Küresel ölçekte 500 milyar dolarlık bir hacime erişmiş olan güzellik endüstrisi, pandmei döneminde kapsayıcılık, çeşitlilik ve sürdürülebilirlik kavramlarını iş modellerinin odağına alarak büyümesini sürdürüyor. Sosyal projelere ve dijitalleşmeye büyük yatırım yapan Sephora da son yıllardaki çalışmalarıyla oldukça dikkat çekmeye devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde, Sephora Türkiye Pazarlama ve E-Ticaret Direktörü Ayça Kaya’yla bir araya geldik ve kuruluşun projeleri hakkında sohbet ettik.
Müşterilerin bu dönemde daha çok kişiselleştirilmiş bir deneyime doğru yöneldiğini gözlemliyoruz. Sephora Türkiye olarak bu anlamda dijital alışveriş kanallarımızda müşterilerimizin beğenilerine göre özgün tercihler sunarak, onlara kişiselleştirilmiş bir alışveriş deneyimi yaşatmayı önemsiyoruz. Akıllı teknolojiler ve büyük veri ile tüketici alışkanlıkları & ihtiyaçları yakından takip ederek kişisel bir deneyim sunuyoruz.
Dijital “lovemark” (Sevilen marka) olma vizyonuyla, bugün sosyal medyada tüm mecralarımızda 1 milyonu kapsayan güzellik topluluğumuzla beraber, toplam marka deneyimini dijitalle güçlendirmeye odaklandık.
Sektördeki her markanın kalıcı ve sadık bir kitle oluşturmak için marka amacı, yenilikçi, güçlü ve fonksiyonlara sahip ürünleriyle bir bütün olarak gördüğü genç tüketicilerle kurduğu ilişki sonucunda, geleceğin güzellik algısı da yanyana yürüyor. Sephora olarak tüm dünyada bu değişimi ve dinamizmi heyecanla yakından takip ediyoruz. Trendler, inovasyon, ürün içerikleri, servisler ve sunduğu hizmetlerle değişimin kendi DNA’mızın en önemli parçası olduguna inanıyoruz.
Bunun yanı sıra Sephora Türkiye’nin dijital dönüşümüne liderlik ederek, bu alanda farklı uygulamaların hayata geçmesinin sağlıyoruz. Online Makyaj Uygulaması, Sephora Türkiye Mobil uygulama ve WhatsApp & Collect gibi müşterilerin hayatını kolaylaştıracak uygulamalar, Virtual Try on geliştirmeleri ile güzellik tutkunlarının beklentilerine yanıt verecek şekilde devam ediyoruz.
Sephora olarak “Güzelliğin sınır tanımayan gücü” vizyonu ile tüketicilerimizi yaşamın her alanında cesaretlendirmek için çalışıyoruz. Pazara girdiğimiz ilk günden itibaren hedef tüketicilere uzman kadromuzla beraber yenilikçi markalarımızı sunmaya devam ediyoruz. Sıra dışı bir alışveriş deneyimiyle buluşturmanın yanı sıra topluma fayda sağlayacak projeler de geliştirerek, prestijli ve lider marka konumumuzu koruyoruz. Alışılmış güzellik standartlarının üzerinde, filtresiz bir güzelliğinin önemini vurgulayarak ilham vermekten büyük bir mutluluk duyuyoruz.
