PepsiCo Türkiye ve Büyük Balkanlar Kurumsal İlişkiler ve İletişim Kıdemli Direktörü Esra İren, “Döngüsel ekonomi modelini çok etkin bir şekilde uyguluyoruz. Naturalis projemiz Pepsi- Co’nun faaliyet gösterdiği farklı ülkelerde örnek alınıyor” diyor.
PepsiCo için sürdürülebilirlik; sürdürülebilir bir gıda sistemi yaratmak anlamına geliyor. “Daha sürdürülebilir bir gıda sistemi oluşturmadan, ne bugünü yönetebiliriz ne de geleceğimizi inşa edebiliriz” diyor PepsiCo Türkiye ve Büyük Balkanlar Kurumsal İlişkiler ve İletişim Kıdemli Direktörü Esra İren. “Tarım arazilerinde yaşanan toprak kayıpları, artan ambalaj atıkları, yaşanan su kıtlığı ve iklim değişikliği gibi dünyayı tehdit eden birçok sorun var. Bu koşullar altında artan dünya nüfusunun uzun vadede beslenebilmesi çok zor” diye devam ediyor.
Dünyanın en büyük tarım işletmelerinden biri olan PepsiCo, sürdürülebilirlik kapsamında en önemli etkiyi yaratabileceğine inandığı alanlara odaklanmış durumda. Bunları; pozitif su etkisi, karbon ayak izinin azaltılması, ürünler, iklim, ambalaj ve toplumsal gelişime destek olarak sıralayan Esra İren, şirketin sürdürülebilirlik çalışmalarını şöyle anlatıyor:
Tarımsal hammaddenin yüzde 80’i sürdürülebilir kaynaklardan
“PepsiCo 2006 yılından bu yana dağıtım, arıtma ve koruma programları aracılığıyla güvenli suya erişimini sağlamak için bir program yürütüyor. Bugüne kadar 44 milyon insanın güvenli suya erişimi sağlandı ve 2030 yılına kadar toplam 100 milyon kişiye ulaşma hedefimiz var. Global olarak geçen yıl çiftçilerden tedarik edilen tarımsal hammaddenin yaklaşık yüzde 80'i sürdürülebilir kaynaklardan sağlandı. Bu konuda yüzde 100 oranına ulaşma hedefimize adım adım yaklaşıyoruz. Sera gazı emisyonlarında da geçen yıl global olarak yüzde 6 oranında düşüş kaydedildi. Şirketimizin 2050’ye kadar net-sıfır emisyon hedefine ulaşılması için uzun vadeli bir stratejisi bulunuyor. Yenilenebilir enerji, emisyonların azaltılmasında en kritik yatırım alanlarından biri. PepsiCo’nun Avrupa'daki ticari faaliyetlerinde yer alan dokuz ülkede hâlihazırda elektriğin yüzde 100'ü yenilenebilir kaynaklardan sağlanıyor.”
En kritik yatırım alanı yenilenebilir ve temiz enerji
“Dünyanın geleceği yenilenebilir kaynaklarda. PepsiCo Türkiye olarak bizim için de sera gazı emisyonlarının azaltılmasında en kritik yatırım alanlarından biri yenilenebilir ve temiz enerji. Elektrik tüketimimizin; Suadiye fabrikasında yüzde 75; Tarsus fabrikasında ise yüzde 50’ye varan bölümünü biyogaz ve solar enerjiden elde ediliyor. Manisa fabrikamızda da solar enerji yatırımlarımızın birinci fazını tamamladık. Solar enerjiye ilave olarak bu yıl açılacak biyogaz üretim tesisi ile kullanılacak elektriğin yüzde 30’unu fabrikanın organik atıklarından elde edeceğiz. Bu konuda döngüsel ekonomi modelini çok etkin bir şekilde uyguluyoruz. Naturalis projemiz bu konuda en güzel örneklerden. Bu projemiz PepsiCo’nun faaliyet gösterdiği farklı ülkelerde de örnek alınıyor. Bu projeyle; üretim sırasında oluşan patates kabukları, mısır, nişasta ve bitkisel yağlardan oluşan organik atıkları toplayarak fabrikalarımızdaki organik atık tesisinde enerji üretiminde değerlendiriyoruz. 2007 yılında hayata geçirdiğimiz TÜBİTAK Teşvikli Anaerobik Çürütme projesi sayesinde Tarsus fabrikamızın enerjisinin yüzde 45’i Kocaeli fabrikamızın enerji ihtiyacının yüzde 30’unu bu yolla elde ediyoruz. Tüm enerji üretiminden sonra kalan atıktan organomineral gübre elde edip patates üretimi için tarlalara sevk ediyoruz. Naturalis ile gübre üretiminde kullanılan kimyasalı yüzde 40 oranında azaltarak, toprağa karışacak kimyasal miktarını minimuma indiriyoruz. ‘Sıfır atık’ hedefine ulaşarak, işlemden kaynaklı CO2 salınımı da yüzde 11,5 oranında azaltıyoruz.”
Girişimci çiftçiye destek
“Türkiye’nin 20 şehrinde, 4 bin hektar alanda yüzlerce çiftçiyle sözleşmeli tarım uygulaması çerçevesinde, ülkemizin cipslik patates üretiminin yüzde 60’ını gerçekleştiriyoruz” diyen İren, sözleşmeli tarım kapsamında çiftçilerin tohum, gübre ve bitki koruma ilaçları gibi maliyetlerini önceden karşıladıklarını, patates deposu yapmak isteyen girişimci çiftçilere know how desteği verdiklerini söylüyor. Esra İren, “Tarımda sürdürülebilirlik odaklı birçok teknolojiye yatırım yapıyor ve bunların Türkiye’deki çiftçilerimiz tarafından kullanımını sağlıyoruz. Örneğin PepsiCo olarak İCrop adı verilen sulama optimizasyonu yapabilen, erken uyarı sistemi ve meteorolojik veriler de sunabilen bir uygulama üzerinde teknoloji şirketleri ile çalışıyoruz” diye ekliyor.
PepsiCo Türkiye, sıfır atık hedefine en hızlı ulaşanlar arasında
Esra İren, PepsiCo Türkiye olarak sürdürülebilirlik alanında PepsiCo dünyası içinde örnek olacak birçok işe imza attıklarını söylüyor. İren bu çalışmaları şöyle anlatıyor: “Bugüne kadar yaptığımız çalışmalarla; tarımda birim başına tüketilen suyu yüzde 50, yiyecek fabrikalarında kullandığımız suyu yüzde 18; içecekte ise yüzde 24 oranında azaltmış durumdayız. 2025 yılına kadar, yüksek su riskinin bulunduğu bölgelerde tarımda yüzde 15 su verimliliği sağlamanın yanı sıra üretim tesislerimizde kullandığımız suyu yüzde 25 azaltmayı amaçlıyoruz. Bu tesislerin kullandığı suyun tamamını yerel su havzalarına yeniden kazandırmayı hedefliyoruz. Bir tarım işletmesi olarak, sözleşmeli tarım aracılığıyla Türkiye’de bugüne kadar toplamda 10 bin hektar üzerinde patates, mısır ve mısır irmiği üretiminin yapılmasını sağladık. PepsiCo Türkiye olarak 6 fabrikamızın hepsi sıfır atık olarak faaliyet gösteriyor. Bu hedefe Avrupa bölgesinde en hızlı ulaşan iş birimlerinden biriyiz.”