Özgürlük, eşitlik, kardeşlik

Gündüz FINDIKÇIOĞLU GLOKAL BAKIŞ

Büyük Devrim: İhtilal-i Kebir. Fransız Devrimi buydu. Bolşevik Devrimi’ne kadar devrimlerin temel örneği Fransız Devrimi’ydi. Bir burjuva devrimi olarak kodlanmıştır. Baş sloganının “Liberté-Egalité-Fraternité”–Özgürlük, Eşitlik, Kardeşlik- olduğu biliniyor. Ne demekti bunlar?

http://www.concordia-rigensis.de/cms/neu/index.php/aktivitaet/klarstellung.html

Bu sloganı Libertas-Iustitia-Concordia olarak yeniden yazabiliriz. Kelimesi kelimesine Fraternitas yazmamız gerekir ama Concordia ve Fraternitas el ele gider. Concordia tam anlamıyla uyum, harmoni demektir. Kardeşlik ve harmoni –Fraternitas ve Concordia- ikizdir. Eşitlik, adalet anlamındadır; Iustitia. Adalet, yasa veya hak anlamında ius değildir. Ius’u yapan, yasaların dayandığı temel ve aşkın olabilen prensiptir. Hem anayasayı bile aşan, anayasa yapan “yüksek hukuk” anlamındadır; hem de çeşitli anlamlarda adalettir. Eşitlik veya “hakkaniyet olarak adalet” gibi –justice as fairness. Dört Pagan erdem arasında –Tedbirlilik, Ölçülülük, Adalet, Cesaret- adaleti ilk sıraya koymak modern zamanlar açısından “solun” başladığı noktadır. Ama Iustitia hukukun/egemenliğin başladığı yer de olabilir. Hatırlayalım: Kral, Pater et filius Iustitiae –Adaletin babası ve oğlu- olabiliyordu.

“Solun” iddiası Pax, Libertas ve Concordia’nın Iustitia’yı takip edeceğine dair bir iddiadır. Aynı zamanda bir siyasal teoloji tezidir. Eşitlik (adalet) önce gelecektir. Gelir mi?

Deirdre McCloskey neden tek bir erdem olmadığını çok güzel açıklıyor. Thomist –Tommaso d’Aquino’ı benimseyen- bir felsefeci olan Joseph Pieper tipik biçimde adaleti görecelileştiriyor ve ancak tüm erdemlerin oluşturduğu sistem içinde anlamlı olduğunu belirtiyor. Diğer üç Pagan erdemi –Prudence, Temperance, Courage- Justice’den türemek zorunda değildir. Genellikle tedbirlilik –Prudence- en başa konuyor. Diğer tüm ahlaki erdemler “tedbirli” olmak zorunda –«Omnis virtus moralis debetesse prudens».

Prudentia’nın akıl/bilgelik anlamı da var fakat entelektüel erdemler ayrı gösterildiği zaman Prudence ve Wisdom farklı algılanmalı. Ancak sonuçta bu erdemler bir bütündür ve bağlantılıdır. Bunun dışında Hristiyan erdemleri var: Umut, İnanç, Merhamet (Aşk) –Hope, Faith, Charity (Love). Bu 7 erdem, İbrahimî dinlerden gelen şeklinin daha detaylı işlenmesiyle, bazı sembolizmlerde Yakub’un Merdiveni (Jacob’s Ladder) oluyor. Entelektüel erdemler olan Akıl ve Hikmet, Güç, Güzellik –Wisdom, Strength, Beauty- genellikle merdivende temsil edilmiyorlar çünkü onlar her zaman temelde sayılıyorlar –quintessential virtues. Çeşitlemeler mevcut; örneğin Gdansk şehrinin girişindeki Zlota Brama. Burada Batı’da Pax, Libertas, Fortuna (buradaki anlamı zenginlik), Fame (buradaki anlamı şöhret-ölümlü yaşamdan sonra da unutulmazlık; Dignitas’ı içermek durumunda), Doğu’da ise Concordia, Iustitia, Pietas (İnanç), Prudentia (Tedbirlilik) yer alıyor: 1612-1614 yılları arasında yapılmış.

