Obama’nın “hale” etkisi

Geçtiğimiz hafta Amerika ve tüm dünya için önemli bir seçim vardı. Ara seçimler yapıldı ve Amerikan halkı yerel yöneticilerini seçti.

Bu seçim, hangi partinin meclisi ve senatoyu ele geçireceğini belirlemesi açısından önemliydi.

Cumhuriyetçi Parti bu seçimden meclis çoğunluğunu yeniden kazanarak başarıyla çıktı. Ancak beklendiği gibi olmadı ve Senato’daki çoğunluğu ele geçiremedi.

Demokrat Parti’nin yenilgisinin ardında birçok neden var. En önemli nedenlerin başında Amerika’nın Demokrat Partili Başkanı Joe Biden’ın son iki yılda sergilediği başarısız yönetim gösteriliyor.

Biden, bir süredir ilerleyen yaşının da etkisiyle konuşmaları ve söylemleriyle ona inananları hayal kırıklığına uğratıyordu. Yaptığı açıklamalardaki tutarsızlıkları, ekonominin kötüye gidişi, borsanın önlenemez düşüşü gibi nedenlerden halkın ona olan güveninde sürekli azalma devam ediyordu. Öyle ki son yapılan anketlerde halkın Biden’a verdiği onayın yüzde 40’lara düştüğü görülüyordu.

Biden’a duyulan güvensizliğin yerini başka biri doldurmalıydı ve bu görev yine eski Başkan Barack Obama’ya verildi. Amerikan Başkanlığı’nı 2016’da Donald Trump’a devreden Demokrat Partili Barack Obama’nın halkın onayını alma oranı hala yüzde 60’larda seyrediyordu. Obama hala her gittiği yerde ilgiyi üzerine çekiyor ve insanlara güven veriyordu.

Bu yüzden, Demokrat Parti, seçim kampanyasının büyük bölümünde Biden yerine Obama’yı kullandı, seçim konuşmalarının çoğunu Obama gerçekleştirdi.

Obama, kıyasıya rekabetin yaşandığı birçok eyalette konuşmalar yaparak Demokrat Parti’nin adayını destekledi ve kazanmalarını sağladı.

Mehmet Öz, Fetterman’a karşı

Özellikle Pensilvanya eyaletinde büyük bir yarış yaşandı. Türk asıllı Amerikalı Dr. Mehmet Öz Cumhuriyetçi Parti’den aday olmuştu ve Demokrat Partili John Fetterman’a karşı yarışıyordu. Fetterman bir süre önce kalp rahatsızlığı nedeniyle felç geçirmişti. Sağlığını geri kazansa da konuşmakta zorlanıyordu. Donald Trump’ın desteğini alan Mehmet Öz, seçim öncesi yapılan anketlerde önde gidiyordu.

Ancak Barack Obama’nın Pensilvanya eyaletine gelip konuşma yapması ve Demokrat Parti adayı John Fetterman’ı desteklemesi rüzgârın yönünü tersine çevirdi. Fetterman sürpriz bir şekilde öne geçip seçimi kazanmayı başardı.

Otoriteler, Obama’nın ona olan desteğinin bu başarıda büyük pay sahibi olduğu konusunda hemfikirdi. Obama daha önce de genel seçimlerde desteğini Joe Biden’a vermiş ve başkanlık yarışını önde bitirmesinde önemli rol oynamıştı.

Başkanlığı bıraktıktan sonra altı yıl geçmesine rağmen Obama’nın inandırıcılığını ve popülaritesini kaybetmemesinin altında ne yatıyor olabilir? Zamanla bütün politikacılar insanların gözünde değerini kaybederken Obama, nasıl oluyor da değerini yükseltmeye, söylemleriyle etkilemeye ve destek verdiği kişilerin oylarını artırmaya devam ediyor?

Obama, “Hale etkisi” fenomeni için verilebilecek müthiş bir örnek…

Nedir bu hale etkisi?

Hale etkisi, dış görünüşünden, davranışlarından, söylemlerinden etkilendiğimiz kişiler hakkında olumlu veya olumsuz düşüncelere kapılma eğilimidir.

Psikolog Edward Thorndike 1920 yılında “Hale Etkisi” üzerine bir deney gerçekleştirmiş. Deneyde üst rütbeli askerlerin alt rütbeli askerleri “liderlik, görünüş, zekâ, güven, sadakat” gibi konularda değerlendirmesi istenmiş. Deney sonucunda görülmüş ki fiziki olarak “güçlü ve kaslı” olan askerler diğerlerine göre daha “sadık ve güvenilir” olarak düşünülmüş.

İnsan beyni insanı hayatta tutmaya programlanmış bir makine gibi çalışır. Herhangi bir olay karşısında genellemeler yaparak enerji biriktirmenin yolunu arar.

Bu yüzden herhangi birisi konuşmasıyla, fiziki görüntüsüyle, tavrıyla ya da ses tonuyla bizi etkiliyorsa beynimiz genelleme yaparak söylediklerine tamamen inanmaya başlamamızı sağlar. Söylediklerini daha az sorgulayarak kabul etmemize yol açar.

Obama da fiziki görüntüsüyle, söylemleriyle, tavırlarıyla etkileyici ve karizmatik bir lider…

Diğer politikacılar halkın pek de önemsemediği konulardan bahsederken, Obama konuşmalarında yer verdiği “Fırsat eşitliği ve özgürlük” temalarıyla insanların kalbine dokunmayı, onları etkilemeyi başarıyor. Giyimi, ses tonu ve açıklamalarıyla samimi bir görüntü çizip insanlara güven verebiliyor.

Bütün bu özellikler Obama’nın hale etkisi yaratmasına sebep oluyor. Bu yüzden seçmenler, “Obama destek veriyorsa bu aday doğrudur” şeklinde düşünüyor ve sorgulamadan ya da daha az sorgulayarak seçimde o kişiye oy veriyor.

Sonuçta hale etkisini yaratabilmek, bir liderin becerisi olmalı. Obama bunu samimi yaklaşımlarıyla, özgürlük, fırsat eşitliliği gibi temaları dillendirerek herkesin duygularına dokunarak başarıyor.

Yazımı, kişisel gelişiminize katkıda bulunacak iki soruyla bitiriyorum:

Siz kimlere dair yargılarınızda hale etkisinde kalıyorsunuz?

Kendiniz, bir lider olarak, etrafınızdakiler üzerinde hale etkisi yaratabiliyor musunuz?

Tüm yazılarını göster