Normalleşmenin genele yayılması

Orkun GÖDEK Bakış Açısı

Bir süredir “normalleşme” kelimesini sıklıkla kullanır ve duyar olduk. Türk finans kesiminde çalışanlar açısından son 1 aylık dönemin özeti konumunda. Kuşku yok ki nette kesinlikle pozitif bir gelişmeden söz ediyoruz. Daha öngörülebilir, daha şeffaf, daha anlaşılır ve daha iletişimi yüksek bir para ve maliye politikası hepimizin hayrına. Üstelik bu durum şubat-ekim döngüsündeki fon çıkışını da nihayet terse döndürdü. Henüz arzu edilen ölçekte olmasa da gün sonunda 1 her zaman 0’dan büyüktür mantığı çalışıyor.

Geride kalan hafta içerisinde küresel para piyasalarında önemli hareketlilikler yaşandı. Bu kez hikayenin sermaye piyasası bacağı biraz sönük kalsa da para piyasası gelişmeleri yerelde izlenen hikayeyi de yakından etkiledi. Üstelik biz de maalesef kötü bir alışkanlık hali alan “dünyada iyi şeyler olurken negatif ayrışma” pozisyonumuzdan sıyrıldığımız bu süreçte döngüyü yakalama noktasında fırsatı kaçırmadık. Fena da olmadı. Yabancı yatırımcı nezdinde son 1 aydır yeniden Türkiye ve Türk Lirası cinsinden değerlenen varlıklar konuşulur oldu. Gündemi oluşturma katsayımız arttı. Net iyidir. Hikayeyi nasıl ilerletmeli? Herhalde dışarıdan içeriye doğru gelmek daha doğru olacak. Yıl ortasından bu yana bahsettiğimiz “zayıf Amerikan Doları teması” eksenli işlemlerde değişiklik yok. Dahası buradaki ivmede ciddi bir artış var. Ancak, bu kez hikaye tek başına bitmek bilmeyen Brexit görüşmeleri beklentileri üzerinden şekillendi. GBP çaprazlarındaki hareketlilik küresel Amerikan Doları zayıflamasını hızlandırdı, gelişmiş ve gelişmekte olan ülke para birimleri hak ettiği ölçekte bu durumu fiyatlamalara dahil etti. Türkiye ve Türk Lirası dahil.

Tam da bu noktada ülke risk primini ifade eden CDS fiyatlamalarına parantez açmak gerekiyor. Normal şartlarda ciddi hacim eşliğinde trade eden bir finansal ürün-sigorta değildir bu grup. Ancak, Türkiye özelinde hikayenin son 1-2 yıllık süreçte farklılaşma gösterdiğine şahit olduk. Alınan swap önlemleri spot döviz piyasası işlem hacmini aşağı yönde baskılarken, doğal olarak türev işlemler de negatif etkilendi. Hedge mekanizmasının yabancı yatırımcı nezdinde sağlıklı çalışmaması yerel varlıklarda alınan pozisyonları hızla azaltırken, yeni girişleri ise engelledi, eksi fon akımı Türk Lirası varlıklarda baskılanmaya neden oldu. Dahası, içeride kalan Türkiye pozisyonunu yönetmek isteyen yabancı yatırımcı ile kısa vadeli pozisyon almak ama hedge edemediği için isteksiz olanlar da mecburen CDS işlemleri üzerinden bu yaklaşımı benimsedi. Gün sonunda 600bp üzerini hak etmediği şekilde test eden ülke risk primi resmi oluştu.

Hafta içerisinde 2021 yılı para ve kur politikası sunumu gerçekleştirildi. 2016’dan bu yana ilk kez sunum halinde kamuoyuna açıklanan metni bizzat TCMB Başkanı Naci Ağbal anlattı. Kasım ayından bu yana gerçekleşen değişimi bir kez daha teyit eder şekilde kur geçişkenliği, rezerv biriktirme ihtiyacı, enflasyonun bir süre yüksek seyredebileceği, ÜFE-TÜFE geçişkenliği gibi riskler şeffaf ve sağlıklı bir şekilde anlatıldı. Sayısını benim dahi unuttuğum kez fiyat istikrarı, şeffaflık, hesap verilebilirlik ve öngörülebilirlik kavramları dile getirildi. De-dolarizasyon sürecinin gerçekleşmesi ve TL’nin cazibesi lokaller nezdinde -zaman alacak ama olmak zorunda- arttığı durumda rezerv biriktirme stratejisi kapsamında döviz alım ihaleleri ilan edilecek. Özellikle bu kısımla ilgili kapsamlı bilgi verilmemesini azalan döviz piyasası işlem hacmi ve yerellerdeki talebin yurtiçine giriş yapan sınırlı fon akımının önemli kısmını karşılaması nedeniyle yaratabileceği farklı riskler gözetildiğinde mantıklı karşılamak gerek. 2002-12 döneminde TCMB işlemleriyle 90 milyar dolar rezerv biriktirilen ortam ile bugüne ait koşullar maalesef aynı değil. Zorlu ve uzun bir süreç bizi bekliyor.

Net/net TCMB’nin yeniden merkeze geldiği, Türk para politikasının son yıllarda olmadığı derecede “Ortodoks” bir hal aldığı, normalleşmenin her anlamda biraz daha belirginleştiği bir 2021 yılı bizi beklentisi şimdilik öne çıkıyor. Gelişmelere şans vermeli ve doğru adımların devam etmesi gerektiğini unutmamalı. 5 yıl vadeli USD cinsi CDS değerimiz 17 Aralık günü 336bp seviyesi ile pandemi öncesi noktaya geldi. Henüz lira açısından dolar endeksi, TCMB açıklamaları ve CDS gelişmeleri hak ettiği ölçekte fiyatlara yansımış değil. Burası da zaman alacak ve fakat olacak, olmak zorunda. Devam eden süreçte ise lokallerin bir noktadan sonra Türk Lirası lehine tepki vermesini bekleyeceğiz. İşte o aşama kırılım noktası niteliğinde.

Tüm yazılarını göster