Global ölçekli Sephora Stands programımız; herkese kapsayan, kadınlara hayata dair güven ve güzellik sektöründe destek ve cesaret veren, farklılıkları kabul eden, kendini ifade edebilmenin gücüne inanan, topluluğu korumaya dair oluşturulmuş bir program, sosyal sorumluluk projesi…
Bu vizyonun ışığında Türkiye’de KAGİDER ile 2020 yılında çok önemli bir projeyi hayata geçirdik. İş birliğimiz kadınların özgüvenli, cesaretli bir şekilde girişimcilik potansiyelini ortaya çıkarması düşüncesinden yol alarak gelişti. Birlikte ‘Kadın Girişimcileri Geliştirme ve Hızlandırma Programı’nı başlattık ve kozmetik ve güzellik sektörüne yeni kadın girişimciler kazandırmayı hedefledik. Sephora Stands çatısı altında KAGİDER ile başlattığımız program 2021 yılında LVMH markaları içinde kapsayıcılık ve kadını güçlendirme temaları altında etki yaratan Kurumsal Sosyal Sorumluluk projeleri arasında birincilik ödülü aldı. Bu da, programı güçlendirerek büyütmek için bizi ayrıca heyecanlandırdı.
Sephora Collection markamızla daha sürdürebilir bir dünya için ‘’We Care For Good’’ (İyiliği Önemsiyoruz) düşüncesiyle çalışıyoruz. Ürünlerimizi de bu bakış açısıyla geliştiriyoruz. Doğadan ilham alarak geliştirdiğimiz içerikleri, Sephora’nın kaliteli ve ulaşılabilir fiyat politikasıyla birlikte üç farklı değer altında anlatıyoruz.
Daha etkili, doğal içerikli formüllerimizi “We care for Good Formulas”ta (İyi formüller önemsiyoruz); Çevre dostu geri dönüştürülebilir ambalajlı ürünlerimizi “We care for Good Packaging”te; (İyi ambalajı önemsiyoruz); Kalite, güven, sosyal ve çevresel standartlar uyum ve şeffaflık ilkesini ise “We care for Good Ways of Doing” (Daha iyi iş yapma biçimlerini önemsiyoruz) sloganlarıyla ifade ediyoruz. Bu değerlerimizi doğrultusında, inovatif ve yenilikçi bir vizyonla daha iyi bir yarın ve daha iyi bir dünya için çalışıyoruz. Sephora olarak sürdürülebilirlik ilkemiz kapsamında global bir güzellik takımı da kurduk.
Güzellik takımımız dünyanın farklı ülkelerindeki 5 ünlü isimden oluşuyor. Bu isimlerin arasına ilk kez bir ilk yaşayarak Türkiye’den oyuncu Yağmur Tanrısevsin’in de katılmasına olanak sağladık. Ürünlerimizdeki doğal içerik ve geri dönüştürülebilir ambalaj, hem ciltlere hem de yaşadığımız dünyaya gereken özeni gösteriyor. Sephora Collection ‘İyi Olan Bizi Güçlendirir’ diyerek cilt bakımını en sevdiğimiz rutin haline getirmeyi destekliyor.
Türkiye’de “influencer” pazarlama oldukça güçlü biçimde büyüyor. Influencer’ların ülkemizdeki satışların yüzde 20’sinde doğrudan rol oynadığını görüyoruz. Türkiye’de her 5 kişiden bir tanesi, Instagram üzerinden influencerlar veya ünlü kişilerin yönlendirdiği link’lerden alışveriş yapıyor. Çevrimiçi alışveriş yapan kullanıcıların yüzde 58‘i Instagram üzerinden alışveriş yapıyor. Bu kişilerin yüzde 20‘si Instagram influencer’larının tanıtım yaptığı ürünleri satın almayı önemsiyor.
Sephora Türkiye olarak gurur duyduğumuz bir imaj platformuyla her yaştan kadını ve tüm cinsiyetleri konusunu kapsayılıcık vizyonumuz ile ele aldık. Bu süreçte de güzelliğin kapsayıcılığı genişliyor dedik. The Unlimited Power of Beauty- Güzelliğin Sınır Tanımayan Gücü kampanyamızla: kapsayıcı ve yenilikçi bir güzellik bakış açımız olduğunu vurguladık. Kalıpları yıkan güzellik vizyonumuzu anlatarak, her kadının her bireyin içindeki “Kendi güzelliğinizin gücünü keşfedin ve ona kucak açın!” diyoruz.