Methetmek (övmek) bir insanı veya başarıyı; güzel sıfatlarla kuşatmak demektir. Eğer methedilen bu sıfatları taşıyor ve buna layık ise sorun yoktur. Hatta “hakkını vermek” güzel bir tutumdur, iyi sıfatları teşvik gücü vardır.
Ancak layık olmadığı halde methedilmeyi istemek, kişiyi içten içe zehirleyen bir hastalığa dönüşüverir. Methedilme illetine kapılanın sonu; peşi sıra kuyruğa giren, olası başarısızlıkları ve hatalarıdır. Kendisini dev aynasında görür, iltifat bağımlısı olur ve bunu görenler onu övgü kurşunuyla vuracaktır.
Övülme kadar, övme arzusu da abartıldığında hastalığa dönüşür. Buna riya (yaranma) denir ve övülen kişiyi de yoldan çıkaran neticeler doğurur. Dikkat edin; övülme kadar övme de bir tür ruhsal şehvettir.
İmam Gazali; şehveti 3’e ayırır. Birincisi; cinsel şehvettir. Hayvanlarda da vardır. Kişi; eline, diline beline sahip çıkmalıdır. İkincisi; yeme içme şehvetidir. Dikkat edilmelidir, sağlığı bozabilir. Ancak üçüncüsü en yıkıcı olanıdır; methetme ve methedilme şehveti… Nice imparatorluklar, bu yüzden yıkılmıştır.
Halkın bir kişiyi ululaması, şöhretin tehlikeleri; Mesnevi’deki bildik bahislerdendir. Mevlana; teni kafese benzetir; girenlerin, çıkanların, insanla dostluk edenlerin aldatılmasıyla, can bedende diken haline dönüşür.
Abartılan övülme talebi; kibre dönüşür. Abartılan övgü de riyakârlığa evrilir. Her ikisi de tehlikelidir. En bilgili yönetici dahi kibrinden dolayı çökebilir. En övgüye layık lider de abartılı övgülerle yok edilebilir.
KENDİNİ ÖVENİN İPİ ÇÜRÜK OLUR
Birbirinizi överken abartmayın. Zira övmek, bir diğerini boğazlamaktır. Haddini aşan övgü, hataları görünmez kılar, düşmanı sinsileştirir, bedeni çürütür. Daha fazla övgüye bağımlılık geliştirir.
Erdemin gücünü yok etmek istiyorsan, sahibini, sürekli öv. Bir süre sonra erdemin yerini kibir alacaktır. Bir kez kibre kapılınca, en güçlü yönetici dahi hata yapacak, kurumunu batıracaktır.