420 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile bu yetki kullanılarak, başvuru ve ilk taksit ödeme süreleri birer ay uzatıldı. Bu suretle, Kanundaki başvuru ve ilk taksit ödeme sürelerinin birer ay uzatılmasına ilişkin yetki de kullanılmış oldu. 7326 sayılı Kanunda, süre uzatımı ile ilgili başkaca bir yetki bulunmuyor.
Dolayısıyla, taksitle ödemeyi seçip ilk taksitlerini 1 Kasım’a kadar ödeyemeyenlere bir süre uzatımı verilmesi şu an için mümkün değil.
Bu konuda ne yapılabilir?
Şu an için bu konuda yasal anlamda yapılacak bir şey bulunmuyor. İlk taksitini ödeyemeyenler maalesef matrah ve vergi artırım haklarını kaybettiler.
Ancak, sahadan gelen talepler, ikinci taksit süresinde ilk iki taksiti ödeyenlerin matrah ve vergi artırımlarının geçerli sayılması yönünde.
İçinde bulunduğumuz ekonomik konjonktür, yaşanılan pandemi süreci vb. hususlar dikkate alınarak, çıkarılacak ilk Kanuna bir hüküm eklenerek, ilk iki taksiti 2. taksit süresinde geç ödeme zammıyla ödeyenlerin matrah ve vergi artırımları geçerli sayılabilir. Bu hakkaniyete de uygun olur diye düşünüyorum.
Ayrıca, 2. seçenek olarak, ilk taksiti ödemeyenlere tercih değişikliği hakkı verilerek, “peşin ödeme”ye geçmeleri sağlanabilir. Çok sayıda Vergi Uzmanı bu önerinin Maliye’nin yetki kullanımı ile hayata geçirilebileceği görüşünde iken, bir kısmı ise bunun da ancak yeni bir yasal düzenleme ile yapılabileceği görüşünde bulunuyor. Peşin ödeme Maliye’nin de işine gelir, haklarını kaybeden/kaybetme tehlikesi olan mükelleflerin de!
Ne dersiniz?