Konya’nın Karapınar ilçesi daha çok obrukları ile gündeme geliyor. Obrukların yeraltı sularının çekilmesi sonucunda oluştuğu ve bölgede çok su isteyen ürünlerin ekiminden vazgeçilmesi gerektiği konusunda zaman zaman uyarılar yapılıyor. Bölgedeki çiftçiler ise, obrukların sulu tarım yapılmadan yüzlerce yıl önce de olduğunu, sadece tarımsal üretime bağlamanın doğru olmadığını düşünüyor. Hatta bazıları obrukların tıpkı deprem gibi doğal afet olduğuna inanıyor.
Geçmişe bakıldığında 1950-1960’lı yıllarda erozyon nedeniyle ilçenin taşınması bile gündeme gelir. Yıllarca kuru tarım yapılan Karapınar’da toprak ve su sorunu hep gündemdeydi. Bundan 20 yıl önce sulu tarıma geçişle birlikte bitkisel üretimde ve hayvancılıkta en önemli üretim merkezlerinden birisi oldu. Karapınar Ziraat Odası Başkanı Durmuş Üner’in deyimi ile bazen çaresizlik insana yeni çözümler bulduruyor.
Değişim 20 yıl önce başladı
Karapınar’daki değişim son 25-30 yılda gerçekleştirildi. Konya, tarımın başkenti olarak bilinir. Karapınar da Konya’nın en verimli üretimin olduğu, vahşi sulamanın olmadığı, teknolojinin yoğun olarak kullanıldığı ve çiftçinin bilinçli üretim yaptığı merkez olarak biliniyor. Bizde bu değişimi yerinde görmek için Karapınar’a geldik.
Türkiye İş Bankası, tarımsal üretimin yoğun olduğu ovalardaki şubelerini yenileyerek “Tarım İhtisas Şubesi”ne dönüştürüyor. Bugüne kadar 24 Tarım İhtisas Şubesi bu şekilde faaliyete geçti. İş Bankası’nın kuruluşunun 100. Yılı olan 2024’te bu şubelerin sayısının 50’ye çıkarılması hedefleniyor.
Daha önce Manisa Saruhanlı, Antalya Turunç Tarım İhtisas Şubesi’nde çiftçilerle buluşarak sohbet etmiştik. Geçen hafta 6 Haziran’da da Konya Karapınar’da şube açılışı yapıldı ve açılış sonrası çiftçilerle sohbet ettik. Bu kez Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Soylu hocamızla birlikte bu söyleşiyi gerçekleştirdik. Süleyman Soylu hocamız sadece Karapınar’da değil, Konya’nın hemen her yerinde ve sürekli tarlada, sahada çiftçilere destek oluyor.
Karapınar’ın zengin ürün deseni
Karapınar’ın üretim yapısına bakıldığında bitkisel üretimde buğday, arpa, mısır, yonca, ayçiçeği, şekerpancarı ve son yıllarda patates öne çıkıyor. Hayvancılıkta ise hem küçükbaş hem de büyükbaş hayvancılık yapılıyor.
İlçede yaşayanların yüzde 90’ı geçimini tarımdan sağlıyor. Öyle ki ilçedeki esnaf hatta memur ve işçi olarak belli kurumlarda çalışanlar bile bir yandan da tarımsal üretim yapıyor. Yaptığımız sohbette ağırlıklı olarak yaşanan sorunlar, ilçenin tarımsal potansiyeli ve yapılması gerekenler ekseninde oldu.
Karapınar’da kurumlar arası işbirliği en üst düzeyde. Çiftçiler bilinçli üretim yapıyor. Ziraat Odası’nın etkin çalışmaları var. Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi ile yapılan işbirliği ile düzenli olarak tarla ziyaretleri yapılıyor. Çiftçiye teknik konularda destek sağlanıyor.
Bölgenin temel sorunu; su
Yetersiz yağışlar nedeniyle bölgenin en önemli sorunu su. Türkiye’nin en az yağış alan merkezlerinden birisi. Bu nedenle sulama yeraltı suyu ile yapılıyor. Çıkarılan su en verimli şekilde kullanılmaya çalışılıyor. Vahşi sulama yerine damla sulama kullanılıyor.
