Pendname

Osman Ata ATAÇ İŞLETMECİLİK SOHBETLERİ

Yok, hayır Farsçaya dönmüş değilim. Sadece hafızanızı yoklamak istedim. Çünkü pend kelimesinin anlamını daha önce yazmıştım. Hatırlamıyorsanız istiklal madalyalı büyükbabamın kurtuluş savaşımız esnasında yarbay rütbesiyle İzmir’e ilk girenlerden olduğunu ve orada ilk işinin bir fotoğrafçı bulup resmini çektirdiğini anlatmış ve oğluna, yani rahmetli babama, resmini göndererek “iyi tut oğlum pendimi” diyerek resmin arkasına bir dizi nasihat sıraladığını anlattığım yazımdan bahsediyorum. Yani dostlar, pend farsça kökenli bir kelime olmakla bizde nasihat-öğüt anlamında kullanılır. Bu yazıda sizlere bazı tavsiyelerde bulunmak istiyorum. Onun için başlığını pendname olarak attım. Şimdi “Neden nasihatname demedin?” veya “Öğütler desen olmaz mıydı?” diyenleriniz vardır. Olmasına olurdu ama bu sefer de beni büyüklük taslamakla suçlardınız. Pendname deyince, en azından benin kulağıma, sanki benim nasihatıma ihtiyacınız varmış da okuyup öğrenin demişim gibi gelmiyor.

Bugün sizlere John Francis Welch Jr. veya kısaca Jack Welch olarak bilinen Amerikalı bir kimya mühendisi olan iş yöneticisi ve yazardan bahsetmek istiyorum. Jack Welch 1981 ve 2001 yılları arasında General Electric'in (GE) Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO olarak en üst yöneticisiydi. Bay Welch 2001 yılında emekliliğe ayrılırken GE’den 417 milyon dolarlık bir kıdem tazminatı aldı. Ancak Welch şöhretini yaşa takılmadan aldığı bu muazzam emeklilik ikramiyesine borçlu değildi. Başkanlığı esnasında ampul ve dayanıklı ev eşyası imal eden GE şirketini uluslararası çapta finansal hizmetlerden medyaya oradan da sanayi ürünlerine uzanan bir şirket haline getirmiş ve şirketin piyasa değerini 14 milyar dolardan 410 milyar dolara çıkarmıştı. 

Yönetici olarak GE’nin başında oturduğu 20 yılın ilk on yılında Welch şirketi acımasızca budadı. Verimsiz bulduğu yöneticileri kovdu. Şirketin kar getirmeyen bölümlerini kapattı. Fabrikaları kapattı, işçileri işten çıkarttı. Tüm bunları yaparken ‘yavaş büyüyen ekonomide hızlı büyüme sloganını kullandı. Sonra başka şirketleri satın aldı, yönetimlerini daha etkin işletmecilik modelleriyle GE’nin karını arttırmaya zorladı. Bu yaptıklarıyla şirket içinde nötron bombasına atıfta bulunularak ‘nötron Jack’ olarak anılmaya başladı. Binalara dokunmadı ama binaların içindeki yönetici ve işçilere ciddi şekilde dokundu. 

Welch’e göre GE hangi işe girmişse o işin ya bir ya da iki numaralı şirketi olmalıydı. Yoksa o piyasadan çekip gitmeliydi. Bunu sağlamak için Motorola işletmesinin icat ettiği ileri sürülen Altı-Sigma nam maruf imalat sanayii için geliştirilmiş olan metodolojiyi GE’nin tümüne uygulamaya karar verdi. 

Bu metodolojiye göre imalat işlevlerinde en iyinin elde edilebilmesi için süreçler tanımlanmalı, ölçülmeli, ölçümler analiz edilmeli, gerektiği yer ve hallerde iyileştirilmeli ve denetlenmeliydi. Altı-sigma metodunun GE’nin Welch zamanındaki başarısındaki rolü hiç bir zaman analiz edilmedi. 

Metodolojinin hiçbir olumlu sonuç doğurmadığı vakalar doğurduğu vakalardan çoktu. Altı-sigma programlarının uygulandığı işletmelerde yöneticilerin ‘bu uygulamadan benim kişisel çıkarım nedir?” sorusuna cevap bulamamaları, üst yönetimin programı sabır ve kaynaklarla desteklememeleri,  elle tutulur sonuçların genellikle gecikmesi, programa katılanlara yeterli eğitim verilmemesi ve genelde bu metodolojinin çok karmaşıklaşma eğilimi onun başarısızlığının nedenleri olarak bilinir. Zaten Welch kendisi de başarısını altı-sigmaya bağlamıyor. Altı sigma konusunda bir ara sohbet ederiz. 

