Türkiye yeni haftaya Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Kuzey Irak’a yönelik yeni harekatıyla başladı.
“Pençe-kilit” adı verilen, hava ve kara kuvvetlerinin koordinasyon içinde gerçekleştirdiği operasyonla sınır ötesindeki PKK terör örgütü unsurlarının yok edilmesinin amaçlandığı açıklandı.
Ancak tek hedef bu değil elbette; Pençe kilit operasyonunun terörle mücadele dışında hem iç politikada, hem dış politikada, hem de enerji politikasında kritik sonuçları olacak gibi.
DIŞ POLİTİKADA HÜKÜMETİN ELİ RAHATLAYACAK
Operasyonun, dış politikada ciddi eleştiriler alan AK Parti için tartışmaları en azından bir süre için bitirme fırsatı olduğu açık;
Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın hunharca öldürülmesine ilişkin olayın davasının Suudi Arabistan’a devredilmesi konusu örneklerden biri; Bizzat AK Parti hükümetinin Suudi yönetimine yönelik suçlamalarıyla tüm dünyada mal edilen Kaşıkçı davasının, Türk yargısının elinden alınıp, Suudi Arabistan’a devredilmesi iktidar tabanında bile kaşların kalkmasına yol açmıştı.
Benzer şekilde, İsrail’le normalleşme çerçevesinde Mescid-İ Aksa’da Filistinliler’e yönelik saldırılara Türkiye’nin tepkisi birkaç kuru açıklama olarak kalması da tabanda eleştiri konusu olmaya başlamıştı.
Pençe kilit operasyonu tam bu noktada hayata geçirildi. AK Parti’ye yönelik, özellikle muhafazakar tabandan gelen eleştiriler bu operasyonla –tam olarak sonlanmasa da- ötelenmiş oldu.
İÇ POLİTİKADA GÜNDEM DEĞİŞİKLİĞİ
AK Parti hükümetinin iç politikada başını ağrıtan ekonomik kriz, enflasyon ya da işsizlik gündemi de, Mehmetçiğin sınır ötesi operasyonu ile –yine şimdilik kaydıyla- ülkenin tartışma gündeminde arka sıraya itilmiş oldu.
Operasyonunun olası maliyeti ise, “beka meselesi, işsizlik ve açlıktan önemlidir” söylemini oturtmaya çalışan AK Parti-MHP ittifakının elini kolaylaştıracak nitelikte. Ekonomik krize neden olarak göstermek, halktan “biraz daha sabır” dilemek için böylesine kritik bir operasyondan daha iyi bir gerekçe olabilir mi?
Üstelik hem gündem üstünlüğünün muhalefetin oluşturduğu 6’lı masadan iktidara geçmesi;
Hem de muhalefet bloğunda operasyon konusunda yaşanabilecek olası bir çatlağın iktidarın çok işine yarayacağı gerçeği de işin diğer boyutlarını oluşturuyor.
ENERJİ SIKINTISINA ÇARE OLUR MU?
Operasyonun küresel anlamda enerji güvenliği konusunda da etkisi olması kaçınılmaz gibi;
Burada da devreye Kuzey Irak’taki Barzani yönetimi devreye giriyor.
Barzani yönetiminin, Irak merkezi hükümetiyle petrol ve doğalgaz konusunda yaşanmakta olan hukuksal anlaşmazlık için ciddi uluslararası desteğe ihtiyacı bulunuyor. Irak Federal Yüksek Mahkemesi 15 Şubat’ta aldığı kararla, Kuzey Irak’taki Kürt özerk yönetiminin çıkardığı doğalgaz ve petrol yasasının “Irak Anayasa’sına aykırı olduğuna”, dolayısıyla bölgenin çıkarıp sattığı petrol ve doğalgaza ilişkin tüm gelirleri Bağdat’a teslim etmesi gerektiğine hükmetmişti.
Bu karar, Kuzey Irak’taki Barzani yönetiminin mali olarak tüm özerkliğini kaybetmesi anlamına geliyor. Barzani bunu aşabilmek için –Ukrayna krizinin yarattığı fırsatı da kullanarak- fiilen petrol-doğalgaz satışına uluslararası onay alma peşine düşmüş durumda.
Burada Barzani yönetimi için olası en büyük “müttefik” ise elbette Türkiye.
Pençe-kilit operasyonunun Kuzey Irak’taki Kürt özerk bölgesi Başbakanı Mesrur Barzani’nin Türkiye’de Cumhurbaşkanı Erdoğan’la yaptığı görüşmenin hemen ardından gerçekleşmesi bunun kanıtı gibi. Barzani Kuzey Irak petrol ve doğalgazının Batı’ya aktarılması konusunu görüşmek üzere Londra’ya giderken Türkiye’ye uğramıştı. Belli ki Londra’da da bizzat Başbakan Boris Johnson tarafından kabul edilen Barzani, bu görüşmeye arkasına Türkiye’nin desteğini ve işbirliğini alarak gitmeyi tercih etti.
Rusya’nın Ukrayna işgali ile birlikte ortaya çıkan petrol/doğalgaz darboğazında, Kuzey Irak petrol ve doğalgazının Avrupa’ya ulaştırılması kilit önem taşımaya başladı.
Türkiye’nin sınır ötesi operasyon ile Kuzey Irak’taki alan hakimiyetini arttırması, aynı zamanda bu bölgenin enerji kaynaklarının Batı’ya aktarılmasında da “kaynağından” söz sahibi olmasını sağlayabilir.
Nitekim Mehmetçiğin Kuzey Irak’taki operasyonunun başlamasından sadece saatler sonra, bölgedeki Barzani güçlerinden de destek aldığına ilişkin haberler gelmeye başladı. Kuzey Irak’taki Kürt yönetimi her ne kadar Peşmergenin operasyon alanındaki sivil halkı korumak için konuşlandığına ilişkin açıklamalar yapsa da, uluslararası basında Türk ve Kuzey Irak güçlerinin birlikte hareket ettiğine ilişkin haberler hemen kendini gösterdi.
OPERASYON KANDİL’E UZANIR MI?
Tüm bu açılardan bakıldığında Pençe Kilit operasyonunun iktidardaki AK Parti hükümeti açısından “çok hedefli bir harekat” olduğunu söylemek mümkün.
Buradaki soru işareti, operasyonun PKK terör örgütü açısından bir “sembol” niteliğindeki Kandil’e uzanıp uzanmayacağı.
Kandil Türkiye için hem siyasi, hem sosyolojik açıdan kritik bir hedef;
PKK’nın Kandil karargahının yapılanmasının dağıtılması, Ankara’da bugünlerde yine konuşulmaya başlanan erken seçim için bir “işaret fişeği” olur mu?
Hep birlikte göreceğiz…