Özel sektörün iklim değişikliği mücadelesi “toparlanmanın” anahtarı olacak

Didem Eryar ÜNLÜ YAKIN PLAN

1999 yılında dönemin BM Genel Sekreteri Kofi Annan tarafından kurulan UN Global Compact, 15 binin üzerinde şirket ve 4 bin üzerinde şirket dışı üyesi ile dünyanın en büyük ve kapsayıcı kurumsal sürdürülebilirlik platformu. UN Global Compact’e imza atan kurumlar, operasyonlarını insan hakları, çalışma standartları, çevre ve yolsuzlukla mücadele alanlarındaki uluslararası kabul görmüş 10 İlke’ye uyumlu hale getireceklerini ve bu alandaki çalışmalarını şeffaf bir şekilde her sene raporlayacaklarını taahhüt ediyorlar. Global Compact Türkiye, UN Global Compact’in dünya genelindeki 70 yerel ağından biri konumunda. Çalışma alanları ise; çeşitlilik ve kapsayıcılık, çevre, sürdürülebilir finans, toplumsal cinsiyet eşitliği ve inovasyonu kapsıyor. 360 şirket üyesiyle Doğu Avrupa ve Ortadoğu Bölgesi’nde 1. Avrupa’da 9. Sırada olan Global Compact Türkiye’nin üyelerini 266’sını şirketler, 94’ünü şirket dışı üyeler oluşturuyor.           

Kurumsal sürdürülebilirlik konusunda Türkiye’de ne yönde gelişmeler yaşanıyor? Global Compact Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi ve Çevre Çalışma Grubu Eşbaşkanı Ebru Tüzecan ile konuştuk:            

İş dünyası 3 alanda dönüştürme gücüne sahip

“Paris İklim Anlaşması’nın imzalandığı 2015 yılından günümüze iklim değişikliği ile verilen inişli çıkışlı mücadeleye rağmen, Kasım ayında gerçekleşen COP26 konferansında daha güçlü taahhütlerin verilmesi yönünde güçlü bir küresel irade oluştu. Önümüzde iklim biliminin sunduğu ve sapmamamız gereken bir hedef var: 1,5 derece. Bu hedef ile uyum, emisyonların neredeyse yılda yüzde 6 oranında azaltılması anlamına geliyor. Bunun başarılmasında ise iş dünyası dahil pek çok kesime sorumluluk düşüyor, ancak şüphesiz iş dünyası çözümün kilit aktörü.            

İş dünyası üç alanda, hem büyük bir etki alanına, hem de know-how’ı, kaynakları ve inovasyon kapasitesiyle dönüştürme gücüne sahip:              

  1. Azaltım: Şirketler bilime dayalı, somut ve tutarlı hedeflerle ulusal emisyon azaltım hedeflerinin tutturulmasını sağlayabilir. Sadece enerji sektörü toplam sera gazı salımının yaklaşık yüzde 70’ini oluşturuyor. Şirketler fosil yakıtlardan yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelerek bile ciddi bir azaltımın önünü açabilirler.
  2. Uyum ve dayanıklılık: ILO’ya göre dönüşüm aynı zamanda 2030 yılına kadar enerji sektöründe 25 milyon, döngüsel ekonomide 78 milyon iş potansiyeli sunacak. İş dünyası yeşil işlerin yaratılması, yeşil dönüşüm süreci ile değişecek ve çeşitlenecek yetkinliklerin kazanımı; yeni teknolojilerle bu alanda istihdamın desteklenmesi gibi konularda öncü olabilir. 3. Finansman: Türkiye’nin 2053 net sıfır hedefi kapsamında gerçekleşen İklim Şurası’nın kilit konularından biri de iklim finansmanıydı. Kamu teşvikleri ve yatırımları ile bu konunun altından kalkılması mümkün görünmüyor. Özel sektör bu finansmanın kilidini açabilecek güce sahip. 2021 yılında iklim fonlarının tüm yatırım fonları (48,93 trilyon dolar) içindeki payı yüzde 0,028 oldu. Hala çok küçük bir paya sahip olmasına karşın, 2019 yılında 57 milyar dolar olan iklim fonlarının büyüklüğü bir yıl içinde 133 milyar dolara yükseldi. Özetle; özel sektörün iklim değişikliği ile mücadelesi hem fiziksel riskleri azaltmanın hem de 'toparlanmanın' anahtarı olacak."

CFO’lardan 5 yılda 500 milyar dolar yatırım sözü

"Avrupa Birliği; yaklaşık 750 milyar Euro’luk COVID-19 kurtarma fonunun 560 milyar Euro’sunu yeşil ve dijital dönüşüm hedefleri ile uyumlu girişimlere ayıracağını duyurmuştu. Bu, 2030’a kadar yılda yaklaşık 180 milyar Euro ek yatırım ihtiyacı anlamına geliyor. Küresel çapta hem yeşil dönüşüm için finansal piyasaların rolü giderek artıyor hem de yeşil dönüşüm yatırım stratejilerinin belirlenmesinde bir referans noktası haline geliyor. UN Global Compact 2019 CFO’ları bir araya getiren bir oluşum başlattı. Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA) için CFO Koalisyonu adlı girişim geçtiğimiz yıl 'Entegre SKA Yatırımları ve Finansman için CFO İlkeleri'ni yayımladı. İlkelere imza atan CFO’lar şirketlerin sürdürülebilir kalkınmaya geçişini önemli ölçüde hızlandırabilecek yatırımlar ve finansman konusunda iddialı hedefler belirlemeyi taahhüt ediyor. Oluşuma dahil olan yaklaşık 70 CFO, 2021 yılının Eylül ayında ise çok önemli bir taahhüdün altına imza attı. İçinde Türkiye’den de üyelerimizin olduğu (Arçelik, CCI ve Turkcell) bu oluşuma dahil olan CFO’lar önümüzdeki beş yıl içinde yaklaşık 500 milyar dolarlık finansal kaynağı SKA’lara yönelik yatırımlara ayıracaklarının sözünü verdi. Hedef 2023 yılına kadar 1000 şirketin bu girişime dahil olması."

“İklim Hedefi Hızlandırma Programı”

“Türkiye’de UN Global Compact üyelerinden birçoğu iklim konusunda anlamlı adımlar atmak ve emisyon azaltım stratejileri için harekete geçmeye hazırlar. Ancak bu oldukça teknik, karmaşık ve zor bir süreç. Şirketlerin rehberliğe, yol haritalarına ihtiyacı var. Kimi zaman çok karmaşık emisyon hesaplaması ve yönetimi sürecinde nereden başlanacağı bile birçok şirket için kolay olmuyor. Bu nedenle UN Global Compact’in küresel çapta hayata geçirdiği İklim Hedefi Hızlandırma Programı’nı Türkiye’de de uyguluyoruz. Program, hem bu süreci üye şirketler açısından kolaylaştırmak, hem de hedef belirleme sürecini hızlandırmak için kurgulandı. Altı ay sürecek bu hızlandırma programı, geçtiğimiz yıl 26 ülkede hayata geçti. Türkiye’den 21 şirket dahil oldu. Bu yıl ise program 55 ülkede eşzamanlı hayata geçecek. Mayısta başlayacak ve kasıma kadar devam edecek. Programa 30 Nisan’a kadar başvurular devam ediyor.”

Tüm yazılarını göster