Çok bilinen ekonomist şakasıdır: Dün öngördüklerinin bugün neden gerçekleşmediğini yarın açıklayabilen insana ekonomist diyoruz.” Sözün orijinali ise “Bir ekonomist, dün tahmin ettiği şeylerin bugün neden gerçekleşmediğini yarın bilecek olan uzmandır” olup Kanadalı eğitimci Laurence Peter’a aittir. İşte bu şaka bu haftaya çok uydu.
Pazartesi günü küresel piyasalarda yaşananları anlamakta hala zorluk çekiyoruz. Durumu en iyi açıklayan başlıklardan biri www.cnbce.com’da salı günü yayımlanan bir analizin “Biz dün ne yaşadık?” olan başlığıydı. Gerçekten de biz pazartesi günü ne yaşadık? Reuters’e konuşan piyasa profesyonellerinden biri, "Bir sabah uyandığınızda Japonya'nın yüzde 10-12 düştüğünü görmek insanın ödünü koparır" demiş. Haklı da öyle sıradan bir şok değildi bu. Kimi “Kara Pazartesi” dedi, kimi “Mükemmel Fırtına” diye adlandırdı.
Sonra aynı şey oldu; dünkü şoku bugün öngöremediğimiz için ertesi gün geriye dönüp otopsi yapmaya başladık. Ve pazartesi günkü karmaşaya yol açan nedenler listeleri yayımlanmaya başlandı. Öne beş ana faktör çıktı:
- Borsalarda açıklanan şirket bilançoları güçlüydü ama yeterince güçlü değildi. Oysa burada önemli olan bilançoların iyi gelmesi değil beklentileri karşılayacak kadar iyi gelmesidir.
- Resesyon endişeleri tekrar başladı. ABD’de Temmuz istihdam rakamları ve tüketici harcamaları konuyu tekrar gündeme taşıdı.
- Ortadoğu’da artan gerilim yatırımcıların sinirlerini bozdu.
- Japonya Merkez Bankası faiz arttırmaya başladı; carry trade pozisyonları çözülmeye başlandı.
- Oynaklık ve korku endeksleri artmaya başlayınca satışlar geldi.
Bunlar sizi ikna eder mi bilmiyorum ama ben hala pazartesi günü piyasaların neden aniden bozulup ertesi gün normalleşmeye başladığını anlamış değilim. ABD’de zayıf gelen veriler, artan resesyon endişeleri, Japonya’nın faiz arttırması, carry trade döneminin bitirmekte olduğu yorumları, yapay zekâ şirketlerinin durumu, artan İsrail-İran gerilimi, Ortadoğu’da savaş senaryoları ve diğer jeopolitik gelişmeler piyasaları gerdi germesine ama bunların hiçbiri pazartesi günkü sert hareketi açıklamaya yetmiyor. Kaldı ki, benim gibi ABD ekonomisindeki resesyon olasılığının çok yüksek olmadığını düşünen çok sayıda ekonomist var. Fed’in Eylül’den önce harekete geçmesini beklemiyorum; Amerikan ekonomisi de kısa vadede çok resesyona girecek bir ekonomi görüntüsü vermiyor.
Piyasanın ertesi gün normalleşmeye başlaması bu hareketin uzun süreli olmayıp kısa süreli kalacağını gösteriyor. Ama rahatlamamak lazım çünkü bu şok ileride yaşayacağımız daha uzun süreli bir dalganın kısa bir provası olabilir.
Eylül ayında dünyada faiz indirim sezonu başladığında bizi oynaklıkların yoğun olduğu bir dönem bekliyor olacak. Yüksek getiri avcısı olanlar için iyi bir dönem olabilir. Oynaklıklar alım fırsatları oluşturabilir. Fakat herkesin risk profili aynı değil. Kalbi bu tür şoklara hazır olanlar yani risk algısı yüksek olanlar risk alabilir. Ama kalbi bu oynaklıklara hazır olmayanlar yani riskten kaçınanlar sağlamcı davranıp nakitte veya güvenli enstrümanlarda kalabilirler.