✔“Uluslararası yatırımcılar dikkatlerini Dünya Bankası ve IMF’den gelecek işaretlere, kredi derecelendirme kuruluşlarının not artırımlarına yöneltmiş durumdalar.”
Türkiye 21.yüzyılın ilk çeyreğini ilk iki yılı hariç AK Parti iktidarlarıyla tamamlamayacak. Geçen hafta açıklanan OVP (2024-2026) ve yenilemiş ekonomi kadrolarıyla 2023 Mayıs seçimleri öncesinde siyasi kaygılarla uzaklaşılan rasyonel zemine yeniden dönülmeye çalışılacak. Yeni dönemle ilgili beklentileri irdelemeden önce bugünlere nasıl gelindiğini hatırlamakta yarar var. 2001 yılında yaşanan ekonomik krizin ve alınan önlemlerin siyasi faturasının çok sert kesildiği dönemin ardından başladı AK parti iktidar dönemi. Seçmenin cezalandırdığı iktidar ortağı partilerin neredeyse siyaset alanından silinme noktasına gelmesi hep kulağına küpe oldu iktidar partisinin.
18. ve 19. IMF programları AK Parti döneminde tamamlandı
Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki iktidar 2009’a kadar Dünya Bankası’ndan ekonominin başına getirilen Kemal Derviş’in başlattığı IMF destekli yol haritasına büyük ölçüde sadık kaldı. Türkiye 1947 yılından itibaren IMF üyeliği süresince imzaladığı 19 standby anlaşmasından 17’sini sonuçlandıramadı. IMF anlaşmalarından sadece son ikisi, 18. ve 19.’cusu, 2002 yılı sonunda başlayan AK Parti iktidarları döneminde tamamlanabildi. Örnek gösterilen söz konusu dönemde enflasyonun tek haneye indiğini, kur istikrarıyla hızlı büyüme sağlandığını, ihracatın rekorlar kırdığını hatırlamakta yarar var. Dünyada tanınan ekonomist Daron Acemoğlu’nun işaret ettiği ekonomik büyümede faktör verimliliğinin sağlandığı nadir dönem de (2002-2007) AK Parti iktidarında kayıtlara geçti. Merkez Bankası büyük ölçüde araç bağımsızlığına bu dönemde kavuştu, önce örtülü sonra, açık enflasyon hedeflemesi rejimiyle 2012 yılına kadar süren tek haneli enflasyon dönemleri başladı. Daha sonra büyük altyapı yatırımlarının damga vurduğu dönemde seçim düşünülerek atılan adımlar öne çıktı. Muhalefetin ilk kez güç birliği ile iktidar alternatifi olabilme ihtimalinin belirmesiyle Mayıs seçimleri öncesinde seçim ekonomisi, KKM’siyle EYT’siyle, plansız harcamalarla devasa boyuta ulaştı.
OVP döneminde kontrollü dönüşüm
İktidar şimdi 14 Mayıs TBMM ve 28 Mayıs Cumhurbaşkanı seçimi sonuçlarının sağladığı özgüvenle 2024 baharındaki yerel seçimler öncesinde seçim ekonomisini daha kontrollü yeni bir boyuta taşımaya hazırlanıyor. Mehmet Şimşek ile güçlendirilmiş ekonomi yönetiminden beklenen “rasyonaliteye dönüş”, toparlanma ve yeniden yapılanma adımlarının ağırlıklı olarak yerel seçimler sonrasına bırakılacağı gözleniyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın OVP sunumunda işaret ettiği “sıkı para politikası yardımıyla enflasyonu tek haneye indirme” sürecinin daraltıcı etkilerini seçimden sonra hissetmeye başlayacağız. Büyüme ve istihdamda sıkıntı yaşamadan makroekonomik istikrarı yakalamayı, üretime, ihracata, ikiz dönüşüme (Yeşil- Dijital) odaklanmayı, enflasyonu 2026’da tek haneye indirmeyi öngören OVP 2024-2026 hedeflerinin takipçisi olacağız.
Almanya G-20 mesajını EKONOMİ Gazetesi’nden verdi
Türkiye’nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında geniş bir heyetle katıldığı, Çin ve Rusya liderlerinin gitmediği G-20 zirvesi Hindistan’da yapıldı. İklim değişikliğinin öne çıkan gündem maddelerinden biri olduğu G-20 toplantısı öncesinde grubun önemli üyesi Almanya bu konudaki mesajını EKONOMİ Gazetesi aracılığıyla verdi. G-20 zirvesi öncesinde EKONOMİ Gazetesi için bir makale kaleme alan Almanya’nın Ankara Büyükelçisi Jürgen Schulz, Hindistan’ın iklim ve sürdürülebilirlik başlıklarını başkanlık döneminin merkezi konuları olarak tanımladığını belirterek Almanya’nın “bu konularda acilen harekete geçilmesi gerekmektedir.”
Mesajını iletti. Jürgen Schulz bu alanda Türkiye ile işbirliğini de şöyle dile getirdi: “İklim krizinden çıkış yolu ancak birlikte başarılabilir. Almanya ve Türkiye’nin iklim koruma konusundaki yakın işbirliği bu nedenle önemli bir önceliktir. Almanya-Türkiye Enerji Ortaklığı çerçevesinde, geleceğe yönelik enerji sistemlerimizi kuruyoruz, örneğin yeşil hidrojen sağlama konusundaki ortak çalışmalarımızla. Ayrıca, Almanya son yıllarda Türkiye’deki iklim koruma ve uyum önlemlerini 450 milyon Euro’dan fazla krediyle destekledi. Bu destek sayesinde Türkiye’de 21 güneş enerjisi santrali, 7 rüzgâr enerjisi parkı ve 2 jeotermal enerji santrali kurulabildi.”
Büyükelçi Schulz, yılbaşında da EKONOMİ gazetesi için Almanya’nın yeni Tedarik Yasası’nı anlatan bir makale yazmıştı.
Dünya Bankası OVP’ye selam çaktı, IMF bekleniyor
OVP’nin açıklanmasının hemen ardından Dünya Bankası’nın verdiği destek mesajı Ankara’da ekonomi yönetimini sevindirdi. Ekonomi yönetiminin umutla beklediği hevesli ama aynı zamanda kaygılı uluslararası yatırımcılar dikkatlerini bir süredir Dünya Bankası ve IMF’den gelecek işaretlere, kredi derecelendirme kuruluşlarının not artırımlarına yöneltmiş durumdalar. Dünya Bankası Türkiye direktörü Humberto Lopez, Türkiye ekonomisini istikrara kavuşturacak politikaların uygulanmasında Türkiye’ye eşlik etmeye kararlı olduklarını, devam eden 17 milyar dolarlık programa ek olarak, önümüzdeki üç yıl için 18 milyar dolarlık yeni operasyonlar hazırlayacaklarını açıklaması olumlu bir işaret olarak algılandı. Mehmet Şimşek, Dünya Bankası’nın Türkiye’ye yönelik yatırım paketini artırma kararının, OVP’nin onayı niteliği taşıdığını söyledi. Şimdi IMF’in OVP’yi nasıl bulacağı, dünya kamuoyuna nasıl mesaj vereceği merakla bekleniyor. Üye ülkelere her yılki rutin ziyaretlerinde incelemeler yapan ve bir rapor hazırlayan IMF heyetinin Ekim ayı başındaki temasları bu kez daha büyük önem kazandı. IMF’nin OVP’yi yeni nesil bir istikrar programı olarak görüp görmeyeceği merak ediliyor.