Okula Las Vegas modeli havalandırma sistemini neden yaptırdı?

Vahap MUNYAR İŞ DÜNYASINDA DİYALOG

2019 yılı Ekim ayının ilk günleri, Adana… Kentte “Lezzet Festivali” var. Meslektaşım, okul arkadaşım Mahmut Övür’le birlikte kente gittiğimizde bizi Adana Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Kıvanç karşıladı.

Birlikte “Lezzet Festivali” alanını gezdik, başta dönemin Adana Valisi Mahmut Demirtaş’la olmak üzere sohbetlere katıldık.

Zeki Kıvanç

Zeki Kıvanç, festival alanındaki turumuz tamamlandıktan sonra bizi o günlerde açılışa hazırlanan “Adana Kıvanç İmam Hatip Lisesi Fen ve Sosyal Bilimler Proje Okulu”na götürdü. Binayı gezerken okulun öyküsünü anlattı:

-Adana İmam Hatip Lisesi, 1950’de inşa edilmişti. 1999 depreminde hasar gördü ve kapandı. Kardeşim burada okumuştu. Aile olarak okulu Milli Eğitim’e bağışlamak üzere yeniden yaptırmak üzere yola çıktık.

Okulun temelini babası Hacı Mustafa Kıvanç’ın Ekim 2014’te attığını belirtti: - Burayı düz bir imam hatip lisesi yerine “İmam Hatip Lisesi Fen ve Sosyal Bilimler Proje Okulu” olarak planladık. İnşallah burada başarılı gençler yetişmesine vesile oluruz. Okulu gezerken ilkokul öğrencisi olduğu günlere uzandı:

- 50-60 kişilik sınıfl arda hele de öğlenci isek, son derslere doğru hepimiz kış günlerinde havasızlıktan uyumamak için kendimizi zor tutardık. Uyuya kaldığımız da olurdu.

Adana Kıvanç İmam Hatip Lisesi Fen ve Sosyal Bilimler Proje Okulu’nun kaba inşaatının tamamlanması sonrasında sınıfl arın hava kalitesini kafaya taktığını vurguladı:

- İnşaat projesini yürüten arkadaşlara, “Buraya iyi bir havalandırma sistemi kurulmasını istiyorum” dedim. Onlar başlangıçta normal klima sistemi önerdi. Ben, çocukların son derslere doğru uyumasını engelleyecek bir sistem için ısrarcı oldum.

Böylelikle okula binaya taze hava veren sistemin kurulduğunu kaydetti:

- Buradaki havalandırma sistemi içerideki karbondioksit miktarının artmasını önlemek amacıyla oksijen verecek.

Kıvanç, havalandırma sistemini anlatırken başta Las Vegas olmak üzere kumarhaneler aklıma geldi:

- Kumarhanelerde müşteriyi içeride daha fazla tutmak üzere içeriye ekstra oksijen verirler. Böylece müşterinin gece sabaha kadar uyumadan kumar oynamasını tetiklerler.

Ardından ekledim:

- Yani, siz Adana İmam Hatip Lisesi binasına bir anlamda “Las Vegas modeli havalandırma sistemi” yaptırmışsınız.

Kıvanç güldü:

- Benim amacım sınıfl ardaki havanın temiz olmasını sağlamaktı. Las Vegas benzetmesi nereden aklına geldi?

Geçenlerde gazetemizde Sertrans Logistics desteğiyle “Dış Ticarette Yeni Ufuklar Sektör Buluşmaları” kapsamında “İklimlendirme Sektörü” temsilcileriyle buluştuk.

Toplantıya TOBB İklimlendirme Meclisi Başkanı, İklimlendirme Sanayi İhracatçıları Birliği Başkan Yardımcısı Salih Zeki Poyraz, İklimlendirme Sanayi İhracatçıları Birliği Başkanı Mehmet Şanal, İZODER Başkanı Emrullah Eruslu, Sertrans Logistics Yönetim Kurulu Başkanı Nilgün Keleş, Bosch Home Comfort Group Türkiye, Ortadoğu ve Kafk asya Satış Genel Müdürü Kıvanç Arman, Daikin Yönetim Kurulu Üyesi Zeki Özen, Duyar Vana Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Duyar, Hakan Güldağ ve Aysel Yücel katıldı.

Salih Zeki Poyraz, iklimlendirme cihazlarının ulaştığı teknoloji düzeyini anlatmak için kendi evinden örnek verdi:

- Evimize kurduğumuz sistem dışarıdaki havayı da temizleyerek içeri alır. Dolayısıyla bizim evde yaz-kış pek kapı, pencere açılmaz. Sistem sürekli çalışır. Aynısından kızımın evine de yaptırdım. Hava kalitesi açısından çok rahatız.

