Pandemi, mutfakta inovasyonu tetikliyor

Didem Eryar ÜNLÜ YAKIN PLAN

Metro Türkiye, normalleşmeyle başlayan “Mutfağa Dönüş” sürecinde yiyecek-içecek sektöründeki işletmeler için bir yol haritası oluşturmayı hedefliyor.

Metro Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Boris Minialai, bu yeni yol haritasının temelinde; dijitalleşme, inovasyon ve yerel gıda olduğunu söylüyor.

Hayata geçirdiği farklı projelerle sektörün gelişimine destek veren Metro Türkiye, normalleşmeyle başlayan “Mutfağa Dönüş” sürecinde yiyecek-içecek sektöründeki işletmeler için bir yol haritası oluşturmayı hedefliyor. Metro Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Boris Minialai, bu yeni yol haritasının temelinde, dijitalleşme, inovasyon, ve yerel gıda olduğunu söylüyor. Minialai’nin sektörün geleceğine yönelik değerlendirmeleri şöyle:

Dijital dönüşüm hızlanıyor

“100 yılı aşkın süre önce yaşanan pandemiler, ev, mutfak ve restoran tasarımlarını etkileyerek yeni fikirlerin doğmasını sağladı. Bugün yaşadığımız pandemi de mutfakta yeni bir inovasyon dalgasını tetikliyor. COVID-19 sonrası dönemin ihtiyaçlarına cevap verebilmek açısından, HoReCa sektöründe yenilikçi yöntemler geliştirilmesi gerekiyor. Sektörde verimlilik ve üretkenlik ihtiyacı artıyor. Menülerde sağlıklı ürünlerin yer alması ve dengeli beslenmenin gözetilmesinin yanı sıra; gıda güvenliğinin, üstün kalitenin ve türlerin devamlılığını sağlamak açısından üretim ve dağıtım sürecinin izlenebilirliği ve şeffaflığı büyük önem kazanıyor. Bu noktada da QR uygulamaları gibi, dijital dönüşüm büyük önem kazanıyor.”

Yerel gıda tercihi artıyor

“COVID-19 gıda güvenliğinin sağlanması için yerel ürünlerin ve yerli üretimin değerini açıkça gösterdi. Pandemi sürecinde tüketicilerin yerel gıdayı tercih oranı yüzde 50’den yüzde 76’ya çıktı. Türkiye ürün çeşitliliği açısından çok şanslı bir ülke. Kendi kendine yetebilecek potansiyele sahip; fakat bu konuda farkındalık yeterli değil. Kaynaklarımız var ama bu kaynakları korumamız gerekiyor. Metro olarak amacımız hem kaynakları hem de yerel üreticileri korumak. Bu kapsamda, Türk mutfağının geliştirilmesi amacıyla 2011 yılında hayata geçirdiğimiz Coğrafi İşaretli Ürünler projesi çok önemli bir rol üstleniyor. Bugün raflarımızda 150 civarında coğrafi işaretli ürün bulunuyor. Ciromuzun yüzde 5’i bu ürünlerden geliyor. Ürünlere marka değeri kazandırmanın yanı sıra yerel kalkınmaya da destek oluyoruz. Gastronomi dünyasının ve sektör profesyonellerinin buluşma platformu olarak hayata geçirdiğimiz Gastronometro ile de Türk mutfağını korumak, yerel üreticiyi desteklemek, mutfağımızı dünyaya açmayı hedefliyoruz.”

Bin 600 esnaf lokantasına bedava ürün ve hizmet desteği

“Küçük işletmeler, esnaf lokantaları COVID-19 sürecinden çok fazla zarar gördüler. Onlar için değer yaratmamız gerekiyor. Önümüzdeki 12 ay çok kritik bir süreç. Küçük ihtiyaçları olan ürün ve çözüm desteğini sağlamak amacıyla www.kucukisletmemicin.com platformunu kurduk. Bugün, uluslararası tedarikçiler de dahil, 25 tedarikçimizin ve İBB’nin desteği ile bin 600 restorana ücretsiz ürün ve hizmet desteği veriyoruz. Bu işletmelerin yıllık cirosu 2 milyon TL’nin altında ve her biri en az 5 kişiye istihdam sağlıyor. Uzun vadede, bu restoranlara gıda atığının önlenmesi, tedarik zinciri yönetimi, sürdürülebilir gıda konularında eğitim vereceğiz.”

Enflasyonla mücadelenin yolu gıda atığını azaltmak

“Türkiye’de üretilen 49 milyon ton meyve ve sebzenin yüzde 25 ila 40’ı, üretim ya da dağıtım zinciri aşamasında kayba uğruyor. Bu süreçte üreticiden tüketiciye, yatırımcıdan karar vericilere kadar herkese görev düşüyor. Bugün Almanya’da gıda atığının yüzde 70’i geri dönüştürülüyor. Bu oran Fransa’da yüzde 40. Türkiye’de ise sadece yüzde 4. operasyonlarındaki israfı önlemek için gıda bankası Fazla Gıda ile çalışıyoruz ve hala satılabilir olan gıda ürünlerini israf olmaktan kurtarıp ekonomiye kazandırıyoruz. Önümüzdeki dönemde porsiyonları azaltmak, kaynak kullanımını doğru yönetmek, sağlıklı ürünleri tercih etmek öne çıkacak. Eğer gıda atığını yüzde 10 azaltırsak, bunun enflasyon üzerindeki etkisi diğer tüm önlemlerden çok daha fazla olacak.”

5 adımla HoReCa sektörünün yeni normali

Metro Türkiye, Sürdürülebilirlik Akademisi iş birliğiyle 30 Haziran Salı günü “Mutfağa Dönüşte HoReCa’nın Yeni Normali” başlıklı bir e-zirve düzenledi. E-zirvede, işletmelerin Mutfağa Dönüş sürecine en iyi şekilde adapte olması ve sürdürülebilir bir yapı kurması için atması gereken 5 adım şöyle sıralanıyor:

1- Müşterilerin artan hassasiyet ve beklentileri doğrultusunda hijyen standartları işletmenin her alanında en üst düzeye çıkarılmalı ve sürekli değişen ihtiyaçlara uygun şekilde geliştirilmeli.

2- HoReCa sektöründe dijital devrim dönemi başlatılmalı; QR kod, ses ve yüz tanıma teknolojileri, temassız ödeme seçenekleri, online rezervasyon gibi dijital ve inovatif çözümler bir norm haline getirilmeli.

3- Mutfak yönetimi ve menü mühendisliğine her zamankinden daha fazla önem verilmeli. Sağlıklı ve yerel ürünler, menülerde daha fazla yer almalı.

4- Sorumlu kaynak kullanımı konusunda farkındalık ve bilinç artırılmalı, maliyetleri azaltmak ve kaynaklara sahip çıkmak için sürdürülebilirliği ve gıda atığı yönetimini merkeze koyan iş modelleri geliştirilmeli.

5- Olası senaryolara ve değişen ihtiyaçlara uygun planlar hazırlanmalı. Bu doğrultuda sektörün tüm halkalarıyla ve resmi kurumlarla sürekli iletişim halinde olunmalı, işbirliği ve dayanışmaya dayalı adımlar atılmalı.

Tüm yazılarını göster