Patent başvurusu yapmak isteyen kişi veya kişilerin patent vekilleri ile yaptığı ilk görüşmede öncelikle inovatif aktivite sonucu ortaya çıkan söz konusu ürün ya da yöntemin buluş konusu olup olmadığına dair bir ön değerlendirme yapılmalı, ardından buluşun detayları ile ilgili çalışmalara başlanmalıdır. Çünkü sanılanın aksine ortaya çıkan her buluş türü patentlenebilir olmadığı gibi her fikir ürünü de buluş niteliğinde değildir.
Patentlenebilir buluşlar ve patentlenebilirliğin istisnaları Sınai Mülkiyet Kanunu Madde 82’de detaylı bir şekilde açıklanmıştır. Bu istisnaları örnekler vererek anlatmak istiyorum. İlgili kanun maddesine dipnottaki linkten ulaşılması mümkündür.
Öncelikle buluş niteliğinde sayılmayan konulardan bahsedelim.
· Yeni bir matematiksel yöntem bulan bir kişiyi ancak tebrik edebilir ve ilgili kişiye bilim dünyasında bu yöntemin duyulması için gerekli olan adımları atmasını önerebiliriz. Ancak matematik ya da bilim teorisi buluş niteliğinde değildir, patentle korunamaz. O nedenle bu konuda başvuru yapılmasını önermemek gereklidir. Bu kuralın Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından yanlış yorumlanması sonucunda matematiksel bir yöntemi koruma amacı gütmeyen ama buluşun ortaya çıkmasında ve anlatılmasında matematikten yararlanan bir buluşun reddedilmesinin söz konusu olduğu bir deneyim yaşamıştık. Red kararına yapılan itirazlar sonucunda başvuru kurum tarafından kabul edilerek buluş niteliğinde olduğuna karar verildi. Bu nedenle matematiksel yöntem buluşu anlatmakta ya da ortaya çıkarmakta bir araç olarak kullanılmış ise başvurunun reddedilmemesi gerektiği unutulmamalı ve örnekler incelenmeden müvekkile yönlendirme yapılmamalıdır.
· İngilizce öğretimi için geliştirdiği bir oyun için patent almak isteyen bir müvekkille yapılan görüşmemizde bu yöntemin buluş olmadığını söyleyerek başvuru hazırlık işlemlerine geçmemiştik çünkü zihni faaliyetler, iş faaliyetleri veya oyunlara ilişkin plan, kural ve yöntemler buluş niteliğinde değildir. Ancak zeka geliştirici oyunlara faydalı model belgesi alan bir buluşçu ile bu yıl şahsi olarak görüşmüş ve Türk Patent’in bu başvuruları reddetmediğine şaşırmıştım. Bu sebeple başvuru öncesinde değerlendirme yaparken salt kanun üzerinden yorum yapmak da her zaman bizleri doğruya götürüyor diyemeyiz. Örnekleri incelemek bu durumda çok daha doğru olacaktır.
· Son yıllarda teknolojinin ve akıllı telefonların yaygınlaşması ile birlikte telefon uygulamaları, yazılım ve bilgisayar programları günlük hayatımıza daha sık girmeye başladı. Müvekkillerimizin bir çoğu yaptıkları bilgisayar programları ya da uygulamaları patentle korumak istediklerine dair taleplerle gelebilmekteler. Bilgisayar programları buluş niteliğinde değildir. Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’na göre doğal olarak korunan bilgisayar programlarının ara yüzleri tasarım koruması ile sonuçta çıkan ürün ise ancak donanımsal olarak ya da algoritma olarak açıklanabilir ve teknik olarak ifade edilebilir ise patente konu olabilir. Ancak ülkemizde bu tarz başvuruların kabulü çok kolay olmadığı için patent korumasından yararlanabilmek için buluş işinin ehli kişilerce başvuruya hazırlanmalıdır.
· Estetik değeri olan ürünler, sanat ve edebiyat ürünleri buluş niteliğinde değildir. Buluş teknik bir soruna teknik bir çözüm getiren, günlük hayatı kolaylaştıran ama mutlaka teknik yönü olması gereken bir ürün ya da yöntemdir. Eserler bilindiği gibi başka bir kanun ile korunmaktadır. Ancak estetik yönü bulunan ürünlerin dış görünüşü için tasarım başvurusunda bulunulması da önemlidir. Çünkü Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu doğal bir koruma sağlamakta ve başvuru gerektirmemekte olduğundan eserin ilk kimin tarafından ortaya çıkarıldığının ispatı taklitle mücadelede çok önemlidir. Bu sebeple estetik değeri olan bir eserin ortaya çıkarılması üzerinden bir yıl geçmedi ise müvekkil mutlaka tasarım tesciline yönlendirilmelidir.
d) Bilginin sunumu
Teknik bir yönü olmayan yalnızca bir bilginin sunulmasını içeren unsurlar buluş sayılmaz. Örneğin bir ürün ve ürünün kullanım talimatları veya elde edilen sonuçların değerlendirilmesi için referans bilgilerini açıklamaya yönelik bir bilgi sunumu teknik etki içermez ve dolayısı ile buluş niteliğinde değildir.