Welch işletmecilik konusunda kitaplar yazıp konferanslar vererek süratle ‘guru’ statüsüne yükseldi. Aslında Welch’e kimse işletme gurusu demedi. Zaten guru yakıştırması konusunda, her ciddi işletme yönetimi yazar ve düşünürünün liste başlarında bulunan, Peter Drucker ile aynı fikirdeyim. Drucker gurular için “Şarlatan uzun ve hecelemesi zor bir kelime olduğundan onlara kısaca guru diyorlar” demişti.  ABD basını ve işletmecilik yayınları guru yakıştırmasını az bulup Welch’e ‘superstar’ diyorlardı. 

Eh! yukarıda Allah var. İşletmesinin değerini yirmi yılda 14 Milyar dolardan 410 milyar dolara çıkartan adamın tavsiyelerini dinlemeyip kimin tavsiyelerini dinleyeceksiniz? Millet de öyle yaptı. Superstar Jack Welch’in konferansları, TV programları, dersleri, kitapları, röportajları  doldu taştı, yok sattı. 

Welch 2005 yılında eşi Wely Welch ile birlikte yazdığı ‘winning’ (Kazanmak İstiyorsanız; Çevirmen: Ahmet Kardam; Optimist Yayınevi; İş Yönetim Dizisi, 2014) piyasaya çıkışının ilk altı ayında 440.000'den fazla kopya satarak en çok satan kitap oldu. Welch 2020 yılında 84 yaşında vefat etti. 

Welch öldü ama GE’nin hikayesi bitmedi. Onun emekli oluşundan sadece yedi sene sonra 2008 yılındaki mali kriz GE’yi fena sarstı. İşletmenin hisse senedi fiyatı %42 düştü. Zaten Welch ayrılır ayrılmaz GE’nin büyümesinin sürdürülebilir olmadığı yazılıp çizilmeye başlamıştı. Şirketin mali yatırımlar ayağının yaptığı yatırımlar ve ettiği zarar neredeyse tüm şirketi batıracaktı. GE yeniden yapılanmaya gitti. Henüz paçasını kurtarıp kurtarmadığı tam da belli değil. 

Peki, Welch neden başarılı oldu?  Benim kanımca Welch başarılı falan olmadı. Görevde kaldığı yirmi yıl süresince GE hisse senedi sahipleri iyi para kazandılar. Eğer bir yöneticinin amacını işletmenin operasyonlarını gerekirse kan gelene kadar sağarak azami karlılıkla çalıştırmak ve bu suretle işletmenin hisse senedi sahiplerini mutlu etmek olarak tanımlarsanız işletmenin sürdürülebilir ‘refahını’ riske atarsınız. Welch’in GE’si yeniliklere kapalı kaldığı gibi hemen karlı sonuçlara ulaşmayan, uğraş isteyen işlerden de uzaklaştı. 

Welch’in personel yönetimine de yansıyan “beni sonuçlar ilgilendirir” tarzındaki yönetimi de işletmecilik konusundaki ‘en kötü’ uygulamalar arasında ilk sıralarda yer aldı. Welch altındaki yöneticileri  başarılıdan-başarısıza sıraladığı gibi onlardan kendi çalışanlarını da aynı şekilde ‘başarı’ sıralamasına sokmalarını istiyordu. 

Bu uygulamaya göre personelim yaklaşık %10’u ‘başarılı’ olarak etiketlenirken belli bir yüzdesi de ‘başarısız’ olarak etiketleniyordu. Bu grup genellikle işten çıkarılıyordu. Personelin ne hissettiğini anlatmama gerek yok herhalde. 

Haksızlık olmasın. Welch’in bu kötü tavsiyesi daha doğrusu uygulaması yanı sıra, birçok iyi önerisi de var. Bu tür ‘iyi’ tavsiyelerin en büyük sorunu hemen hepsinin ‘aşikarı ifşa, söylemesi kolay, yapması zor’ olmalarıdır. Söz gelimi, Welch’in iki düzineyi aşkın önerileri arasında yönetmeyin liderlik yapın, mikro yönetim yapmayın, vizyonunuzu iyi anlatın, işleri ve süreçleri basitleştirin, gerçekçi olun, yönetimde çok resmiyetçi olmayın, yeniliklere açık olun, liderliği teşvik edin, v.b. gibi bir sürü rasyonel öneri de var. 

Şimdi bu öneriler neden işletmecilik yazınında yer alıyor ve ‘Jack Welch’den işletmecilik tavsiyeleri’ başlığı altında temcit pilavı misali ısıtılıp ısıtılıp önümüze sürülüyor? Çünkü çok başarılı! bir işletmeci söylemiş de ondan. Bir yazımda Goethe ölürken “Biraz daha ışık” demiş, ne demek istemiş acaba diye bir makale okuduğumdan bahisle “Goethe dedi diye üstüne makaleler yazılıyor. Ben söylesem “adam ölüyor içi kararmıştır” der geçerler” demiştim. Hepimizin oturup da yazabileceğimiz tavsiyeleri Welch söyledi diye onlar yazıyorlar, bizimkiler çeviriyorlar, sizler de belki okuyorsunuz. 

Hasılayı meram pendim her zaman olduğu gibi…

Sağlıcakla kalın

Tüm yazılarını göster