Öner Kocabeyoğlu ve Papko Art Collection: Sanatla Yükselen Bir Tutku

Elif Altındağ Şenses
Elif Altındağ Şenses elifa@nb.com.tr

Papko Art Collection, Venedik Bienali Türkiye Pavyonu'nun 21 destekçisinden biri olarak dikkatleri üzerine çekiyor. Koleksiyonun kurucusu Öner Kocabeyoğlu, Nişantaşı’ndaki tarihi Ralli Apartmanı’nda, koleksiyonunu sergileyen bir atmosferde sanata olan tutkusunun izlerini anlatıyor. Koleksiyonun büyük kısmı şu an depolarda ve Kocabeyoğlu’nun evinde yer alsa da, Ralli Apartmanı’ndaki eserleri görmek bile baş döndürücü.

Öner Kocabeyoğlu’nun sanatla tanışması, bir anda gelişen bir ilgiyle şekillenmiş. Genç yaşlarda tekstil sektöründe başarılı bir kariyer yaparken, biriktirme merakı onu sanata yönlendirmiş. 2011 yılında açtığı “20. Yüzyılın 20 Modern Türk Sanatçısı” sergisinin küratörlüğünü üstlenen Ferit Edgü, Kocabeyoğlu’nun koleksiyonculuk yolculuğunun dönüm noktasını işaret ediyor. Ancak, Kocabeyoğlu’nun sanata olan ilgisi, 2004 yılında bir müzayedede Selim Turan’ın kırmızı tablosunu satın almasıyla başlamış. Bu tablo, onun sanat yolculuğunun başlangıcı olmuş.

Kocabeyoğlu, koleksiyonerlik kavramını Fransızca kökenli olan "collector" kelimesiyle tanımlıyor. Sanat biriktirmesinin arkasında, bir misyon duygusu olduğunu belirtiyor. Özellikle Paris Ekolü’ne olan ilgisi, Türkiye’de unutulmaya yüz tutmuş bu sanatçılara olan ilgisinden kaynaklanıyor. Kocabeyoğlu, bu sanatçıları alarak, onları Türk sanatseverlerine yeniden tanıtmaya çalışıyor. Papko Art Collection, bu misyonu benimseyerek, Paris Ekolü’nün sanatını Türkiye’ye kazandırmayı amaçlıyor.

Kocabeyoğlu’nun koleksiyonculuk yolculuğu, zamanla uluslararası sanatçılara da yönelmiş. Londra’daki Hayv Kahraman gibi sanatçılarla tanışan Kocabeyoğlu, uluslararası sanat dünyasında da adından söz ettiriyor. Ayrıca, koleksiyonunda yer alan önemli isimler arasında Botero, Tony Cragg, Anselm Kiefer gibi dünyaca ünlü sanatçılar da bulunuyor. Yurt dışında sanatçı atölyelerini ziyaret etmek, Kocabeyoğlu için önemli bir deneyim. Ancak, o daha çok müzeler ve galerilerde vakit geçirmeyi tercih ediyor.

Papko Art Collection, sadece Türk sanatçılarla değil, dünya çapındaki sanatçılarla da güçlü bir bağ kuruyor. Kocabeyoğlu, New York’taki Metropolitan Müzesi’ne bağışladığı Türk sanatçıların eserleriyle dikkat çekiyor. Bu bağışlar, Türk sanatını uluslararası alanda tanıtmak adına önemli bir adım. Kocabeyoğlu, MET ile olan ilişkisini güçlendirerek, koleksiyonunu daha da zenginleştirmeyi planlıyor.

Sanat dünyasında, müzelerin yalnızca binalardan ibaret olmadığını belirten Kocabeyoğlu, İstanbul’da Pompidou gibi bir müze hayal ettiğini ifade ediyor. İstanbul Modern, Arter gibi önemli müzeler olsa da, Kocabeyoğlu, İstanbul’a daha büyük ve etkileyici bir müze kazandırılmasının gerektiğini düşünüyor. Ayrıca, Türkiye’deki sanat dünyasında, çok sayıda sanat fuarının düzenlenmesinin, sanatçıların sürekli üretim yapmalarına yol açtığını ve bu durumun sanatın kalitesini olumsuz etkileyebileceğini vurguluyor.

Kocabeyoğlu’nun sanatla olan ilişkisi, bir tutkuya dönüşmüş ve onu yalnızca koleksiyonculukla sınırlı tutmamış. Sanatın sadece bir yatırım aracı değil, bir yaşam biçimi olduğunu savunuyor. Sanatla ilgili yaptığı yatırımlar, onun sanat dünyasına olan derin ilgisini ve bağlılığını gözler önüne seriyor.

Tüm yazılarını göster