Bölgeyi çok iyi bilen, analiz eden, her gün çiftçilerle birlikte olan Prof. Dr. Süleyman Soylu hocamız Karapınar’daki tarımı, elde edilen başarıyı konuştuk. Soylu’nun anlattıkları satırbaşlarıyla şöyle:
Kuru tarımdan sulu tarıma geçiş
-Karapınar ağırlıklı olarak kuru tarım yapan yani bir yıl buğday eken ertesi yıl nadasa bırakan bir yerdi. Bu 30 yıl öncesine kadar hep böyle sürmüştü. Bundan 30 yıl önce sulu tarıma geçince özellikle şeker pancarı, mısır, ayçiçeği gibi ürün çeşitlenmesine gidince her şeye bir anlamda sıfırdan başlandı. Bu nedenle de çiftçi araştırarak, bilgiyle, teknoloji ile işe başladı. Bu da belli bir başarıyı getirdi. Daha sonra Almanya başta olmak üzere işte belli araştırma merkezlerinde gidip yerinde görerek yani bir anlamda bilgiyi geliştirerek ve kullanarak üretime ve verimliliğe yansıttılar.
Üniversite - Ziraat Odası işbirliği
- Elde edilen başarıda Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi ile Karapınar Ziraat Odası’nın yaptığı işbirliği çok önemli. Ziraat Odası’nın eğitim çalışmaları var. Hepsi birbirini tamamlayan ve bunu da üretime, verimliliği yansıtan çalışmalar.
- Önder Çiftçi Derneği’ndeki önder çiftçilerin çabası, katkısı çok büyük. Bazı firmaların sözleşmeli üretim yapmaları, Karadenizbirlik’in ilk başta ayçiçeği ile ilgili yine üreticilerle işbirliği yapması, alım garantisi ve sözleşmeli üretim olunca çiftçinin ürününü satamama gibi bir sorunu olmadı.
- Daha sonra bitkisel üretim geliştikçe de buna hayvancılığı entegre etmeye başladılar. Hayvancılıkta bugün Konya Ereğli‘den daha iyi durumda. Ancak, Ereğli‘de süt işleme tesisleri olduğu için hayvancılıkta daha ön planda duruyor.
Teknoloji ve doğru bilgi ile artan verimlilik
- Teknoloji kullanımı arttı. Karapınar da hemen herkes çiftçilik yapıyor. Yani esnaf aynı zamanda çiftçilik yapıyor. İlçedeki hemen herkesin bir tarımsal üretimi var. Herkes üretmeyi, çalışmayı seviyor. Hedeflenen üretime göre çalışmalar yapılıyor. Herkes işinin başında ve işi takip ediyor.
- Verimliliklere baktığımızda buğday da dekara 1 ton ve üzeri alan çiftçilerimiz var. Mısırda 2 ton, arpada 750-800 kilo, pancarda 11-12 ton alan var ortalaması en az 10 ton, yağlık ayçiçeğinde 550- 600 kilo, çerezlik ayçiçeğinde 450 - 550 kilo, patateste dekara 6-6,5 ton, silajlık mısır da 9-10 ton, yonca da ortalama 2 ton verim alan çiftçiler var. Bu verimleri Konya ile karşılaştırdığımızda oldukça yüksek. Konya’da buğday da sulu olarak dekara 750 kilo, mısırda 1500 kilo, arpada 700 kilo, pancarda 8-9 ton, yağlık ayçiçeğinde 400 - 450 kilo, patateste 5 ton verim elde ediliyor. Karapınar bütün ürünlerde Konya ortalamasının üzerinde verim alıyor. Bu da bilinçli, teknolojiyi, bilgiyi doğru kullanmasından, suyu verimli kullanmasından kaynaklanıyor.
Hayvancılığa bilinçli geçiş
- Suyun her damlası değerlendiriliyor. Kuyudan tarlaya taşınırken kapalı sistemle taşınıyor. Su randımanı çok yüksek. Damla sulama, hububatta yağmur sulama kullanılıyor. Vahşi sulama ise hiç yok. Yağış çok düşük olduğu için çok sayıda kuyu açılıyor. Bu önümüzdeki yıllarda sıkıntı yaratabilir.
- Hayvancılıkta da bilinçli bir geçiş oldu. Öncelikle bitkisel üretimde üreticiler belli bir noktaya gelince ürettikleri ürünü hayvancılıkta da değerlendirme yoluna gittiler. Bu da ilçe için önemli bir gelişme oldu.”
Özetle, Karapınar’ın başarı hikayesinin arkasında, bilgi, teknoloji, işbirliği ve emek var. Daha anlatılacak, yazacak çok konu var. Yarın devam edeceğim.