Buluş niteliğinde olmasına rağmen patent ile korunamayacak bazı buluş türleri vardır.
a) Kamu düzenine veya genel ahlaka aykırı olan buluşlara patent verilemez. Maalesef Sınai Mülkiyet Kanunu’nda bu konularda yeterli örnek yoktur. Ancak Avrupa Patent Sözleşmesi’nde bu madde için biraz daha somut örneklere yer verilmiştir. Ayaklanmaya veya kargaşa eylemlerine teşvik; suç eylemlerine teşvik; ırksal, dini veya benzeri ayrımcı propaganda; ve yasaklı madde gibi.
Bazı karar örneklerinde ise bu tarz buluşlarda amaçlanan duruma göre farklı sonuçlara ulaşıldığı görülüyor. Örneğin para kasası açmaya yarayan bir yöntemin bir hırsız tarafından saldırgan amaçla kullanılabilmesi ihtimali var iken bir çilingir tarafından yararlı bir amaçla kullanılabilmesi de mümkündür. Bu tarz konularda yapılacak değerlendirmeye özellikle dikkat edilmesi gerekmektedir.
(https://www.epo.org/law-practice/legal texts/html/guidelines/e/g_ii_4_1_2.htm)
b) Mikrobiyolojik işlemler veya bu işlemler sonucu elde edilen ürünler hariç olmak üzere, bitki çeşitleri veya hayvan ırkları ile bitki veya hayvan üretimine yönelik esas olarak biyolojik işlemler patent ile korunamaz.
Bitki türleri “Yeni Bitki Çeşitlerine Ait Islahçı Haklarının Korunmasına İlişkin Kanun” ile korunmaktadır. Ancak bitkilerden elde edilen kimyasal ürünler, ilaçlar elbette patent ile korunmaktadır. Bu nedenle değerlendirme yapılırken yeni olan ürün bitkinin kendisi mi yoksa bitkiden elde edilen bir ürün mü doğru sorgulanmalıdır.
c) İnsan veya hayvan vücuduna uygulanacak teşhis yöntemleri ile cerrahi yöntemler dâhil tüm tedavi yöntemleri.
Özellikle tıp doktorlarına ait buluşlar ile sık karşılaşmış olduğum için bu maddenin de doğru ayırt edilmesi gerektiğini belirtmek isterim. Ameliyatlarda kullanılan tıbbi bir cihaz, kemoterapi ilaçları gibi daha çok somut olarak bir cihaza ya da tıbbi bir ürüne işaret eden buluşlar elbette patentin konusudur. Bu maddede bahsedilen ise doğrudan bir hastalığa bulunan tedavi ya da teşhis bulma yöntemidir. Örneğin bir kemoterapi ilacı patentle korunabilir ancak kaç doz kemoterapi ve radyoterapi ile hastalığın iyileştiğine dair belirlenmiş bir tedavi usulü varsa bu usul patent ile korunamaz.
ç) Oluşumunun ve gelişiminin çeşitli aşamalarında insan bedeni ve bir gen dizisi veya kısmi gen dizisi de dâhil olmak üzere insan bedeninin öğelerinden birinin sadece keşfi.
Burada adı üstünde insan bedeninde var olan bir öğenin keşfi söz konusudur. Patent ile korunabilen bir buluş olması için bir buluşçu tarafından belirli teknik çalışmalar sonucunda ortaya çıkan ve insan bedeninden bağımsız bir ürün ya da yöntem söz konusu olmalıdır.
d) İnsan klonlama işlemleri, insan eşey hattının genetik kimliğini değiştirme işlemleri, insan embriyosunun sınai ya da ticari amaçlarla kullanılması, insan ya da hayvanlara önemli bir tıbbi fayda sağlamaksızın hayvanlara acı çektirebilecek genetik kimlik değiştirme işlemleri ve bu işlemler sonucu elde edilen hayvanlar.
Klonlama işlemleri ve genetik kimlik değiştirme gibi işlemler kanuna 2017 yılında dahil edilen işlemlerdir. Bu tarz işlemlerin kanuni prosedürleri farklı olmakla beraber, klonlama sonucu ortaya çıkan bir ürün değil bir canlı olduğu için bu tarz bir patent başvurusu yapmak mümkün değildir.
Her ne kadar kanun maddelerinde patent korumasının istisnalarından detaylı olarak bahsedilse de buluşların detayına göre deneyimli vekillerce kapsamlı bir değerlendirme yapılması çok önemlidir. Bu sayede koruma kapsamına alınabilecek durumların atlanması önlenerek buluş sahiplerinin hakları en doğru şekilde garanti altına alınacaktır.
Kaynak: https://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.6769.pdf