Turizmde durum ciddi. Sektördeki işadamları bu yıl rakamların geçen yılın da gerisine düşeceğini öngörüyorlar. Gelecek 12 ayda 185 milyar dolar borcu çevirecek ve 30 milyar dolar cari açığı finanse edecek bir ekonomi için sıkıntılı bir durum.
Geçen yıl pandeminin başlamasının hemen ardından herkes evlere kapanınca biz de NGN Yönetim Kurulu Başkanı İnanç Erol’un ev sahipliğinde DÜNYA Gazetesi Genel Koordinatörü Vahap Munyar ve Milliyet Ekonomi Müdürü Şükrü Andaç’la birlikte iş insanları ile sanal ortamda buluşup sohbetlere başlamıştık. Sürecin hemen başındaydık, ekonomide ve hayatta bizi nelerin beklediğini anlamaya çalışıyorduk. Durum tespitleri yapılıyor, tahminlerde bulunmaya çalışıyorduk. Bu yıl da sürdürdüğümüz sohbetlerde Türkiye’nin pandemi sürecinde tahminlerin ötesinde ciddi yaralar aldığı ortaya çıktı. Geçen yılki sohbetlerde iyimserler vardı. Diyorlardı ki, “Normalleşme sürecinde hızlı bir adaptasyon olacak. Yılsonuna kadar kayıpların büyük bir kısmı telafi edilebilir.” Ama daha ihtiyatlılar da vardı. “Herkes zarara uğradı. Bir bedel ödenecek. Bu iş kolay bitmeyecek” diyorlardı. Şimdi geriye dönüp baktığımızda görüyoruz ki, ikinci görüş haklı çıktı. Online sohbete katılanlar, milyarlarca liralık yatırımları olan ve binlerce kişiye istihdam sağlayan iş insanları. Yani elleri taşın altında. Süreci en sıcak haliyle yakından yaşıyorlar. Birçok sektörde darboğaz olduğunu anlatıyorlar. Özellikle turizm ve yeme-içme de durum çok ciddi boyutta.
Turizm döviz kazandıran önemli bir kaynak. Birçok sektörle etkileşimi yüksek. Rekabet avantajımız olan bir sektör. Çoğu genç milyonlarca kişiye istihdam sağlıyor. Turizmde piyasa geçen yılki birkaç ay dışında 2019 Kasım ayından bu yana neredeyse tamamen kapalı. Önemli bir ayağı konferans ve iş turizmiydi. Pandemide bu kanalda kapandı. Bir zamanlar otellerde yapılan toplantılar “zoom”a kaydı. Turizmin ana besleyici damarlarından biri olan Rusya’da da sorun var. Türkiye’den uzaklaştılar, Mısır ve Yunanistan’a yöneldiler. Turizm sezonu uzun olan Mısır’ın Rusların gözde destinasyon listesine girmesi sadece bu yıl değil, gelecek birkaç yıl boyunca başımızı ağrıtabilir. Rusları kaybetmek bizim beklediğimiz bir gelişme değildi. Hemen uygulamaya konulacak alternatif bir plan var mı emin değilim. Gözümüzün kestiği her yere saldırıyoruz. Son dakikada maçı çevirmeye çalışan, oyun düzeninden kopmuş, panik içindeki bir takım gibiyiz.
Turizmde durum ciddi. Sektördeki işadamları bu yıl rakamların geçen yılın da gerisine düşeceğini öngörüyorlar. Gelecek 12 ayda 185 milyar dolar borcu çevirecek ve 30 milyar dolar cari açığı finanse edecek bir ekonomi için sıkıntılı bir durum. Tur operatörlerinin havada olması gereken uçakları yerde kaldı. Sohbet ettiğimiz turizm yatırımcıları Nisan ve Mayıs aylarında İngiltere’den gelmesi beklenen rezervasyonların da gelmediğine dikkat çekiyorlar. Rezervasyon iptalleri ve iadeleri var. Parayı peşin alan turizmciler bunları büyük ölçüde kullanmışlardı. Şimdi iade için bu paraların yerine konulması gerekecek.
Turizm böyle olunca normalde yılın altı ayı kazanıp altı ayı harcayan havacılık firmaları da bu yıl bu kalıbı gerçekleştiremediler. Sektörün finansmana erişimi kısıtlandı. Büyük ulusal taşıyıcı firma rahatça borçlanabiliyor ama küçükler o kadar şanslı değil. Çareyi kargo taşımacılığında bulabilirler desek, o da o kadar kolay değil. Çünkü bir yolcu uçağı hadi deyince kargoya dönüştürülemiyor. Havacılık kritik bir sektör, Eğer havacılık şirketleri zora girerse turizm ciddi yara alır.
Türkiye bu duruma düşmeyebilirdi. Eğer şubat ve martta ciddi aşılama yapıp, önlemleri sıkı tutsaydık, Türkiye nisan sonu veya Mayıs başında açılmaya başlayabilirdi. Böylece turizm sezonuna düşük vaka ve can kaybı ile girebilirdik. Biz ise tersini yaptık, mart ayında vaka sayılarının artması için neredeyse elimizden geleni ardımıza koymadık. Asıl çözüm aşılamayla gelecekti, orada da geç kaldık.
İş insanları ekonomide genel olarak yabancılar Türkiye’den uzaklaştığını anlatıyorlar. Birkaç sektörde faaliyeti olan bir iş adamının dediği gibi “Artık kapımızı çalan çok fazla yatırımcı kalmadı.” Geçen yılki sohbetlerde krizin süresi konusunda farklı görüşler vardı ama çoğumuzun beklediğinden daha uzun sürdüğü aşikar. Gerçi o zaman da “gel-git”leri bol bir dönem bekliyor bizi” demiştik ama bu kadarını beklemiyorduk.
Bu arada krizin parlattığı ve fırsatlar sunduğu sektörler de oldu. Mesela sağlık, özellikle biyokimya ve teknoloji de bazı firmalar gelecek 5-10 yılda yapmayı düşündükleri karları neredeyse bir yılda yaptılar. Ama böyle firmalar çok az. Genelde durum o kadar parlak değil. Büyük ve orta-büyük firmalar krizle baş edebilseler de özellikle KOBİ’ler çok zarar gördüler.