Kardeşlik nedir peki? Örnekler çok sayıda olmakla birlikte iki örnek vermek yeterli olabilir. Corps Concordia Rigensis. Baltık öğrenci birliği 1867’de Politeknik Üniversitesinde kurulan Baltık-Alman öğrenci kardeşliğinin devamıdır ve hala faaliyettedir. İlk adı Fraternitas Baltica’dır. Barış anlaşmalarında bağlantılı kavramlar sıklıkla yan yana veya birbirlerinin yerine kullanılmıştır. Alliance, concordia, confoederatio, foedus, fraternitas, intelligence, liga, pax and unio gibi: Randall Lesaffer bunu açıkça anlatır ve concordia, fraternitas, intelligence kelimelerinin uluslararası anlaşmalarda tıpkı amicitia gibi genel anlamları olduğunu yazar. Cicero şöyle demişti: “Herkes bu konuda hemfikirdir ki ne kadar farklı şeylerden zevk alırsanız alın, politika mı bilim mi iş mi, ne olursa olsun hayata dâhil olmak istiyorsanız arkadaşlık, dostluk –amicitia- yoksa yaşam boştur”. Öte yandan sembolik anlamlar tarihsel anlamlardır. Örneğin fraternitas –kardeşlik- ve consanguinitas –kan bağı, akrabalık- figüratif anlamda aynıydı ve prensler anlaşma yaptıkları diğer prenslere onları kuzenleri, kardeşleri, yakın akrabaları gibi gördüklerini belirtecek şekilde hitap ediyorlardı. İspanya’da Grande ünvanı en üst soylulara veriliyordu ve kral Grande’lere –İngilizcede Grandee- “mi primo” (kuzenim) şeklinde hitap ediyordu. Kral sıradan soylulara ise “mi pariente” (akrabam) hitabıyla sesleniyordu. 1853-1870 arası Fransa imparatoru olan III. Napoléon’un İspanyol eşi Teba kontesi Eugénia María de Montijo de Guzmán hayatının sonuna doğru « grande dame » olarak anılıyordu.

Gelelim özgürlüğe: Libertas. Neo-Roman cumhuriyetçi 17. Yüzyıl siyaset felsefesindeki anlamı biliniyor. Roma hukuku dikotomisi ve neo-Roman cumhuriyetçi kuram bize ilk olarak köle olmama durumu ve familia sahibi olma hakkı diyor. Bu bir Roma (hukuku) kavramıdır. Civitas ile birbirlerini karşılıklı içerirler çünkü özgür olmayan insan şehirli/medeni/yurttaş –Civis Romanus- olamaz. Olamayınca familia –aile ama aslında mülkiyet- sahibi de olamaz; bağlantı buradadır çünkü siyaset ve hukuk felsefelerindeki “iki hukuk” bağlamında kurgu olarak ortak mülkiyetin olduğu doğal hukuktan ve doğal durumdan bahsetmiyoruz. Özel mülkiyetin olduğu insan eliyle yapılan hukukun döneminden bahsediyoruz. Öte yandan Romalı olmayan –barbar- kişiler de köle olmadıkları anlamında özgür olabilirler; ancak bu negatif özgürlük tanımı Roma anlamında libertas değildir ve Roma hukukunda bu mümkün olamaz. Her durumda özgürlük erdemler arasında sayılmaz çünkü erdemler silsilesi zaten sadece özgür kişileri ilgilendirir. Erdemler bireyseldir ve genelde durumsal değillerdir. İlgili özgür kişilerin özüne ilişkin olarak düşünülürler. Örneğin “o koşullarda erdemli olmak mümkün veya yararlı değildi” veya “erdemsiz insanlar erdemler öğretilmediği için bu haldeler” gibi bir görecelileştirme söz konusu değildir.

Batıda: Pax, Libertas, Fortuna, Fama. Doğuda: Concordia, Iustitia, Pietas, Prudentia.

Gdansk’s Zlota Brama (1612-1614): Falck (Jeremiasz) Pax; Libertas; Fama; Concordia,

https://www.liveauctioneers.com/item/5080825_falck-j-pax-libertas-fama-concordia

Burada özgürlüğün (a) köle olmamak (b) ayrıca familia ve dignitas sahibi olmak (c) yönetim şekli olarak tiranlığa karşı olmak gibi çoklu bir anlamı var. Eşitlik (adalet) “herkes aynı geliri elde etsin” anlamına gelmeyip eşit yurttaşlar –imtiyaz yok- olmak demektir. Gelir ve servet eşitliği meselesi “hangi adalet kuramına göre hangi adalet kavramının eşitlik sayılacağı” tartışmasının bir veçhesidir. Kardeşlik ise dayanışma (solidarité) veya kooperasyon anlamlarını bazen taşımış olmakla beraber daha çok uyumluluk (harmoni) olarak görülebilir. Yani meşhur Fransız Devrimi sloganı bize “ancak özgür ve eşit yurttaşlar uyum içinde yaşayabilir” demiş oluyor ki uluslaşmanın da ön şartı sayılmalı.

Libertas, Iustitia, Concordia: Bunlar nasıl bir araya gelebilir? Diyebiliriz ki 150 yıl boyunca dünya ölçeğinde en önemli siyaset teorisi/felsefesi ve pratik siyaset problemi buydu. Fransız Devrimi’nin kodladığı biçimiyle Roma izleği hangi sosyal/siyasal dengeye ve nasıl ulaşabilirdi? Şimdiki duruma göre berrak bir vaziyet çünkü şimdi insanlığın temel problemi nedir onu bile bilmiyoruz. Distopyalar neden bu kadar yaygın sizce?

Tüm yazılarını göster