New York’tan 13 bin 600 liraya aldığı merhemi Türkiye’de 40 liraya buldu

Vahap MUNYAR İŞ DÜNYASINDA DİYALOG

Abdi İbrahim Yönetim Kurulu Başkanı, İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası (İEİS) Yönetim Kurulu Başkanı Nezih Barut, Ekim ayı sonlarında eşi Berrak Barut’la birlikte New York’a gitti. New York’ta Suzan Sabancı’nın Eş Başkanlığını yürüttüğü The American Turkish Society’nin (ATS) gala gecesine katılan Nezih Barut, sırtındaki alerjik sıkıntı için de doktora göründü.

Doktor Nezih Barut’un sırtındaki sıkıntılı bölgeyi muayene etti, tetkikler yaptı. Sonunda 60 gramlık bir pomad (merhem) yazdı. New York’tan iş için Londra’ya geçen Barut, reçeteyi eşi Berrak Hanıma bıraktı:

  • New York’ta birkaç gün daha kalacaksın. Doktorun verdiği pomadı New York’ta iken alır mısın? Belki Türkiye’de bulamayız.

Berrak Barut, New York’ta eczaneye girdi, reçeteyi uzattı. Eczanedeki görevli reçetede yazan pomadı raflarında buldu, fiyatına baktı, üzerine vergisini de ekledi:

  • Bu pomadın fiyatı 399 dolar (13 bin 600 lira).

Berrak Hanım, fiyatı duyunca şaşkınlık yaşasa da belli etmedi. Kredi kartını uzattı. Eczane görevlisi işlemi yapmadan yeniden sorma gereği duydu:

  • Emin misiniz? Bu 399 dolarlık pomadı alacak mısınız?

Eşinin sağlığı söz konusu olduğu için Berrak Hanım tereddüt bile etmedi:

  • Eminim, alıyorum…

Berrak Barut, İstanbul’a dönünce pomadı faturasıyla birlikte eşine verdi:

  • Bu pomadın fiyatı 399 dolar…

Nezih Barut şaşırdı:

  • 60 gramlık bu merhem 399 dolar mı? İnanılır gibi değil.

Ertesi gün reçeteyi İstanbul’daki eczanelere gönderdi, pomad kolaylıkla bulundu. Barut, aynı pomadın İstanbul’daki fiyatını öğrenince çok daha büyük şaşkınlık geçirdi:

  • 40 lira…

Kulaklarına inanamadı, yeniden sordu. Aldığı yanıt aynıydı:

  • New York’taki doktorunuzun yazdığı reçetede yer alan 60 gramlık merhemin İstanbul’daki fiyatı 40 lira.

Berrak-Nezih Barut çifti geçen hafta evinde aralarında Prof. Azmi Hamzaoğlu, Levent Kızıl, Ali Güreli, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat’ın da bulunduğu konuklarını ağırladı.

Nezih Barut’a önce COVID-19 pandemisinin dünyayı kasıp kavurduğu günlerde, 2020 yılının ikinci yarısında ortak oldukları İsviçreli Om Pharma’yı sordum:

  • Om Pharma’ya ortaklıktan memnun musunuz? Siz ortak olduktan sonra şirkette büyüme söz konusu oldu mu?

Şu yanıtı verdi:

  • Büyüme olmadı. Aksine satışlarında biraz gerileme var. Çin, Om Pharma’nın önemli alıcıları arasında. Çin’in alımlarında biraz gerileme söz konusu. Ancak, Om Pharma’ya ortaklıktan son derece memnunuz.

Türkiye İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası (İEİS) Yönetim Kurulu Başkanlığını dikkate alarak, sektörünü durumuyla ilgili değerlendirmesini merak ettim, fiyatlandırma konusunu anımsattı:

  • Dünyanın en düşük ilaç fiyatı Türkiye’de. Uygulanan fiyat belirleme formülü işi bu noktaya getirdi. Bu durum sektörümüzün önemli sorunu olarak gündemimizdeki yerini koruyor.

O anda aklına New York’tan aldıkları pomad geldi. 60 gramlık pomada New York’ta 399 dolar ödediklerini aktardı. Sonradan aynı pomadın fiyatının Türkiye’de 40 lira olduğunu öğrendiğini aktardı:

  • ABD’deki fiyat aşırı yüksek. Ancak, bizde de fiyatlar üzerinde nasıl bir baskı olduğunu bu örnek ortaya koyuyor.

