Pazar Yazısı…

Hasan ARDIÇ Dünyada Ekonomi

Hep ekonomi yazısı yazmak iyi de, hiç olmazsa pazar günleri biraz farklı alanlara bakmak en azından sorunlardan biraz uzaklaşmak adına daha eğlenceli olmaz mı? 

Olur ama yine de ekonomi konuları olağan bir şekilde yazımızın içine kendiliğinden girer. 

Bakın göreceksiniz öyle de olacak.

Ege’deyim. 

Bir sahil kasabasında…

Hattâ şimdilik kaydıyla bir sahil köyünde demek daha uygun.

Anahtar kelime, kolayca fark edildiği gibi; “şimdilik” kaydı…

Emin olun, çok yakın zamanda bu güzel belde de beton işgaline boyun eğecek…

Son üç yıldır, emlâk ofisleri, yapı marketler, inşaat şirketleri ve yapılaşmaya ilişkin ne kadar ilgili iş kolu varsa hepsi burada konuşlanmış…

Full kadro…

Şimdilik zeytin ağaçlarımızı koruyoruz. 

Umarım ve dilerim; yasal düzenleme yapılarak sonsuza kadar da zeytin ağaçlarımız var olsun…

Korunması gerekenler sadece zeytin ağaçları değil tabii…

Kıyılarımız, diğer yeşil alanlar, sular, özetle doğa…

Bunları kimden koruyacağız?

Yine insanlardan, bir kısım insanlardan demek durumundayım ama bu bana ağır geliyor. Üzülüyorum…

Çünkü insanoğlunun doğanın güzelliğine, verimliliğine, ürünlerine neden karşı olabildiğine bir türlü inanmak gelemiyor içimden…

Nedense betonlaşma yoluyla erişilmesine gayret edilen yeşil, doğanın yeşilinden daha cazip geliyor bazı insanlara…

Pazar yazısı derken esasen havadan-sudan konulara değinecektim. 

Hava demişken bu yıl yazın geleceğine olan inancımı neredeyse yitirmek üzereyim(!) 

Şaka bir yana iklim değişikliği kendisini gösteriyor. 

Yukarıda bahsettiğim türden bir kısım doğa düşmanlarının dikkatlerine…

Eğer Türkiye gibi iklim açısından da cennet gibi bir coğrafyada bile, yaz mevsimi bu kadar geç gelirse, ki öyle, turizmden beklentilerin bir kısmını daha şimdiden feda etmek noktasına geldik mi… 

Turizm yatırımcısı, işletmecisi, acenteler, ulaşım şirketleri ve diğer turizm ilgilileri daha şimdiden öngördükleri gelirlerin bir kısmından vazgeçmek durumunda kalma yolundalar gibi… 

Keşke yanılsam…

Yılın ilk dinî bayramı yaklaşırken, bayram süresince yapılması planlanan bir tatil programı henüz sanki yok gibi… Çünkü sadece ekonomik sorunlar, iklimin yaza geçmede gecikmesi değil, artık yaşanan çeşitli sorunların tamamının birlikte gelmesi, ekonomi ağırlıklı olarak, insanda bayram tatili programı yapma isteği bırakmadı…

İnsanlar yoruldular…

Bu yaşam yorgunluğu içinde yaşam sevincini kaybetmemek gerek…

Umudu kaybetmemek, yaşam sevincini yitirmemenin en önemli ilkesi…

Moral bozmak yok, karamsarlık da öyle…

Kriz üçgeni; CoVid-Savaş-Ekonomi… 

Her şeye rağmen umudu, yaşam sevincini kaybetmeyeceğiz.

Pazar yazısı dedim, ama hangi konulara girdim…

Eh ama söylemiştim; ekonomi hayatım(ız)ın çok önemli bir parçası. 

Ben, ayrıca ekonomiyi (İktisat), iktisattan bahsetmeyi, mesleğimi seviyorum…

Şimdi gelin…

Bu karamsarlığı biraz olsun dağıtalım.

Biraz nostalji yapalım.

Hani derler ya;

“Nerdeee o eski Pazar’lar…”

Pazar günleri, 1960’lı yıllarda evde banyo günü olarak da bilinirdi…

Eve alınan, müdavimi olunan gazetenin yanı sıra diğer bazı birkaç gazete daha alınırdı.

Gazetelerin renkli “Pazar İlâveleri” olurdu… Pazar eki sonraları çıktı.

Büyükler, Şeyhül Muharririn Burhan Felek üstadın yazılarını okurlardı… 

Recep’in kahvesi…

Ben Bedri Koraman’ın çizgilerini saatlerce dikkatle izler, bu arada çizimlerle yaptığı eşsiz anlatıları takip ederdim… 

TV’de sabah, kovboy filmi dediğimiz, western filmleri olurdu ve evin erkekleri büyük-küçük bu filmleri hiç kaçırmazdık. 

İyi-Kötü-Çirkin, Bir avuç Dolar için, Muhteşem yedili… 

Lee Van Cleef, Clint Eastwood, Yul Brynner, John Wayne, Lee Marvin…

Uzun öğle yemeği, ailece…

Öğle sonrası TV programının vazgeçilmezi Güneş Tecelli sunumuyla Pazar Programı. 

Maç sonuçları, özellikle Cenk Koray’ın unutulmazı kutulu programı…

Bazen Evet-Hayır yarışması, sunan Erkan Yolaç…

Tabii sadece televizyon değil, sadece gazeteler de değil…

Pazar gezileri, piknikler, yürüyüşler…

Ama ödev yapmak asla unutulmayacak, yazılılar için de hazırlanılacak. 

Ders çalışılacak; ders…

Akşamüstü saatlerinde ertesi gün okula gitme durumu ve haftanın sınavlarının getirdiği bir ağırlık çökerdi üzerimize, ama bin kere tercih ederim bugünün Covid, ya da savaş veya ekonomi sorunlarına ve hattâ tamamına…

Hafta arası ekonomi, sektörel yazılar, eğitim… 

Pazar günleri de Pazar Yazısı…

Okurlarım ve gazetem isterlerse tabii…

Tüm yazılarını göster