Amaç, sürdürülebilir tarıma katkı sağlamak
Türkiye İş Bankası, 2011 yılından beri Karapınar’da faaliyet gösteren şubesini tarım ve teknolojiyi bir araya getirerek sürdürülebilir tarım üretimine katkı sağlamak amacıyla tarım ihtisas şubesine dönüştürdü.
İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı İzlem Erdem, şube açılışındaki konuşmasında tarımın geleceğin stratejik sektörü olduğunu belirterek, geleneksel bankacılık yöntemlerinin dışında tarım ve teknolojiyi bir araya getirerek çiftçilere destek olacaklarını söyledi. Erdem, İş Bankası'nın diğer sektörlerde olduğu gibi tarım sektöründe de yer aldığını hatırlatarak: "Bugüne kadar Türkiye'nin kalkınmasında önemli roller üstlendik. Tarıma bakıldığında, gelecek için çok stratejik bir sektör haline gelmiş durumda. Son dönemde yaşanan ani iklim değişiklikleri, hava olayları, pandemi ve Rusya - Ukrayna savaşı, bütün bunlar gıda tedarikinin ne kadar önemli olduğunu ve tarımda sürdürülebilirliğin ne kadar önemli olduğunu gösterdi. Bütün bunları yaşarken İş Bankası olarak tarımda gelenekselliğin dışında bir şey yapmamız gerektiğini düşündük. Çünkü, gelecek nesillere karşı kendimizi sorumlu hissediyoruz" dedi.
Tarım ve teknolojiyi bir araya getirmek
Geleneksel bankacılığın dışında tarım ve teknolojiyi bir araya getirmek istediklerini ifade eden Erdem, 'Tarım ve teknolojiyi bir araya getirmek istiyoruz. Bu kapsamda tarım ihtisas şubelerimizi, zaten var olduğumuz coğrafyalarda ve ilçelerde biz daha çok tarım odaklı olmak istedik. Buradaki durum sadece bankacılık olarak değil, tarımın geleceğine neler yapabiliriz, teknolojiyi tarımın içerisine nasıl katabiliriz ve nasıl örnek teşkil edebiliriz. Tarım ihtisas şubelerimizin hepsinde sadece çiftçilere değil, tarım eko sisteminde bulunan paydaşlarımızın bir araya gelip bilgi paylaşımı yapabileceği bir ortam yaratmaya çalıştık" diye konuştu.
Erdem, geleneksel tarımın dışına çıkacaklarını belirterek, "Geleneksel tarımın dışına çıkacağız. Çünkü, bütün dünya tarımsal girdi- çıktı fiyatlarını konuşuyor. Çok yüksek maliyetler var. Çiftçilerimizi en çok üzen şey ise bu maliyetlerle baş edememesidir. Bu maliyetler, hayatımızın bir gerçeği ve biz bu maliyetlerle baş etmek zorundaysak, verimi artırmamız gerekiyor. Peki, bu bölgede verimi nasıl artırırız? Bunlara odaklanacağız. Biz önce çiftçinin dünyasını öğrenmeye çalışacağız. Buradaki amaç, gelecek nesillere daha temiz bir tarım sahası bırakmak" diye konuştu.
Türkiye İş Bankası Tarım Bankacılığı Pazarlama Müdürü Kerem Akıner ise:”Tarım bankacılığında geleneksel bankacılık anlayışının ötesine geçerek, teknolojiyi, bilimi, tarımı ve finansı bir araya getirdiğimiz ve çiftçilerimizle buluşturduğumuz tarım ihtisas şubelerimizi ülke genelinde yaygınlaştırmaya devam ediyoruz. Ülkemizin tahıl başkenti Konya’da 2011 yılından beri faaliyetine devam eden Karapınar Şubemiz, geniş bir katılımla gerçekleştirdiğimiz törenle tarım ihtisas şubesi olarak yeni tasarımıyla hizmet vermeye başladı.” değerlendirmesini yaptı.
Açılışa Karapınar Kaymakamı Oğuz Cem Murat, Belediye Başkanı Mehmet Yaka, Karapınar Ziraat Odası Başkanı Durmuş Üner, Ticaret Borsası Başkanı Ahmet Ulusoy, Karapınar Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği Başkanı Fettah Öztürk önder çiftçiler, İş Bankası yöneticileri katıldı. İş Bankası Karapınar Tarım İhtisas Şubesi Müdürü Gürcan Akın katılımcılara çalışmaları hakkında bilgi verdi.