Sıkıntılı ve hem de çok sıkıntılı günlerden geçiyoruz.
Hem bireysel ve hem de toplumsal sorunlar karşımızda yığılıp duruyor ve çözüm bekliyor.
İşletme seviyesinde, KOBİ olan ihracatçıların işleri ise daha da zor…
Kısıtlamalar nedeniyle üretim nasıl sürdürülecek ve taahhütler nasıl yerine getirilecek.
Büyük ihracatçılara tedarikçi olarak çalışan küçüklerin durumları karışık.
Büyükler ihracat sevkiyatlarını ya azalttılar ya da tamamen durdurdular.
Bunların sonucunda da küçük tedarikçilere yapılan ödemeler de ya azaltıldı ya da tamamen durduruldu. Zaten nakit akışı güçlü olmayan küçük işletmeler mevcut sıkıntılarının daha da büyümüş şekliyle karşı karşıya kalıyorlar.
Makroekonomi bizim konumuz dışında kaldığından, karınca kararınca yapmaya çalışacağımız önerilerimiz, işletme seviyesinde bırakılmaya çalışılacaktır.
Büyükler unutmasın ki yarın işler düzeldiğinde, yine eski tedarikçilerine, güvenilir üreticilerine yönelecek ve tekrar işbirliği içerisinde çalışmak durumunda kalacaklardır.
İşte bu nedenledir ki o küçük işletmelerin hayatta ve ayakta kalabilmeleri, tedarikçisi oldukları işletmeler için hayati önem taşımaktadır.
Gün dayanışma içerisinde krizi göğüsleme günüdür, bencillikler kötü sonuçlar getirir…
Mutlaka kısıtlamalar olacaktır ve yapılacaktır ancak makul çerçevelerde olmalıdır.
Çünkü gerek tüketim mallarında ve gerekse de ara mallarında ciddi sipariş azalmaları yaşanmaktadır ve bu bir süre daha devam edecektir. Piyasaların normale dönüşleri için birbirinden çok farklı senaryolar yazılmakta ve tahminler yapılmaktadır.
Ancak bunun çok kısa bir sürede olabileceğini düşünmek, çok büyük bir hata olacaktır.
Yapılması gereken ilk şey kuşkusuz hayatta ve ayakta kalabilmektir…
Bunun da ilk çaresi olabildiğince nakitte kalmaya çalışmak ve bunun için de canımızı acıtacak derecede kemerleri sıkmak olacaktır.
Kısa çalışma ödeneğine başvuru bir seçenek.
Bunu seçmeyen ve işçisini ücretsiz izine çıkaran işverenlerin yaratacağı mağduriyetlerin giderilmesi için işçilere ayrıca aylık bir ödeme yapılması öngörülüyor.
Bu her iki seçenek de işletmenin finansal olarak ayakta kalmasına destek olmak için çıkartılıyor. Ne kadar destek olacaktır, mağduriyetler ne kadar giderilecektir ona yorum yapamıyoruz.
Bu arada boş durmayıp, kriz ortadan kalkıp ortamın normalleşme yoluna girmesi durumunda neler yapabileceğimizi de düşünmek gerek.
Zira hayat tamamen sona ermeyecek…
İleriki günler ne kadar zor olacaksa olsun o zamanlarda da iş yapacağız.
Özellikle evden çalışmak durumunda kalan pazarlamacı arkadaşlara, daha önce de vurguladığım gibi hem mevcut hem de olası ihracat müşterileri ile temas etmeyi tavsiye ediyorum. Zira çok kullandığım özdeyiş “ Gözden ırak olan, gönülden de ırak olurmuş “ diyor ki özellikle bu zamanlarda, mevcut müşterilerle iş konusunu öne çıkarmadan teması sürdürmenin faydası çok olacaktır.
Öte yandan bu temaslar bizlere ilerleyen günlerde, yurt dışı pazarlarımızın nasıl olabileceği konusunda birinci elden bilgi sağlayacaktır.
Evden çalışmak sağlık açısından güvenli oluyor amma internette kurulan tuzaklara da takılmamak gerekiyor. Bilgi güvenliği konusunu hiç akıldan çıkarmadan çalışalım.