Pomadı New York yerine Türkiye’den neden almadıklarını merak ettim, anlattı:

  • Sektörün sendikasının başkanı olmama rağmen söz konusu pomadın ülkemizde üretildiğini bilmiyordum. O yüzden New York’tan aldık. Meğer 5 şirket aynı pomadı üretiyormuş. Bilseydim elbette Türkiye’de üretileni alırdım.

Bu örnek üzerinden şu mesajı verdi:

  • ABD’deki fiyat çok uçuk denecek düzeyde yüksek. Ancak, Türkiye’de ilaç fiyatlarının dünyada en düşük düzeylerde olduğunu da ortaya koyuyor. Fiyatların bu kadar baskılanması ülkemizdeki tüm üreticileri zorluyor.

ABD’deki 13 bin 600 liraya denk gelen 60 gramlık merhem fiyatını Başkan Barut da şaşırtıcı düzeyde uçuk buluyor…

Aynı merhemin Türkiye’de 40 lira olması, müşterisi olan hastaları elbette rahatlatıyor…

Ülkemizdeki ilaç üreticileri, “dünyadaki en düşük fiyat”la sancı yaşadığını sıklıkla dile getiriyor…

İki tarafı da memnun edecek “fiyat dengesi”ni tutturmak hiç de kolay görünmüyor…

 

Bugünkü başarımızı babamın vizyonuna öğretisine borçluyuz

Florence Nightingale Grubu’nun önde gelen isimlerinden Prof. Azmi Hamzaoğlu, Berrak-Nezih Barut çiftinin evinde gerçekleşen buluşmada, Uludağ İçecek’in ortaklarından Levent Kızıl’la karşılaşınca asistanlık günlerine uzandı:

  • Babanız, Uludağ Üniversitesi eski rektörlerinden Prof. Ayhan Kızıl’ın asistanıydım. Müthiş bir bilim insanıydı. Kendisinden çok şey öğrendim. Rahmetle anıyorum.

Levent Kızıl, gururlandı:

  • Ben ve Uludağ İçecek’te Başkan Yardımcısı olan kardeşim Ömer Kızıl da bugünkü başarımızı babamın vizyonuna, bize öğrettiklerine borçluyuz.

Prof. Azmi Hamzaoğlu’na döndü:

  • Azmi Hocamız çoğumuzun hayatına doktor, cerrah olarak dokunmuştur. Alanında dünya çapında, önde gelen cerrahtır. İyi ki varsınız Azmi Hocam.

Sonra Uludağ İçecek’le ilgili bilgi verdi:

  • Mey-Diageo’nun önceki CEO’su Levent Kömür de bize katıldı…

Bu bilgi üzerine Ömer Kızıl’ı aradım, dün imzaladıkları sponsorluk anlaşmasını aktardı:

  • Uludağ İçecek Türk A.Ş. olarak uzun yıllardır ülkemiz sporuna destek veriyoruz. Şimdi de Turkish Airlines Euroleague’le imzaladık.

Mağaza açmak kadar zamanında kapatma kararı almak da önemli

Torunlar GYO’nun alışveriş merkezi işine girişinin 25’inci yılı vesilesiyle düzenlediği törende LC Waikiki Yönetim Kurulu Başkanı Vahap Küçük’le sohbet ederken, verdiği şu bilgi dikkatimi çekti:

  • Bu toplantıya gelirken bir kez daha baktırdım. 20 yılda 250 mağaza kapatmışız.

Toplantıda sunum yapan Şeref Oğuz, merakla sordu:

  • Kapattığınız mağazaların da çetelesini dikkatli şekilde tutuyor musunuz?

Vahap Küçük yanıtladı:

  • Perakende sektöründe mağaza açmak kadar kapatmak da önemlidir. Başarısız mağazaları zamanında kapatmaya karar vermek daha da önemlidir.

Yanında oturan Migros İcra Kurulu Başkanı Özgür Tort araya girdi:

  • Şimdi Vahap Bey söyleyince düşündüm. Biz de yılda ortalama 10 mağazayı kapatıyoruz.

Ardından ekledi:

  • Yani, biz de son 20 yılda düşündüğümüz randımanı alamadığımız, başarılı olmayan 200 mağazayı kapatmışızdır.

Vahap Küçük, bu kısa sohbete noktayı şöyle koydu:

  • Biz mağaza kapatma kararını daha kolay alırız. İşe hiçbir zaman duygusal bakmayız.
Tüm yazılarını göster