Ne sermaye kalır, ne piyasa

Jeremy Rifk in CHP’nin “İkinci Yüzyıla Çağrı” etkinliğinde herkesi sıkmış! Sıkar tabii - gerçeği söyleyeni dokuz köyden kovarlar. Söylediği şey çok net, iklim demek ekonomi demek, görünen köy kılavuz istemez, bu iş böyle giderse battınız diyor.

Geçen hafta 6. Sermaye Piyasaları Kurulu Kongresi’nde katıldığım panelde bunu olduğu gibi, bütün çıplaklığıyla anlattım. Katılımcılara açıkça söyledim… bu gidişle “2053’de ne sermaye kalır ne piyasa.” Daha Türkiye 2030 Kömür’den çıkış taahhüdü vermiş değil. Oysa G7 ülkeleri ve neredeyse bütün Avrupa ülkeleri bu taahhüdü verdi bile.

Rifkin’le aynı şeyi söylüyoruz, fakat madem o dinleyiciler sıkmış, isterseniz ben size daha renkli anlatmaya çalışayım iklim ve ekonominin an itibariyle nasıl göbekten bağlı olduğunu…

Şu andaki mevcut taahhütlerle 2050’de ortalama sıcaklıklar 2 derece artacak… bu iyimser bir rakam, çünkü taahhütlerin tutulacağını varsayıyor. Ortalama 1 derece artış ekstremlerde 7-15 derece artışa eşdeğerdir. Aynı şekilde, 2 derece artış da aşırı sıcaklarda 14-30 dereceye tekabül eder.

İstanbul’da 2053’de bir hafta 65 derece derece gördüğümüzde ne sermaye kalır ne piyasa. Ve şu an gidişat bu, üstelik her gün fenalaşarak.

Yeterince renkli oldu mu? İsterseniz bir de 2053’de yaşınızı ve çocuklarınızın yaşını hesaplayın… Güneyimizdeki bütün ülkeler yaşanmaz olunca kaç milyon mülteciden bahsediyoruz onu da bir araştırıverin…

Rifkin onun için; bilim bunu söylüyor, Doğu Akdeniz en büyük risk bölgesi, ne yapın ne edin, iklim acil durumunu durdurmaya yönelik dünyaya ve bölgeye liderlik edin diyor. Zor mu geldi? İnanmadınız mı? İnsan korkunca inanmaz. Bir örnek, Meteoroloji Genel Müdürlüğü verilerine göre, Muğla-Milas’ta 15-19 Şubat 2016’da sıcaklık 32,4 derece oldu. Daha önce Şubat ayında ölçülen en yüksek sıcaklık ise 1950 yılında 24,9 derece idi. Muğla-Milas’ta çoktan gördüğümüz gibi ortalama sıcaklıkta 1 derece artış, ekstrem sıcaklıklarda 7 derece artışa denk gelmiş. Bilim bunu söylüyor, 2 derece artış ekstremlerde 14-30 derece.

Yapılacak şey çok net, ekonomiyi iklim krizine neden olmayacak ve iklim krizine dayanıklı bir biçimde yeni baştan ve kökten inşa etmek. Fosil yakıt her şeyi durdurmak, enerji verimliliğine odaklanmak, kobilere yönelmek ve türetim ekonomisini hayata geçirmek -bunun için de turetim.org adresinden okumaya başlamak. Bu tehlikeyi ancak tehlikenin farkına vararak, elbirliği ile ve üstüne topyekün giderek aşabiliriz.

Velhasılı kelam, komplo teorilerini bir kenara bırakıp Rifkin’i bir kez daha ve can kulağı ile dinleyin.

Tüm yazılarını göster