Türkiye’nin turizmde ziyaretçi sayısını artırmada gösterdiği performans aynı oranda gelire yansımıyor. Rakiplerden İspanya, İtalya ve Yunanistan, ziyaretçi sayısından çok turizm gelirini artırırken Türkiye’de turizm geliri ziyaretçi kadar artmıyor. Bu, İspanya’nın başlatıp diğer ülkelerin de benimsediği ‘Ziyaretçi sayısından çok geliri artırma’ eğiliminin yükselip yayıldığı dönemde gerçekleşiyor.
İspanya’nın Barselona, Madrid ve diğer bölgelerinde ‘Yeter, artık turist istemiyoruz’ sloganı ile sembolleşen eylemlerin nedeni, holiganların aşırı alkol tüketimi ile başlayıp cinsel özgürlük adı altında çılgın eğlenceleri ile yerel halkın rahatsız olmasıdır.
Buna bu kesimin neden olduğu ev kiralarındaki artış da eklendi. Aylardan beri ülkenin birçok yerinde her hafta sokaklara dökülüp caddeleri dolduranlar, ‘Turist istemiyoruz’ dese de gerçekte istenmeyen ve yeter denilen, geldiği yere yarardan çok zarar getirenlerdir. Eylemlere sahne olan başta İspanya olmak üzere diğer ülkelerin kamu yönetimlerinin halktan gelen tepki ve dile getirilen talepleri haklı bularak aşırı ziyaretçi trafiğini önlemeye yönelik aldıkları önlemler bu kapsamdadır.
İstenmeyen turist değil argo deyimle ‘Kuru kalabalık’tır.
Zira bu kesimin neden olduğu altyapı yıpratması ve bozulan çevrenin korunması için yapılması gereken yatırımların maliyeti ile karşılığı para ile ölçülemeyen, yerine konulacak, ikamesi olmayan, doğaya verilen zararın maliyeti, elde edilen gelirden çok daha büyüktür.
İstenmeyen, bu turist tipi ve bu temelde elde edilen turizm geliridir. Yoksa turist gelmese çalışanların maaşını alamayacağı yerler var.
İspanya’da hükümetin benimsediği ‘Ziyaretçi sayısından çok geliri artırma’ stratejisi buna dayanıyor. Bu politika sonuç da vermeye başladı. İspanya’nın turizm geliri ziyaretçi sayısından çok artıyor. Bu noktada Türkiye’nin toplam ziyaretçi sayısı ve turizm geliri arttığı halde gelenlerin kişi başına harcamasının İspanya ve dünya ortalamasının altında olması, ‘Türkiye’ye gelenler içinde İspanya ve diğer ülkelerin istemediği o turistlerin artması mı’ sorusu akla geliyor. Türkiye’nin turizmdeki hedefi ‘Onların istemiyoruz’ dedikleri kesim değil.
Türkiye’ye gelenler arasında Bodrum’da bir akşam yemeği için 100 bin Euro ödeyenler de var. Bu sevindiricidir ve bu kesim için destinasyonlar geliştirilmeli, o kesime yönelik ürün ve mekanlar artırılmalı.
Bir gecede 100 bin Euro hesap ödeyen, bir haftalığı 250 bin Euro olan villada kalabilen kişi sayısı dünyada olduğu gibi Türkiye’ye gelenler de azdır. Türkiye’nin sahip olduğu zengin ürün ve olanaklar ile ulaşılan kapasite bu kesim ile dolmaz. Düşük kapasite gibi kapasite fazlası da sorundur Türkiye'nin bu konuda ivedilikle yeni bir stratejiye gereksinimi var.
Yeni stratejide hedef kitle turizminden vazgeçmeden sunulan olanakların karşılığının alınması olmalıdır.