Volatilitesi yüksek günler, aylar, daha özet ifade ile “yıllardan” geçiyoruz. Tamam, şimdi burada karşılaşacağım ilk tepki “piyasa dediğimiz olgu zaten böyle bir şey değil mi?” olabilir. Doğrudur da. Yalnız altını çizmek istediğim esas kısım şu: farkında mısınız bilmiyorum ama, Mayıs 2013’teki meşhur Bernanke konuşmasından bu yana volatil süreçlerde ciddi artış var. Para ve maliye politikalarının getirdiği çözüm önerileri kısa vadede yangını kontrol altına almakta başarılı olsa da orta-uzun vadede sıklıkla aynı başlıklar üzerinden tartışma yaparken kendimizi buluyoruz. Bu, bir nevi eldeki kısır araçlar ile aynı sonuçları aramak. Bir diğer tarafta ise değişen yatırımcı yapısı ve davranışları var. Bizler, ülke sınırları içerisinde, pandemi sonrasındaki sürecin yatırımcı profilleri üzerinden sebep-sonuç aramaya çalışırken, esasen konu herkes için geçerli. Daha global. Çok değil, şunun şurasında 1 sene öncesinde ABD için de yapmıştık benzer tartışmalar.
2023 yılı global piyasalar açısından fena başlamadı. Hatta kendi çerçevemden değerlendirecek olursam, beklentimin ciddi anlamda üzerinde pozitif bir eksende hareket edildiğini gördük. Burada 2 temel unsur; Çin’in sürpriz açılış süreci ve anlaşılması güç, bir koro halinde dile getirilen, piyasa-Fed faiz makası açıklığı oldu. Şimdilerde ilk kısım için takip edilen öncü göstergeler toparlanmaya işaret ederek, özellikle de PMI verileri önderliğinde, beklentilerin çok da yanlış olmadığı fikrini destekliyor. Diğer kısımda ise ciddi anlamda düzeltme-yeniden fiyatlama eğilimi takip ediyoruz. Fed’in anlattıklarındaki değişiklik bir faktör. Yine diğer önemli değişken ise Fed cephesinden gelen mesajlardaki farklılaşma. Fed, aynı şeyleri de anlatıyor olabilir. Bu bir ihtimal. Daha önemlisi, Fed’in anlattıklarında tercih ettiği söylem ve kelimelerdeki değişiklik. İşte bu kısım faiz beklentilerinin üzerinden geçilmesine neden oluyor.
Oynaklık kavramı yatırımcılar ve masanın diğer tarafında yer alanlar için tartışma götürmeyen bir gerçek konumunda. Amerikan para politikasına dair beklentiler faiz kanalını, o kısımdaki hareketlilik de FX çaprazlarını ve doğal olarak Amerikan dolarını etkiliyor. Hikayenin bu kısmında dünyanın geneline yayılır etkiler gözlemliyoruz. Bu nedenle Ocak ile Şubat ayları arasında yaz ile kış arasındaki mevsim farkı kadar değişiklik takip ettik. Doğal olarak fiyatlamalara etkisi de öyle oldu.
Mart ayı işlemlerini gündemimize takvim olarak almış durumdayız. Oynaklık için hazırlıklı olmak sürpriz etkisi barındırmasa gerek. Global cephede şu anda belki de en net olan kısım, ECB’nin mart ayı faiz kararına yönelik +50bp hamlesini sıklıkla dile getirmesi ve zemindeki kayganlaşmayı engellemeye çalışması. Diğer yanda ise ABD beklentileri ciddi bir evrim geçirme sürecinde. Son durumda konuştuklarımız, temmuz toplantısı için yüzde 5,44, aralık içinse yüzde 5,28 düzeyleri. Nereden nereye gelindi değil mi? Kim yanlış, kim doğruydu başlıklarına kafa yormak yerine mesajları doğru anlamaya odaklanmak herkesin hayrına.
Benzer durum para politikası kanalı için olmasa da yerel varlıklar için de geçerli. Seçim süreci ve tartışmalarına Mart ile birlikte daha fazla tanıklık edeceğiz. Ocak-Şubat düzeylerinde volatilite görür müyüz sorusunun cevabı kolay değil. Ancak, belirtmek gerekiyor ki özellikle deprem felaketi nedeniyle işlemlere verilen aranın ardından alınan tedbirler hiç de yabana atılası değil. Eksikleri elbette var. Geliştirilmesi gereken yanları. Ancak, dalgalanma olasılığı yaşamın bir gerçeği. Yatırımcıların bu süreçte en doğru kararı, en doğru zamanlama ve en doğru fiyat düzeyi ile vermeye çalışacak olmaları kendi içerisinde volatilite unsurunu besleyen bir gelişme. İşte tam da bu sebeple, böylesi dönemlerde, daha orta vadeli, daha uzun yatırım ufku ile yaklaşmak gerekiyor ki bu da yatırımcı deneyimi ve sabrı gerektiriyor. Deneyim olarak tanımladığımız olgu, geçmişte başımıza gelen iyi ya da kötü olaylar ile bir daha karşılaştığımızda yapılması gereken doğruları ifade ediyor. Aynı şeyleri uygulayıp doğru sonuçlar elde edemediğimizde deneyim sürecinin bir bacağındaki eksiklik hemen kendisini belli ediyor. Peki, bizim deneyimlediğimiz kısım hangisi? Kısa vadeli düşünce yaklaşımının çoğunlukla günü dahi kurtaramadığı. Doğru sektör, doğru şirket, doğru zamanlama…