Hafta sonu S&P, Türkiye'nin kredi notunu B+ seviyesinden bir kademe yükselterek BB- seviyesine çıkardı. Böylece Türkiye'nin kredi notu, 'Yüksek Derece Spekülatif' görünümden 'Spekülatif' görünüm seviyesine yükselmiş oldu. S&P değerlendirmesini okuyunca Türkiye'nin notunu yükseltme kararında TCMB'nin sıkı para politikasının etkili olduğunu görüyoruz.
Not artışı Türkiye’nin dış hesaplarındaki yeniden dengelenmeyi yani 12 aylık cari açığın GSYH’nın yüzde 1 civarına inmesi, döviz tevdiat hesaplarının toplam içindeki payındaki azalma ve TCMB net döviz rezervlerindeki artışı yansıtıyor. Sıkı para politikası duruşu ile lira istikrara kavuştu, enflasyon geriledi, rezervler güçlendi ve finansal sistemde dolarizasyon azaldı. Ödemeler dengesinde cari açık 2022 yılından bu yana GSYH’nın yüzde 4’ü kadar azaldı, böylece dünyanın geri kalan bölümü ile tasarruf açığı daralmış oldu.
S&P’yi son bir yılda iki defa not artışına yönelten bu olumlu tablo çok büyük ölçüde Merkez Bankası’nın 2023 ortasından itibaren uygulamaya başladığı politikanın bir sonucudur. Yani para politikası yapacağını yaptı ve kredi notunu belirli bir seviyeye taşıdı. Ama Türkiye BB-‘yi kaybettiği 2018 Ağustos ayına ancak geri dönebildi. Belki bundan sonra bir veya iki kademe not artışı daha görebiliriz ama bizim için asıl başarı ölçütü olan BBB-‘ye ve ötesine ulaşabilmek için daha fazlasına ihtiyaç var. Bundan sonrası için diğer politikaların ve yapısal adımların da devreye girmesi gerekiyor.
S&P, uzun değerlendirmesinde biraz sığ olmakla birlikte Türkiye ekonomisinin kapsamlı bir fotoğrafını çekmiş. Bu öngörülerinden ve değerlendirmelerinden benim dikkatimi çekenleri özet olarak aşağıda çıkarttım.
İSTİKRARLI GÖRÜNÜM VAR AMA ORTAM RİSKLİ
S&P görünümü istikrarlı olarak açıkladı ama finansal istikrar ve kamu finansmanı konusunda enflasyonun yüksek seyretmesi ve ekonomi politikalarında geri dönüşlerden kaynaklanabilecek potansiyel tehditler görüyor.
2026 YILINDA ÖNCE SEÇİM YOK
Ücret artışları konusunda hükümetin önceki yıllar kadar cömert davranmayacağını düşünüyor. Çünkü yakın gelecekte seçim yok. Ama anayasayı değiştirme çabası bir erken seçimi gündem getirse de S&P 2026 yılından önce erken seçin beklemiyor.
ASGARİ ÜCRET İKİ UCU KESKİN BIÇAK
S&P asgari ücret artışının 2025 sonu hedefi olan yüzde 17 yerine yüzde 44 olan geçmiş enflasyona göre yapılmasının program açısından risk olduğunu söylüyor. Ve politik realiteye ve iş piyasasındaki sıkılığa bakarak beklentisinin bu ikisinin arasında bir oran olduğunu belirtiyor. Burada da yüzde 30’dan daha yüksek bir ücret zammının halihazırda yavaş ilerleyen dezenflasyon sürecini daha da uzatacağını ve 2027 yılında tek haneli enflasyon hedefine ulaşılmasını zorlaştıracağını öngörüyor. Oranın düşük belirlenmesi ise programa olan halk desteğini azaltacak.
HALKIN BASKISI ARTACAK
Yüksek hizmet enflasyonu gelecek iki yıl boyunca hane halkının artan yaşam maliyetine karşı korunabilmek için karar vericiler üzerindeki baskısını artıracak.
