Bilhassa yerel seçimler öncesi çok sık duyduğumuz bir terim; ortak akıl. “Şehri ortak akıl ile yöneteceğim!” Ortak akıl, birden fazla kişinin toplanarak bir konu hakkında akıl kapasitelerini ve düşünce güçlerini birleştirmesidir. Herkesin egolarından sıyrılmış bir şekilde kendi fikrini ortaya koyması, karşıt fikirlerin yaratacağı zenginlik sonucu tek bir kişinin -belediye başkanının- aklının yetmeyeceği bir seviyeye ulaşılmasıdır. Sonuçta bir konsensüs -ortak kabul- sağlanması amaçlanmaktadır: “Gelinen son noktayı açıklıyorum sevgili katılımcılar; bu alana inşaat yapılmayacak, yeşil kalacak!” Gerçekten öyle mi olacak?
“Ortak Akıl”, kanımca ve sözlüklere göre, İngilizce “Common Sense”’in Türkçesi. Eğer öyleyse, yabancı kaynaklarda akılların ortaklığı konusunda soru işaretleri içeren bir dolu görüş var. Örneğin, herkesin eş bilgi ve deneyimi olamayacağı için aklın “ortak” olmayıp insandan insana değişeceğini ileri sürüyorlar. Verileri 5 duyumuz sayesinde ediniyoruz. Her birimizde bu duyular farklı şekilde gelişebiliyor. İçinde bulunduğumuz çevre, yaşadığımız - çalıştığımız ortam nöronlar yoluyla duyularımıza yön veriyor, kişiler dünyayı farklı hissediyor, algılıyor. Duyularımız kanalıyla edinilen veriler kişiye bağlı olarak sıraya diziliyor ya önceliklendiriliyor ya da depoya kaldırılıyor. Böylece kişiler önceliklerine, ilgi alanlarına ve deneyimlerine uygun şekilde bilgilendiriliyor. Kişi edindiği bilgiye göre de strateji geliştiriyor: Ağlıyorum mama veriyorlar öyleyse ağlamaya devam! Ağladım, ağladım mama vermediler, başka bir şey denemeliyim!
Bugüne kadar, yaklaşık 20 yıl, onlarca şehirde onlarca ortak akıl amaçlı arama toplantısına katıldım. Otellerde kamplar kuruldu, moderatörler katılımcıları cesaretlendirdi, var olanlar eteğindeki taşları döktü, raporlar yazıldı ve yayınlandı. Sonuç? O raporlar ne oldu, ne işe yaradı bilemiyorum. 20 yıl önce o dönemin belediye başkanı eşliğinde Kuşadası’nda bir otelde toplanıldı, çalışıldı ve sonucunda “İzmir turizm şehri olmalıdır!” denildi ve nokta konuldu. 20 yıl geçti İzmir hala “turizm şehri olacağım!” diyor. Son nokta. Eminim başka onca şehirde de durum aynıdır.
Sonuçsuz kalan ortak akıl toplantıları, arama toplantıları şehirlinin güven ve umudunu erozyona uğratmaktadır. Karar süreçlerini ne kadar demokratik sürdürdüğünü sanan şehir yönetimi belki de hayal kırıklıklarının başlıca nedeni olmaktadır. Belediye başkanı hem şehire hem de şehirliye kulak vermeyi, dinlemeyi bilmeli. Duyduklarını sentezleyip çıkarımlarda bulunmalı ve bu çıkarımları yaratıcı sonuçlara dönüştürmeyi becerebilmeli. İnsanların aklını illaki ortaklaşa kullanacağız diye diretmemeli, farklı bakış açılarını ortak bir potada eritip herkes için anlamlı hale getirebilmelidir.
“Meydanlarda komite heykeli olmaz, tek adam heykeli olur”. Şehrini yüceltmeyi amaç edinmiş bir belediye başkanı göreve talip olduğunda şehriyle ilgili, onu on yıllar öteye taşıyacak, imrenilecek, en iyi örnekler arasında gösterilecek bir öngörüye ve “yapılacaklar” listesine zaten sahiptir diye kabul edilmeli. Tek bir kişinin tutkusu ve kararlılığı sonucu daha önceleri sadece haritalarda bir yer olan şehirlerin nasıl dönüştüğünü, nasıl cazibe merkezi haline geldiğini görüyoruz, tanık oluyoruz. Oralarda belki de hiç arama toplantısı yapılmadı, ortak akıl aranmadı. Cesaretle doğru bilinenler yapıldı, yapılanların meyveleri paylaşılmaya başlanınca da şehirlinin ortaklığı sağlandı.
Haftanın Şehri: AALBORG, DANİMARKA
143 bin nüfuslu AALBORG Danimarka’nın dördüncü büyük şehridir. Tiyatroları, senfoni orkestrası, operası, gösteri merkezleri ve müzeleri ile gerçek bir kültür şehri olan Aalborg her yıl Mayıs sonu düzenlenen ve yüz binden fazla kişinin katıldığı karnavalı ile de ünlüdür.
2015 yılında “The Green Agents – Yeşil Vekiller” adı altında he rbir şehirli için sürdürülebilir bir yaşamın mümkün olacağı ve bunun sağlanabileceği öngörüsüyle bir yeşil dönüşüm hareketi başlatılmıştır. Aalborg Belediyesi “Yeşil Dönüşüm Merkezi” tarafından bilgilendirilen “Yeşil Vekiller” enerji tasarrufundan tutun da atık yönetimi, şehir bahçeleri, paylaşım ekonomisi, geri dönüşüm gibi alanlarda herkese yardımcı olmakta, rehberlik yapmaktadır. “Yeşil Vekiller” şehirliye her yoldan erişmek ve ortak çabaya katılmasını sağlamak için çabalamaktadır; toplantılar düzenlemekte, sosyal medya üzerinden gruplar oluşturmaktadır. Amaç, şehirlinin ortak katkısını sağlayarak sürdürülebilirlik yolunda kanıtlanabilir sonuçlar elde etmektir.