Geçen hafta üzerinde çok durulmayan ancak bizim gibi ülkeler için oldukça önemli olan bir haber vardı. Suudi Arabistan varil başına 100 dolarlık gayri resmi fiyat hedefini terk ederek petrol üretimini artırmaya hazırlanıyormuş.
Aslında Suudiler bütçelerini dengeleyebilmek için petrol fiyatının 100 dolar civarında seyretmesine ihtiyaç duyuyorlar ama pazar paylarını rakiplerine kaptırmamak için daha düşük fiyatlara da razı oldular. Geçen hafta cnbce.com’da yer alan habere göre 2022 Kasım ayından bu yana üretimi kısarak fiyatları yüksek tutmaya çalışan Suudi Arabistan, üretim kotasını aşan Irak ve Kazakistan gibi üreticilere pazarı kaptırmamak için aralık ayında üretimi arttıracakmış.
Bizim gibi petrol ithalatına aşırı bağımlı olan ekonomiler için iyi bir dönem başlıyor; bir anlamda fırsat penceresi doğuyor. Fed’in başlattığı küresel faiz indirim dalgası ve enerji fiyatlarının düşecek olması Türkiye’nin de aralarında bulunduğu bazı ekonomilere kendi sorunlarına daha iyi odaklanabilmek için önemli fırsatlar sunuyor. Mesela Türkiye küresel faizlerin düştüğü ve enerji fiyatlarının nispeten düşük seyrettiği bir ortamda enflasyonu kalıcı bir şekilde makul seviyelere düşürmeye daha iyi odaklanabilir. Güvenilir enerji fiyat tahminleri bize bu imkânın doğacağını gösteriyor.
Petrol fiyatlarında 2025 yılı için yapılan tahminler bundan iki ay önce yapılanlara göre 5-6 dolar daha düşük seyrediyor. Mesela BofA Securities, 2025 için Brent fiyat tahminini 5 $/varil düşürerek 75 dolara çekti. Diğer kuruluşların da tahminleri bu seviyeye yakın. Bu ayın başlarında Brent petrol fiyatı, Aralık 2021'den bu yana en düşük seviyesine inerek kısa bir süreliğine 70 doların altına düşmüştü. Eylül ortalaması ise 73 dolar civarında gerçekleşecek.
Bence son tahminlerin daha da altında gerçekleşmeler görebiliriz. Çünkü arz ve talep tarafında bu iyimserliği destekleyecek bazı gelişmeler var.
Piyasanın önemli ithalatçısı Çin’in talep artış hızında ciddi yavaşlama var. Geçen yıl günlük talep artışı varil başına 1,45 milyon olan Çin için bu rakam, bu yıl sadece 180 bin olmuştu. Gelecek yıl ki artışın da yine bu seviyeye yakın olması bekleniyor.
Talep hız keserken arz ise artıyor. Amerika'daki üretim artışı, toplamda 1,17 milyon varil/günlük arz büyümesi sağlayacak. OPEC+ üyeleri, gönüllü üretim kesintilerini Aralık’tan itibaren 12 ay boyunca aşamalı olarak kaldıracaklar. Libya’daki anlaşmazlığın çözülmesi ile üretimin tekrar artacak olması da arz tarafını destekleyecek ve fiyatları baskılayacaktır.
Kısacası enerji de görürüm olumlu. Faiz tarafında da bizim gibiler için olumlu bir görünüm ortaya çıktı. Fed’in önceki hafta yaptığı yarım puanlık güçlü faiz indiriminin Amerikan ekonomisine önemli yansımaları mutlaka olacaktır ama aynı zamanda diğer ülkelerde de faiz indirimlerini tetikleyecektir. Avrupa ve diğer gelişmiş ekonomilerde de indirim süreci başladı. Geçen hafta S&P’nin bir yorumunda, Kolombiya, Filipinler ve Meksika gibi faizlerin halen yüksek seyrettiği ama enflasyonun düşüş trendine girdiği gelişmekte olan piyasa ekonomilerinde önemli faiz indirimleri olabileceği öngörüsü yapılıyordu. Enerji fiyatlarının düşük seyretmesi de küresel faiz indirimleri için zemini daha da güçlendiriyor.
Kısacası; küresel faiz ve enerji maliyetlerinin düşük seyredecek olması bizim konumumuzdaki ekonomiler için bir fırsat penceresi sunmaktadır. Ama bu pencere çok uzun süre açık kalmayacaktır. Faizler de sıfıra inmeyecektir. 2025 ortasından ya da en geç üçüncü çeyreğinden itibaren dünyada, faiz indirimlerin sona erdiği farklı bir hava esebilir. Jeopolitik gerilimler ve yeni çatışmalar da petrol fiyatlarını geçici süre için de olsa tersine çevirebilir. Onun için sınırlı süre açık kalacak olan bu pencerede yararlanmak ve doğru adımları atmak gerekir. Türkiye de, doğru politikalarla enflasyonu tek haneli seviyelere kalıcı bir şekilde çekecek politikaları ısrarla uygulamalıdır. Ekonomist Daron Acemoğlu’nun CNBC-e’ye dediği gibi “Eğer enflasyonu düşürürsek, geleceğe yatırım yaparız.”