Salih Zeki Poyraz’ın sözleri üzerine Adana Kıvanç İmam Hatip Lisesi Fen ve Sosyal Bilimler Proje Okulu turumuzu anımsayıp, anlattım:

-Havalandırma sistemini Zeki Kıvanç’tan dinleyince, “Las Vegas Modeli” diye tanımladım.

Poyraz da güldü, yeniden iklimlendirme konusundaki gelişmenin altını çizdi:

- Artık önemli olan iklimlendirme sisteminin ortamdaki havayı ısıtması, soğutması değil, temizlemesi. Gelişmiş ülkelerde yaygınlaşmış durumda. Ülkemizde de sistemi kuran binalar, konutlar, okullar var. Özellikle büyük kentlerde dışarıdaki havanın kalitesinin bozulduğu günümüzde, iklimlendirme sektörünün “havayı temizleme” yönüyle daha da öne çıkacak gibi görünüyor.

Karbondioksit seviyesi 5000 ppm olan okullar var

TÜRKİYE Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) İklimlendirme Meclisi Başkanı, İklimlendirme Sanayi İhracatçıları Birliği Başkan Yardımcısı Salih Zeki Poyraz, Meclis’in “İç Hava Kalitesi Komitesi”nin okullardaki hava kirliliği ölçüm çalışmaları yaptığını bildirdi:

-İstanbul, Erzurum, Ankara ve İzmir’de birer okul belirleyip ölçüm yaptırdık. Söz konusu okulların sınıflarında sıcaklık, karbondioksit (CO2) seviyesi (ppm) ve bağıl nem ölçümleri gerçekleşti. Sonuç hiç iç açıcı değildi.

750-1000 ppm karbondioksit seviyesinin kabul edilebilir olduğunu vurguladı:

-Ölçüm yaptırdığımız okulların sınıflarında karbondioksit seviyesinin 5000 ppm’e kadar çıktığını gördük. Yani, sınıflardaki iç hava kalitesinin çok kötü olduğunu tespit etmiş olduk. Karbondioksit seviyesi yüksekliğinin havalandırma yetersizliği için gösterge olarak kullanıldığını kaydetti:

-Karbondioksit seviyesi yüksekse, diğer kirleticilerin de iç havada bulunma ihtimali yüksektir.

Diğer kirleticilerin etkilerinden örnekler verdi:

NO2 maruziyeti hassas gruplarda solunum yollarını etkileyebilir, astımı tetikleyebilir. ·

UOB, mukoza zarı üzerinde tahriş, yorgunluk ve konsantrasyon kaybı gibi etkiler yaratabilir. Karbondioksit seviyesinin etkilerini de sıraladı:

CO2 seviyesinin 5000 ppm’in üzerinde olması baş ağrısı, uyuşukluk, baş dönmesi, burun ve boğazda acı, kalp çarpıntısı, kusma ve bilinç kaybına neden oluyor.

CO2 seviyesinin 1000 ppm’in üzerinde olması karar verme performansının orta derecede azalmasına, 2500 ppm’in üzerine çıkması karar verme performansında yüksek derecede düşmeye sebep oluyor.

Ardından ekledi:

-Kötü iç hava kalitesi, akademik performansı, devamlılığı, hafıza ve odaklanmayı, hata yapma oranını olumsuz etkiliyor. Türkiye’de kaç devlet okulunda içeriye temiz hava veren bir sistem vardır acaba? Özel okullar, vakıf üniversiteleri, sınıflarda hava kalitesini iyileştiren sistemler kurmuşlar mıdır?

Kötü iç hava kalitesi akademik performansı, odaklanmayı, hafızayı olumsuz etkiliyorsa, çözümü üretmek gerekir değil mi?

Yeni ürün geliştiriyoruz devlet, ‘muadili yok’ diye ihaleye almıyor

DUYAR Vana Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Duyar, Ar-Ge teşviklerine dikkat çekti:

-Ar-Ge teşviklerinde yararlanıp patentli ürün geliştiriyoruz. Ancak, o ürünü devlete satamıyoruz. Yeni geliştirilen ürünlerin Kamu İhale Kanunu’na takıldığını vurguladı:

-Yeni geliştirdiğimiz, patenti bize ait olan ürünler kamu kurumlarının kapısını çaldığımızda, “muadili yok, bu ürünü alamayız” diyorlar. Ardından sordu:

-Devlet, “Muadili yok, alamam” diyorsa biz o zaman neden Ar-Ge teşvikleri ile ürün geliştiriyoruz. Burada bir çelişki söz konusu değil mi?

Tüm yazılarını göster