Pazartesi toplanan 3.Tarım ve Orman Şurası çalışmalarını sürdürüyor. Şura'nın sonuçları yarın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanacak.
Tarım Şurası ile ilgili 21 Çalışma Grubu oluşturulmuştu. Bu gruplar yaptıkları toplantılar sonrasında raporlarını hazırlayıp Şura'ya sundular. En önemli raporlardan birisi 1. Grup olarak adlandırılan Tarımsal Yapı ve Dönüşüm Grubu'nun raporuydu. Çünkü tarımda öngörülen yapısal değişiklikler, yeni yapılanma önerileri bu raporda yer alıyordu.
Tarımsal Yapı ve Dönüşüm Grubu raporunda dün yazdığımız gibi tarımda ülke genelinde 2-3 şirketin kurulacağı, çiftçilerin bu şirketlerde işçi olarak çalışacağı, tarımın bu şirketler eliyle yapılacağı bilgisine yer veriliyordu.
Biz de raporda yer alan bilgileri "Tarım Şurası ile tarımda şirketleşmenin yolu açılıyor" başlığı ile bu sütunda yazdık. Dün yayınlanan yazımız üzerine Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli telefonla aradı. Kendisinin gündeminde şirketleşme, holding olmadığını kooperatifçiliği öne çıkaracak bir yol haritası oluşturmak istediklerini anlattı.
"Semerat Holding'in s'sini duymak istemiyorum"
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin anlattıklarını şöyle özetleyebiliriz:
"Bakanlık olarak raporların hazırlanmasında, toplantıların içeriğine yönelik olarak bizim hiçbir yönlendirmemiz olmadı. Bunu samimiyetle söylüyorum. Toplumdan ne çıkıyorsa biz onları belli bir potada eriterek kendimize daha önce de söylediğim gibi 5 yıllık bir yol haritası çizmek istiyoruz. Bu anlamda Tarım Şurası'nın bir mutabakat platformu olmasını arzu ediyoruz.
İzmir'deki görüşmemizde de söylemiştim. Sizin yayınladığınız sunum, bizim 10-12 projeden sadece birisiydi. Benim gündemimde Semerat Holding yok. Arkadaşlarıma da söyledim. Semerat Holding'in S'sini bile duymak istemiyorum. Ne Semerat ne de bir başkası. Tarımda holding olmaz zaten. Dolayısıyla benim gündemimde tarımda şirketleşme, şirket kurma diye bir şey yok. Şura'dan da böyle bir şey çıkacağını sanmıyorum. Arkadaşlar bana getirdiğinde ben Holding olmaz demiştim.
Tarımda Holding olmaz. Doğru olanı kooperatifçiliktir. Biz kooperatifçilikle yolumuza devam etmek istiyoruz. Ama birileri ısrarla holdingi, şirketi gündeme getirmek istiyor olabilir. Ben o raporu okumadım. Ama birileri maksatlı olarak bunu rapora yazmış veya yazdırmış da olabilir. Bakan olarak benim gündemimde ne holding ne de şirket var. Benim gündemimde kooperatif var."
Öne çıkan 3 konu: girdiler, destekler, borçlar
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, şuraya sunulan görüş ve önerilere bakıldığında üç konunun öne çıktığını belirterek: "Birileri holdingi, şirketi buraya sokmaya çalışabilir. Bunlar çiftçinin gündeminde yok. Çiftçinin gündeminde üç konu var görebildiğim kadarıyla. Bunlar; girdiler, destekler ve borçlar. Bu konularda atacağımız adımlar olacak. Ama çalışmalar daha devam ediyor. Şura'dan ne çıkacak bende daha tam olarak bilmiyorum. Sayın Cumhurbaşkanımıza yağacağımız sunum bile daha hazır değil. Buradaki sonuçlara göre hazırlanacak" dedi.
Şura iş planı hazırlanacak
Tarım Şurası ile son bir defa sektörün tümünün mutabakatıyla bir yol haritası çıkacağını anlatan Pakdemirli sözlerini şöyle sürdürdü: "Bundan önceki şura kararları tamamıyla uygulandı diyemeyiz. Ama uygulanan ve tarıma ciddi katkı sağlayan kararlar da var. Hiç bir şey yapılmamış diyemeyiz. Yapılmış. Biz farklı olarak bu Şura'dan sonra bir iş planı ortaya koyacağız. O plan çerçevesinde çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Ama bunun için kamuoyunun bu Şura'da alınan kararların yol haritası olacağına ikna etmemiz lazım. Çünkü buradan çıkan kararları uygularsak kamuoyu da bundan tatmin olacak. Şura kararlarının hayata geçirildiğini hissedecek."
Kooperatifçiliğe ilgi artıyor
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli'nin gündeminde şirket ve holding yapılanması olmadığını, kooperatifçiliği öne çıkaracaklarını söylemesi gelişen kooperatifçilik adına olumlu bir adım. Biz de takipçisi olacağız. Dünkü yazıda da belirttiğimiz gibi, yapılması gereken küçük çiftçilerin kooperatif çatısı altında güçlerini birleştirerek üretime devam etmesi. Rant ekonomisi yerine üretim ekonomisinin benimsenmesidir.
Son dönemde kooperatifçilik konusunda büyük bir ilgi ve arayış var. Bunda başarılı kooperatif modellerinin rolü olduğu kadar, tarımdaki yüksek girdi fiyatları çiftçiyi zorladığı için daha uygun fiyata temini, fiyatı düşük oluşan tarım ürünlerinin pazarlanmasında güç birliği arayışının etkisi var.
Çiftçiler, üreticiler birleşerek ayakta kalabileceklerine inanmaya başladı. Bu çok önemli... Doğru, başarılı örnekleri çoğaltmamız gerekiyor.
Tüketici cephesinde de kooperatifçilik karşılık buluyor. Gıda terörünün, tağşişin, sahtekârlığın yaygın olduğu bir dönemde tüketici kooperatif ürünlerine daha çok güveniyor. Tarımın elden gittiğini görünce, ithal ürünlerin piyasaya hâkimiyetini görünce tarımın, kırsalın kalkınması için kooperatiflere tüketici olarak destek sağlıyorlar.
Bunun çok iyi örgütlenmesi gerekiyor. Devletin de destekleri, projeleri tasarlarken uygularken kooperatifleşmeyi, örgütlenmeyi ön plana çıkararak adımlar atmalı. 3.Tarım ve Orman Şurası kararları umarız bunun başlangıcı olur.
Türkiye'nin küçük aile işletmeciliği yapısı dikkate alındığında kooperatifleşmeye olan ihtiyaç daha da öne çıkıyor. Ayrıca yerel yönetimlerin tarıma olan ilgisi, İzmir Modeli'nde olduğu gibi kooperatifler üzerinden sağlanacak destek hem üreticiye hem tüketiciye ciddi katkılar sağlayacaktır.
Özetle, 3.Tarım ve Orman Şurası sonunda kooperatifçilik modeli ile yol alınırsa sadece tarım için değil, ülke ekonomisi için de yeni bir çıkış yolu açılacaktır.