Fisher – Price Avrupa Direktörü Ruth Henriquez, “Oyunun bir araç değil, kendi başına bir amaç olduğuna inanıyoruz ve tüketicimiz için neyin önemli olduğuna odaklanıyoruz. Bu yıl portföyümüzde yüzde 100 geri dönüşümlü oyuncaklara geçilmesi için çalışmalarımızı başlattık” diyor.
1930 yılından bu yana oyuncak pazarının önemli oyuncularından biri olan Mattel’in markalarından Fisher-Price bu yıl 90. yılını kutluyor. Oyuncaklarıyla eğlenmenin yaşının olmadığını savunan Fisher-Price, aynı zamanda toplumsal ve çevresel konulara da oldukça duyarlı bir marka. 1940'larda, 2.Dünya Savaşı sırasında üretim tesislerini uçak ve gemi parçaları ve tıbbi malzeme sandıkları yapmak için kullanan Fisher-Price, COVID- 19 salgını sırasında ise, hem maske üretti, hem de “Teşekkürler Kahramanlar” #ThankYouHeroes adını verdiği özel bir koleksiyon figürü serisi çıkararak, ABD’deki tüm net gelirini #First- RespondersFirst'e bağışladı.
Şirket, bu yıl ayrıca yüzde 100 geri dönüşümlü oyuncaklara geçilmesi için çalışmalarını başlatmış durumda. Markanın toplumsal fayda yaratmak adına yaptığı çalışmaları Fisher – Price Avrupa Direktörü Ruth Henriquez’den dinledik:
En büyük sırrımız çocuk gibi düşünmeye devam etmek
“90 yaşında olabiliriz ama bence en büyük sırrımız, bir çocuk gibi düşünmeye devam etmek. Fisher-Price zengin bir inovasyon geçmişine sahip. 1935’te Mickey Mouse Disney’le ilk lisanslı ürünü piyasaya sürmemiz, 1934’te ‘Okul Öncesi Oyuncaklar’ ibaresini kullanan ilk marka olmamız, 2016 ‘da ise okul öncesi çocuklara özel kodlama oyuncaklarından birini yapmamız gururla paylaştığımız örneklerden. Marka geçmişimiz boyunca hangi tarihte veya ülkede olursanız olun, Fisher-Price her zaman çocukluğun heyecan verici macerasına ve çocukların her anını büyülü ve eğlenceli hale getirmeye çalışmıştır.”
Yüzde 100 geri dönüşümlü oyuncaklar
“Oyuncak endüstrisi moda endüstrisine benzer, dinamiktir ve sürekli değişim halindedir. Her yıl bir ürün veya markanın bazı pazar trendlerini yönlendirdiğini görüyoruz. Okul öncesine baktığımızda çocukların ilgi gösterdiği en büyük şeyin içerik olduğunu görüyoruz ve içeriği, karakterleri, hikayeleri ürünlerinin bir parçası olarak sunan markaların en üst sıralarda yer aldığını görüyoruz. Oyunun bir araç değil, kendi başına bir amaç olduğuna inanıyoruz ve tüketicimiz için neyin önemli olduğuna odaklanıyoruz. Bu yıl portföyümüzde yüzde 100 geri dönüşümlü oyuncaklara geçilmesi için çalışmalarımızı başlattık, sevilen oyuncaklarımızdan Renkli Halkalar ve Renkli Bloklar’ı sürdürülebilir malzemeden üreterek çevreye ve topluma olan duyarlılığımızı sürdürüyoruz.”
İhtiyaç duyulan anlarda toplumun yanında
“#ThankYouHeroes özel koleksiyon figürü serisi, COVID-19’a karşı mücadeleyi yöneten kahramanlarımızı ve tüm toplumları ayakta tutmak için çalışan günlük kahramanları onurlandırıyor. Ürünlerin satışından elde edilen gelir, COVID-19 çabalarını destekleyen derneklere gidiyor. Fisher-Price, pandemi sırasında da ürün kumaşlarından yüz maskeleri üreterek bu konuda topluma destek oldu. Tüm geçmişi boyunca duyarlılık gösteren bir marka olan Fisher- Price’ın tarihi, ihtiyaç duyulan anlarda toplumu ve toplulukları desteklediği olaylarla dolu diyebiliriz. 1940’larda 2.Dünya Savaşı sonrasında henüz 10 yıllık bir üretim tecrübesine sahipken, üretim tesisleri tıbbı malzeme sandıkları gibi destek malzemeleri üretmek için kullanıldı. Kurucularımızdan Herman Fisher, o zamanlardaki bakış açısını ‘Topluma destek olmak için gerekiyorsa oyuncak yapımını askıya alabiliriz’ diyerek açıklamıştı.”
TÜRKİYE, EMEA BÖLGESİ İÇİN ÖNEMLİ BİR PAZAR
“Fisher-Price Türkiye, EMEA bölgesi için önemli bir pazar. Sadece ülkenin potansiyeli için değil, tüketicinin markamızla olan güçlü ilişkisini düşünürsek bizim için daha da önemli. Pazarda çok güçlü bir konumdayız, son yıllarda sürekli büyüyen ve güçlü bir performansa sahibiz. Eğlen & Öğren kategorisiyle Türkçe konuşan eğitici oyuncaklarda öncü marka olduğumuzu söyleyebiliriz. Her yıl Türkiye ekibi, güçlü bir yatırımla marka için güçlü ve yenilikçi pazarlama aktivasyonları üzerinde çalışıyor.”
Teknolojiyi çocuklar kadar ebeveynleri desteklemek amacıyla da kullanıyoruz
“Dijitalleşme artık bir gerçek, bir şirket olarak iç bakış açısından ürün geliştirmemize kadar nasıl çalıştığımızın bir parçası. Tüketicilerin değiştiğini, evrimleştiğini biliyoruz ve biz de onlarla dönüşüme ayak uyduruyoruz. Çocukların oyunlarında eğlenceyi ve öğrenmeyi birleştirmek için oyuncaklarımıza sürekli daha fazla teknoloji getirmeye çalışıyoruz. Teknolojiyi çocuklar kadar ebeveynleri desteklemek amacıyla da kullanıyoruz. Bu yıl Türkiye'de Smart Connect ürünlerimizi sunacağız. Bu ürünler daha çok bebek ana kucağı, sallanan sandalye gibi ürünler olacak. Bu yeni teknoloji ile ebeveynler ürünü telefonlarından kontrol edebilecek, bebeğin uykudan uyanması gibi bir endişesi kalmayacak.”