Marka ve patent vekilliği, bir meslek olarak her ne kadar ülkemizde yeteri kadar bilinir hale gelmese ve bir meslek odası kurmamız kanun nezdinde henüz kabul görmese de, sektörümüz geçmiş yıllara göre gerek vekil ve vekil firma sayısının gerekse sivil toplum kuruluşu çalışmalarının artması ile oldukça gelişim gösterdi.
Marka vekilleri olarak mesleğimiz gereği, Sınai Mülkiyet Kanunu’na uygun şekilde, markaların haksız kullanımını ya da daha önce tanınan ya da tescili alınan bir markanın aynısı ya da ayırt edilemeyecek kadar benzerinin tescilinin önlenmesi için marka başvurusu öncesinde verilen danışmanlık hizmetleri ile müvekkillerimizi yönlendirmekteyiz.
Son yıllarda ve özellikle son 6 ayda vekillik mesleği ile ilgili de nitelikli dolandırıcılık oldukça artış gösterdi. Yukarıda belirttiğim gibi Türk Patent ve Marka Kurumu ve marka vekilleri tüketicilerin karıştırma ihtimali olan markaları tescil ettirmemeye çalışadursun, kendilerini Türk Patent ve Marka Kurumu’nun çeşitli illerdeki temsilcisi gibi göstermeye çalışan dolandırıcı firma ve şahıslar, marka bülteninde yer alan bilgilerden yola çıkarak marka sahiplerine ulaşıp ücret taleplerinde bulunmakta. Bu firmalardan arayan kişiler, adeta birer çağrı merkezi elemanı gibi davranarak, müvekkillerin güvenini kazanıp, kurum personeli gibi önerilerde bulunmaktalar. Firmalar hem markalarında “Türk Patent ve Marka Kurumu”nun baş harflerinden oluşan çeşitli kombinasyonları kullanıyor, hem de arama motorlarında “Türk Patent” yazıldığında arayan kişinin karşısına çıkacak şekilde SEO çalışmaları yapıyorlar. Dolayısı ile amacı tüketicinin yanılmasını önlemek olan bir kanunu kullanarak trajikomik şekilde tüketicileri yanıltıyor ve kendilerine yönlendiriyorlar.
Ayrıca bununla da kalmayıp her ay iki kere yayınlanan resmi marka bültenlerinden markaları takip ederek, tescil kararı çıkan markaların sahiplerini arayıp, kendilerini markanın vekili olan firmadan arıyormuş gibi göstererek piyasadan ciddi miktarda para topluyorlar. Bu vekil görünümlü dolandırıcılarla ilgili kendi müvekkillerimizi defalarca uyarsak da yanılarak ciddi miktarda paralar ödeyen kişiler yine karşımıza çıkıyor.
Mesleki dolandırıcıların bir başka yöntemi ise; yıllar önce tescili alınmış bir marka başvuru sahibini arayıp marka başvurusunun yanlış ya da eksik yapıldığını belirtip, bir başka firmanın başvurusu yapılmayan marka sınıflarında başvuru yapmaya çalıştığını söyleyerek kişileri paniğe sevk edip, başvuru yapmasını sağlamak. Üstelik şahıs başvurusu yapan marka sahiplerinin cep telefonlarına nasıl ulaşıldığı da gizemli bir konu ve bu alanda da yasadışı bilgi paylaşımı yapıldığı anlaşılıyor.
Bu konularda mağduriyet yaşayanların savcılığa şikayet etmesini sağlamak için zaman zaman meslektaşlarla görüşsek de, arama yapılan hatların tek kullanımlık olması, arayan kişilerin gerçek kimlik bilgilerini vermemeleri gibi nedenlerle şikayetlerin kısa zamanda sonuç vermesi mümkün olamıyor. Bu nedenle bireysel olarak bilinçlenmek, her arayan kişinin söylediğine inanmamak, özellikle fahiş fiyat talebi durumlarında konuyu araştırmadan ödeme yapmamak hepimizin aklının bir köşesinde bulunmalı.
Yazılan senaryolar ve verilen emekle harcanacak zamanda daha nitelikli işler yapılsa ülkemizin çok daha yaşanır hale gelebileceğini düşünüyor ve daha yaşanabilir bir ülke miras bırakabilmek için hala umudumu koruyorum.