Saha çalışması sırasında kırsal alanda ve kent içindeki mahallelerde Orhangazi’nin dünü, bugünü ve yarınına ilişkin beklentilerin neler olduğu sorgulanırken, İznik Gölü ön plana çıktı. Büyük çoğunluk gölün korunması gereken bir değer olduğunu düşünmekte ve gerekli önlemlerin alınmadığı kanısını paylaşmaktadır.
Yasal düzenlemeler ve kurumsal sorumluluklar hakkında ayrıntı bilgisi yeterli olmayanlar, ilçe belediyesi ve kaymakamlıktan çok şey beklemektedir; hatta suçlayıcı bir tavır ortaya çıkmaktadır. İznik Gölü’nün korunması için Bursa Büyükşehir Belediyesi, Devlet Su İşleri (DSİ), Tarım ve Orman Bakanlığı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan da beklentiler oldukça yüksektir.
Göl sularında çekilmenin yarattığı endişe
Son yıllarda İznik Gölü sularında gözle görülen çekilme, yöre insanında ciddi endişe kaynağıdır. Zamanında gerekli önlemler alınmadığı takdirde İznik Gölü’nün tamamen kuruyacağı ve Akdeniz göllerinde yaşananların ülkenin bu 5’inci büyük gölünde de yaşanacağı yaygın bir endişedir. Halk, sulardaki çekilmeyi, tarımsal alanda vahşi sulama ve Gemlik’te sanayi kuruluşlarına verilen su miktarına bağlıyor. İklim değişikliğinin ve hava sıcaklığındaki aşırı değişmelerin yarattığı rutubet kayıpları üzerinde de duruluyor. Yeraltı sularının aşırı kullanılmasının da gölü tehdit ettiğine inanılıyor. İznik Gölü’nün korunması için yöre halkının daha aktif olması gerektiği de sıklıkla dile getiriliyor.
İznik Gölü sularının çekilmesini önlemek için hangi kuruluş ve kurumların sorumlu olduğu konusunda halkın net bilgiye sahip olması gerekiyor. Yaygın olarak DSİ’nin sorumlu olduğu bilinse de, eksik bilgi nedeniyle ilçe belediyesi ve kaymakamlığı doğrudan sorumlu tutanlar da azınlıkta değildir.
DSİ’nden beklentiler
Sivil toplum örgütlerinin gösterdikleri tepki ve medyaya yansıyan suçlamalar üzerine DSİ yetkileri kamuoyuna açıklamalar yapmaktadır. DSİ yetkilileri açıklamalarında İznik Gölü su seviyesinin kritik eşiğe ulaşmaması için gerekli önlemlerin alındığını belirtiyor. DSİ yetkilileri, 85 m olan su seviyesinin 2021 yılında 83.3 m. seviyesine indiğini, kâr ve yağmurlarla 83.4 m seviyesine yükseldiğini açıklıyor. DSİ, 298 km² gölalanı bulunduğunu, göle yılda 426 metreküp su girdiğini, tarımsal sulama için 55 milyon m³ su kullanıldığını da belirtiyor. İznik Gölü’nün 83,3 ile 85 m arasında aktif hacim olarak kullanıldığını; yıllık aktif hacminin 60 milyon m³ olduğunu, bunun en az 50 milyon m³’ünün sulama için ayrıldığını da vurguluyor. Buharlaşma etkisi ve diğer etkenler dikkate alındığında 2021 yılında, bir önceki yıla göre göl seviyesinde 14 cm’lik düşüş olduğu da resmi açıklamalarda yer alıyor.
Orhangazi’nin gelecek gündemi açısından bakarsak, iklim değişikliği, yüksek sıcaklık gibi etkenler bağımsız değişken olduğuna göre, göl sularının aşırı tüketimini önlemek için “vahşi sulamanın en aza indirilmesi”, “yeraltı suyu kullanımının kontrolü”, sözleşmelerle üretim tesislerine tahsis edilen “üretim tesislerinin kullanma suyunda dengelerin gözetilmesi” için ciddi bir plan gerekiyor. Bunun için de tek bir kurum görevlendirilerek, önlemlerin tamamının bütüncül bir anlayışla tasarlanması, projelendirilmesi, uygulanması, gözetilmesi ve denetlenmesinin sağlanması bir çözüm yolu olarak gözüküyor.
Gemlik Gübre Sanayi AŞ’nin su tüketimi
Halk arasında, İznik Gölü sularının çekilmesinde Gemlik’teki üretim tesislerine taşınan su miktarıyla açıklayanlar da oldukça fazla. Gemlik Gübre Sanayi A.Ş.’nin 1985 protokolüyle kullanmaya başladığı göl suyunun bir kısmını da başka üretim tesislerine sattığı söylemi de yaygın.
Gemlik Gübre Sanayi AŞ’ye üç ayrı pompadan 25 km. uzaklıkta bunan Gemlik Serbest Bölge’ye su taşınıyor.
Gemlik’teki gübre tesisleri 2004 yılında özelleştirilmiş, isale hatları ile enerji nakil hatlarının mülkiyeti ve irtifak hakları Gemlik Gübre Sanayi AŞ’ye devredilmiştir.
İznik Gölü suyunun kullanılması 1985 yılında yapılan bir protokolle Sümerbank Gemlik Suni İpek Fabrikaları ile Gemlik Gübre Sanayi AŞ’ye paylaşımı aralarında yapılmak üzere yıllık 18 milyon m³ su tahsis edilmiştir.
Gemlik Gübre Sanayi AŞ yetkilileri, protokole göre 18 milyon m³ su kullanma hakkı olduğunu, bu su miktarının hiçbir zaman kullanılmadığını; teknolojik olarak bu miktarda su kullanılamayacağını da belirtiyor. Kullanılan su miktarının yıllık tahsisin üçte birini geçmediğinin altı çiziliyor. Yıllık kullanımın 10 milyon m³’ü geçmediği, göl sularının ekolojik dengesinin bozulmasına etki yapmadıkları da açıklamalarında yer alıyor. 2021 yılında DSİ ile yapılan sözleşmede de 10 milyon m³ sınırı konmuş durumda.
Şirket yetkilileri, Çevre Etki Değerlendirmesi (ÇED) sürecinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın talebi doğrultusunda, Hacettepe Üniversitesi’nce yapılan “Gemlik Gübre pompa istasyonundan ilave su çekiminin İznik Gölü’ne etkisi ile ilgili Ekosistem Değerlendirme Raporu”nun çekilen suyun “ölçülebilir etkisi olmadığı” sonucuna vardığını da kanıt olarak ileri sürüyor.
DSİ yetkileri, Gemlik Gübre Sanayi AŞ’nin suyu satıp satmadığına ilişkin kendilerinde bilgi olmadığını belirtiyor; yeni protokol imza sürecinde olduğu da, o süreçte durumun netleşeceği de kamuoyuyla paylaşılıyor.
HAFTAYA: İznik Gölü’nde diğer etkileşim alanları