2024 yılı her açıdan şirketler için stresli geçecek. Bir yandan işletme sermayesi için kullanılan kredilerin maliyetlerindeki hızlı artış, bir yandan reel sektörde artan maliyetler ve bir yandan da TL’nin değer kazanması gerçekten işleri 2024 yılında zorlaştıracak. 31 Mayıs 2024 Cuma günü TCMB Finansal İstikrar Raporu’nu (FİR) açıkladı. Buradaki veriler gerek hane halkının gerek ise reel kesimin borçlanma oranlarının hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelere göre oldukça iyi konumda olduğunu göstermektedir.
Örneğin hane halkının toplam finansal borçlarının GSYİH’a oranı yüzde 11,4 iken GÜ’de (Gelişmiş Ülkeler) yüzde 69,4, GOÜ’de ise (Gelişmekte olan ülkeler) yüzde 47,2’dir. Şirketler de benzer durumda ülkemizde. Şirketlerin toplam borcunun GSYİH’a oranı yüzde 46,3’dür. Bu oran GÜ’de yüzde 88,6 iken GOÜ’de ise yüzde 105,6’dır. Şirketlerin finansal borç/ varlık oranı 2023 yılında tarihi dip seviyelerine geriledi. 2018 yılında borç/varlık oranı 4.5 katı iken şimdi bu oran 2.5 katına gerilemiştir. Şirketlerin 2024/Q1 verilerine göre varlıkları 5 trilyon 383 milyar TL ve finansal borçları 12 trilyon 598 milyar TL’dir. Peki borçlanma oranımız bu kadar düşük iken neden bu kadar yüksek faiz giderleri karşı karşıyayız?
Bir anekdot anlatılır iş dünyasında, antrenör boksörü motive edebilmek ve ayakta tutabilmek için sürekli iyi dövüştüğünü söyler ve yeniler. Boksör dayanamaz madem bu kadar iyi dövüşüyorum o zaman neden dayağı ben yiyorum. 2021 ve 2022 yılında yüzde 20 seviyelerinde olan TL kredi faizleri 2023’ün üçüncü çeyreğinden sonra hızlı artmış 5 Nisan 2024 haftasında pik yaparak yüzde 67,4’e yükselmiştir. Daha önce yazdığım gibi ilk faiz düşüşü bankalardan geldi ve mevduat faizleri yüzde 68,9 ile 19 Nisan 2024 haftasında tepe noktasına ulaştı ve geçen hafta 700 baz puan azalarak yüzde 61,8’e kadar geriledi.
Mayıs 2024 ile pik yapacak enflasyonun Haziran 2024’te düşmeye başlayacak ve Temmuz/2024’de yüzde 58’e kadar gerileyerek ve önümüzdeki 1 yıllık enflasyon yüzde 24 seviyelerine kadar inecektir. Enflasyonda bu trend faizlerin düşüşünde çok etkili olacak. Bu gelişmeler nedeniyle 2024 Q1, Q2 ve Q3 dönemlerinde faiz giderlerinin operasyonel kar içindeki payı yüzde 65 seviyelerine yaklaşacaktır. TCMB Finansal İstikrar Raporuna göre faiz karşılama oranı 1.5 katının üzerinde olan firmaların sayısının (271 reel sektör firması) yüzde 70 seviyelerinde olduğunu belirtiyor. Hesaplama için kullanılan formül, FKO = EBİTDA/Finansman Giderleri. Bu hesapta dikkate alınması gereken önemli bir kalem de işletme faaliyetlerini sürdürebilmek için gerekli yenileme yatırımları. Bu nedenle EBİTDA’nın amortisman için yaratılan fon tekrar yatırıma gittiğinden faiz ödemelerine katkısı sınırlı kalmaktadır. Bu nedenle biz EBİT/Finansman Gideri formülünün daha gerçekçi olacağını düşünüyoruz. Yine Finansal İstikrar Raporu’nda EBİTDA/Borç rasyosunun yüzde 25 ve üzerinde olan firma sayısının 271 reel sektör firması için yüzde 45’in üzerinde olduğu vurgusu var Finnet kaynaklarını kullanarak. Bizim şirketlerde daha çok kullandığımız Finansal Borç/EBİTDA’nın tersi. 2022 yılı İSO 500 Büyük Sanayi Kuruluşu Çalışmasında bu oran 1X civarında veya yüzde 100. Finansal borcun kaç yılda ödendiğini gösteriyor. Ancak EBİTDA’nın bir kısmını zorunlu olarak yatırımda kullanırsanız ve yüzde 50’den fazlasını da finansman gideri olarak öderseniz muhtemelen finansal borcu geriye ödeyecek bir fon yaratmanız mümkün değil. Bir de faaliyetleri sürdürmek için şirketin ihtiyaç duyacağı işletme sermayesi de devreye girdiğinde bu yıl borç servisi için nakit yaratmak mümkün olmayacak ve kredi ihtiyacı artacak. Öte yandan kredi büyümesine hem TL hem de YP krediler için getirilen aylık yüzde 2 sınırlama işleri biraz daha zorlaştıracaktır.
Sonuç olarak, 2024 hem TL hem de YP kredi faizi yüksek bir yıl olacak ve daha fazla faiz ödeyeceğiz. Öte yandan faizi ödemek için operasyonel karlılığı da artırmak yurt içi ve dışı talep baskısı nedeniyle bu yıl çok zor olacaktır. Bu nedenle hem gelirleri artırmak hem de maliyetlerde tasarrufa gitmek elzemdir.