Otuz yıl önce şehrin in cin top oynayan, ıssız bir yerinden uygun fiyata arazi alıp, üzerine fabrikanızı kurmuşsunuz. O günden beri fabrikanız çalışmaya devam ediyor. Fabrikanın penceresinden kafanızı uzattığınızda bir bakıyorsunuz ki, eski çamlar bardak olmuş, o alabildiğince boş tarlalar şimdi AVM ve binalarla dolmuş. Vızır vızır trafik, şehrin göbeğinde kalmışsınız.
Finansal tablolarınıza şöyle bir bakıyorsunuz, otuz yıl önce aldığınız arazinin bilançodaki tutarı üç-beş kuruş. Bina deseniz, fabrika binası olduğu için faydalı ömrünü elli yıl biçmişsiniz, birikmiş amortismanı da düştünüz mü geriye maliyet değerinden taşıdığınız fabrika binasından cüz-i bir bakiye kalmış. Nerede etrafı cıvıl cıvıl kalabalığın olduğu bina ve arazinin değeri, nerede sizin bilançonuzdaki değer.
Merak etmeyin ortada bir yanlışlık yok. Finansal tablolarınızı Türkiye Finansal Raporlama Standartları’na (TFRS) göre hazırlıyorsanız, maddi duran varlıklarınızı defterlerinize maliyet değerinden kaydedersiniz. Yani otuz yıl önce arazi için ödemiş olduğunuz ara ve fabrika inşası için katlandığınız tutarlar, arazi ve fabrikanızın maliyetini oluşturacaktır.
Maliyet modeli mi, yeniden değerleme modeli mi?
Maddi duran varlıklar, defterde ilk maliyet değerinden muhasebeleştirilmekle birlikte, sonraki dönem ölçümleri şirketten şirkete, hatta varlık grubu bazında değişebilmektedir. “Yok, artık!” dediniz değil mi, beli ki bana inanmadınız. Peki, öyle olsun! O zaman, borsada işlem gören şirketlerin özkaynaklarına şöyle bir göz atın.
TMS 16 Maddi Duran Varlıklar Standardı’na göre şirket, maddi duran varlıklarını maliyet modeli (cost model) veya yeniden değerleme modeline (revaluation model) göre ölçebilir. Maliyet modelinde, maddi duran varlık kalemi, maliyetinden birikmiş amortisman ve varsa birikmiş değer düşüklüğü zararları indirildikten sonraki değeri ile gösterilir. Hepimiz maliyet modeline aşinayız, gelelim diğer modele…
Yeniden değerleme modelinde, gerçeğe uygun değeri (fair value) güvenilir olarak ölçülebilen bir maddi duran varlık kalemi, varlık olarak muhasebeleştirildikten sonra, yeniden değerlenmiş tutarı üzerinden gösterilir. Bir yeniden değerleme yaptım hayatım kurtuldu, özkaynaklarım büyüdü diye hemen havaya girmeyin. Bakın şimdi neler neler olacak…
Öncelikle, “Yeniden değerlenmiş tutar da neymiş?” diye sorarsanız, hemen açıklayayım: Yeniden değerleme tarihindeki gerçeğe uygun değerinden, müteakip birikmiş amortisman ve müteakip birikmiş değer düşüklüğü zararlarının indirilmesi suretiyle bulunan değerdir.
Özkaynaklarım büyür mü?
Maddi duran varlıkları değerlediğinizde oluşan değer artışı (Hadi inşallah!), diğer kapsamlı gelir tablosunda muhasebeleşecek ve kar-zarar tablosuna uğramadan özkaynaklar altında “Yeniden Değerleme Değer Artış Fonu’nda birikecektir.
Farkındaysanız buraya kadar yeniden değerleme metodunun hiçbir zorluğundan bahsetmedik. Eh, gelelim şimdi madalyonun diğer yüzüne. Bir kere seçmece karpuz misali, bazı binalarımı değerleyeyim, diğerlerini maliyetten takip edeyim, diyemezsiniz. Aynı varlık gruplarının hepsine (örneğin binalar varlık grubu) aynı muhasebe politikasını uygulamanız gerekir. Ya maliyet metodu ya da yeniden değerleme metodu.
Binamın değeri düşüyor
Hikâyemizin başında olduğu gibi arsa ve binanız otuz yılda epey değer artışına uğramıştır. Ancak ekonomik dalgalanmalar, piyasa koşulları, deprem vs. nedenlerle maddi duran varlığınızın değeri arttığı gibi azalabilir de. Değeri düşünce kızmak, gücenmek yok.
Örneğin, defterde net 20 milyon TL’den duran binanın değeri, değerleme sonucu 25 milyon TL’ye çıkarsa, 5 milyon TL’lik değer artışı özkaynaktaki değer artış fonuna kaydedilecektir. COVİD-19 piyasaları salladı, benim binanın değeri 18 milyon TL’ye düştü. Oldu mu size kar-zarar tablosunda 2 milyon TL zarar. 7 milyon TL’lik değer düşüşünü, 5 milyon TL’lik fonla karşılayamayan benim zavallı bilançom, mecburen özkaynaktaki fonu yedi bitirdi, bir de zarar yazdırdı. Ah Corona, yaktın bizi! Neyse ki değer artışı olduğunda önce kar-zarardaki değer düşüşünü kapatacağım.
Diyelim ki özkaynaklarımızda güzel bir değerleme fonu rakamımız var. İlelebet bizimle yaşayabilir mi? Keşke öylece mutlu mesut yaşasak… Ama Standard “Sabit kıymetleri sattığında özkaynaktaki değerleme fonunu, geçmiş yıl karlarına (retained earnings) transfer edeceksin.” diyor. Alternatif olarak, değer artışının bir kısmı, varlık işletme tarafından kullanıldıkça da geçmiş yıl karlar hesabına aktarılabilir.
Hangi sıklıkla yeniden değerleme yapmak gerekir?
Yeniden değerlemelerin sıklığı, maddi duran varlık kalemlerinin gerçeğe uygun değerlerindeki değişimlere bağlıdır. Maddi duran varlığın gerçeğe uygun değeri önemli değişiklikler gösteriyorsa, değerleme çalışmasını yıllık olarak tekrarlamak gerekir. Değerinde böyle bir değişim söz konusu değilse, üç veya beş yılda bir yeniden değerleme yapılması yeterli olacaktır. Dalgalı piyasalarda ben binamın değeri ne oldu diye üç-beş yıl bekleyemem, ya siz?