DOLARİZASYON DAHA DA AZALACAK, REZERVLER GÜÇLENECEK
Dolarizasyondaki azalma eğilimi zamanla enflasyona beklentilerini aşağı çekecek. Ve 2025 ortasına kadar DTH’ların payı toplam mevduatın üçte birinden bile aşağı gelebilir. Bu da TCMB rezervlerinde daha fazla artışa yol açabilir. Ancak S&P bu öngörüyü yaparken para politikasının sıkı kalmaya ve iç tasarruf oranının iyileşmeye devam edeceğini, varsaymış.
TÜRKİYE BU YIL YAVAŞ, GELECEK YIL DAHA DA YAVAŞ BÜYÜYECEK
Özel tüketimin yavaşlaması ekonomiyi soğutmada ana rolü oynayacak. Daha sıkı kredi koşulları ve daha düşük işgücü talebinin daha yumuşak bir talebe dönüşmesi ve bunun da daha güçlü ihracatla kısmen dengelenmesiyle reel GSYH büyümesinin bu yılki yüzde 3,1’den 2025 yılında 2,3'e gerileyeceğini öngörüyor. 2026'dan itibaren kademeli bir toparlanma öngörüyor.
CARİ İŞLEMLERDE 2025’DE AZ DA OLSA FAZLA, 2026’DAN İTİBAREN DÜŞÜK AÇIK
S&P Global Ratings, cari işlemler hesabının 2025 yılında çok düşük de olsa bir fazla vereceğini, 2026 yılından itibaren ise oldukça küçük açıklara döneceğini öngörüyor.
İHTİYATLI PARASAL GEVŞEME 2025 BAŞINDA
Merkez Bankası 2025 başında ihtiyatlı bir parasal gevşemeye gidebilir.
BÜTÇEDE OVP’DEN YÜKSEK AÇIK
S&P bütçe açığının GSYH’ya oranı bu yıl yüzde 5,1 ve gelecek yıl ise yüzde 4 olarak gerçekleşmesini bekliyor. Her iki rakam da OVP hedeflerinin üzerinde.
MALİYE POLİTİKASI DEZENFLASYONA DESTEK OLMADI
S&P’ye göre maliye politikası dezenflasyon sürecini destekleyici görünmüyor. 2022 Haziran sonundan bu yana kamu tüketimi reel olarak yüzde 7,5 arttı.
BANKALARIN AKTİF KALİTESİ BOZULABİLİR
Bankaların aktif kalitesi kredilerin yüzde 37’sinin döviz cinsinden olması dolayısıyla daha fazla baskı altında kalabilir. Riskin önemli bir bölümü döviz gelirleri yüksek olan şirketlerin. Ancak şirketlerin son dönemde döviz cinsinden borçlanma tercihlerinin artması izlenmesi gereken bir durumdur. S&P sıkı para politikasına dönüşün, Türkiye'nin finansal sistemindeki varlık kalitesi üzerinde muhtemelen olumsuz bir etki yaratacağını düşünüyor; ancak kısa vadeli bir acının ardından potansiyel olarak daha düşük risk görüyor.
ANTİ-ENFLASYONİST POLİTİKALARDAN DÖNÜLÜRSE NOT DÜŞER
Eğer Türkiye’nin finansal istikrarı ve kamu finansmanı üzerinde baskılar artarsa, anti-enflasyonist politikalardan geri dönülür lira değer kaybı hızlanırsa not tekrar aşağı gelir.
OLUMLU SENARYO İÇİN UZUN VADELİ GÜVENİN İNŞAASI GEREKİYOR
Olumlu senaryo yani not artışı için ise enflasyonun daha da inerek tek haneli düzeylere yaklaşması ve liraya ve yerel sermaye piyasalarına uzun vadeli güvenin tekrar inşa edilmesi gerekiyor. Yani bankacılık sisteminde döviz mevduatların payının azalması ve sermaye piyasalarında derinliğin ve likiditenin artması lazım.