Açıklanan 2023-2025 Orta Vadeli Programda 2023 ve sonraki iki yılda dış ticaret hedefleri önceki yıllara göre daha mutedil seviyeler gibi görünüyor.
Önceki OVP’lerde ihracat artış oranı hedefleri daha yüksek tutulurken, ithalat artış hedefleri mütevazı kalırdı. Ancak 2023-2025 programının ilk yılında ihracat artış beklentisi yüzde 4’ün altında iken, ithalatta yüzde 4,1 daralma öngörülüyor.
2024’te ihracat artışının yüzde 7,5, ithalat artışının yüzde 5,2 olması; 2025’te ihracat artışının yüzde 7, ithalat artışının yüzde 5,8 olması bekleniyor.
Türkiye’de orta ve uzun vadeli plan yapmak zordur. Aslında zor olan planı yapmak değil, onu yürütmektir. Hele de, dış ticaret gibi üzerinde kontrol gücünüzün sınırlı olduğu bir alanda hedefler belirlemek daha zahmetlidir. Bu nedenle ben Orta Vadeli Programlarda, genellikle sonraki ilk yılın hedeflerine odaklanırım. Örneğin son açıklanan 3 yıllık programda 2023 hedeflerini sadece hedef değil, aynı zamanda bir tahmin olarak ele almak daha doğru olur. 2024 ve 2025 rakamları ise tahminden ziyade hedeftir.
OVP metninde dış ticaret ile ilgili şu ifadeler dikkat çekici: “Küresel ölçekte parasal sıkılaşma politikaları ve jeopolitik riskler 2022 yılının kalan döneminde ve 2023 yılında küresel ekonomik görünüm üzerinde baskılayıcı unsurlar olarak öne çıkmaktadır. Bu durumun küresel ticaret üzerinde de olumsuz etki oluşturmasıyla ihracat artışının önümüzdeki dönemde bir miktar ivme kaybetmesi öngörülmektedir. Bununla birlikte, emtia fiyatlarındaki yüksek seviyelerin gerilemesi ve hizmet gelirlerindeki artışın etkisiyle cari işlemler dengesinde iyileşme yaşanacağı tahmin edilmektedir.” Program, bu yılı 255 milyar dolar ihracat ile tamamlayıp, 2023’te buna sadece 10 milyar dolar ilave edebileceğimizi öngörüyor. Bu oldukça mantıklı bir beklenti. Hatta daha azı da olabilir. Çünkü:
1-Hedef pazarlarımızda büyüme hızları yavaşlıyor. 2023’te de bu böyle devam edecek.
2-Çin ekonomisi COVID-19 dönemini hariç tutarsak son dönemin en yavaş büyüme döngüsü içinde ve bu gelecek yıl da devam edecek.
3-Dünya ekonomisindeki yavaşlama 2022 içinde rekor kıran emtia fiyatlarının 2023’te muhtemelen gerilemesi ile sonuçlanacak. Hammadde fiyatlarının düşmesi, hem ithalatımızı hem ihracatımızı (fiyat bazında) aşağı çekecek.
Hem Türkiye’nin hem de diğer ülkelerin 2021 ve 2022’de ihracat artış oranlarının yüksek olmasının en önemli nedeni fiyatların yükselmiş olmasıydı. Yani ticarete konu olan malların fiyatlarındaki artış, bu malların miktar artışından çok daha yüksekti. 2023 bunun dengeleneceği bir yıl olacak gibi görünüyor.
Dikkatimi çeken bir başka noktayı daha belirteyim. OVP hazırlık çalışmalarında özellikle dış ticaret kısmında, gelecek dönemin petrol fiyatlarının ne olacağı belirleyicidir. Petrol fiyatı sadece enerji ticaretini değil, diğer ürünlerin de ticaretinin seyrini belirler. Şimdiye dek petrol ve doğalgaz fiyatları büyük ölçüde paralel hareket ederdi. Ancak son dönemde bu ilişki zayıfladı. Doğalgaz fiyatı rekor üstüne rekor kırıyor; hatta geçtiğimiz günlerde Rusya’dan Avrupa’ya sevkiyat kesildi. Bu çalışmada öncekilerde olduğu gibi petrol fiyatı tahminleri veriliyor. Yapıldı mı bilmiyoruz ama artık bu çalışmalarda doğalgaz fiyatlarını ayrı bir değişken olarak ele almak gerekiyor.