Nasıl başlarsa öyle gider mi?

Orkun GÖDEK Bakış Açısı

Yazının başlığı hayatın akışı esnasında sıklıkla kullandığımız bir ifadeden oluşuyor. Öyle ya, “nasıl başlarsa öyle gider!” mottosu hemen hemen hepimizin karşısına çıkmıştır. Oysaki sermaye piyasa işlemleri için aynı eksende, bu kadar kolay konuşabilmek her zaman mümkün müdür? Oda koşullarında, evet. Öte yandan diğer değişkenleri göz ardı etmemek gerek. Mesela 2023 böylesi bir yıl olmaya fazlasıyla aday. Hem içeride hem dışarıda mevcut yılı tanımlarken sık sık “bekleyişlerin yılı” diyeceğiz. Herkesin beklediği başlık farklı. Kimisi sıkı para politikalarından dönüş için enflasyonun geri çekilmesini, kimisi ise yeniden normalleşmek için uygun zamanlamayı bekliyor.

Geride kalan yılda Fed’in agresif parasal sıkılaştırma hamleleri ve global çapta bu sürece önderlik ederek bir yanındakini tetikleme pozisyonunda yer alması varlık sınıfları arasındaki fiyatlamaların da “olması gerektiği şekilde” gerçekleşmesine zemin hazırladı. ABD’de baskılanan teknoloji hisseleri kısmen güçlü Amerikan dolarından, kısmen faizlerdeki dalgadan kısmen de yavaşlayan ve daha fazlasına gidebileceği tartışılan talepten etkilendi.

Şimdilerde 2023’ün fiyatlamalarına ne kadar yakından göz attınız?

2023’ün başlangıcından bu yana rüzgârın fiyatlamalar adına terse döndüğü bir tabloyu konuşuyoruz. Fed’in kasım ayı ile birlikte yine, yeni, yeniden global merkez bankacılığındaki iletişim sürecini yönlendirmesi yatırım enstrümanlarının da farklılaşmasını sağlıyor. 3 Kasım’daki zirve değerinden bu yana yüzde 10 civarı değer kaybeden Amerikan doları diğer fiyatlamaları da baskı altına alıyor. ABD’de tahvil faizlerindeki gerileme nominalin yanında reel faiz hadlerinin de nefes almasını sağlıyor. Dahası Fed açısından uygun koşullar sağlanma yolunda şimdilik ilerliyor. Ne gibi? Mesela enflasyon beklentilerinin yüze 3 civarında ve hatta kısmen aşağısında şekillenmesi gibi. Hemen bana “ama Fed’in ulaşmak istediği enflasyon seviyesi kaçtı?” sorusu ile gelmeyin. Unuttunuz mu; enflasyon yaklaşımındaki değişimin yanında pandemi sonrasının yeni enflasyon rejimleri dünyanın hiçbir noktasında eskisi gibi olmayacak. Keza borç yapılarının seyri de. Neyse. Hikayenin bu kısmını zamanında köşedeki farklı yazılar ile tartışmaya fazlasıyla çalışır pozisyonda olmuştuk.

Konuyu dağıtmaya gerek yok. Yıl başlangıcından bu yana Nasdaq bileşik endeksteki hareket yüzde 4’ün hemen üzerinde yükselişe işaret ediyor. Tek başına bir hareket mi? Hayır. S&P 500’de yüzde 2’yi aşan primlenme söz konusu. Genele yayılıyor. Beklenti kanalındaki değişim ana aktör konumunda. Bir parantez açacak kadar kısa müsaade almak isterim: Fed ile piyasa işlemcileri arasındaki makas ciddi anlamda açık. Ne gibi? Yıl ortasından sonra Fed’in faiz indirimlerine başlayabileceği gibi. Oysa Fed’in bize böyle bir yönlendirmesi hiç olmadı. Son projeksiyonlar kenarda net şekilde duruyor. Kaldı ki Fed’in temsilcileri sürekli “bekle-gör” duruşunu dile getiriyor; yetmediği noktada da “gerekirse devam ederiz” diyorlar. O halde makasın bir noktada kapanmasını beklemek en sağlıklı olanı. Şayet ciddi ve derin bir resesyon sürecinden geçilmeyecek ise -henüz bu yönde bir sinyal mevcut değil- piyasanın düzeltmesi terazide ağır basıyor.

Sohbeti bağlamaya çalışalım. Yeni haftada Fed, ECB ve BOE üçlüsünün faiz kararlarını takip edeceğiz. Beklentiler, beklentimiz, Amerikan para politikasının +25bp patikasına geçiş yapması. Sürpriz olmayacak. Yine bir diğer doğal karşılanması gereken kısım, basın toplantısında Başkan Powell’ın yukarıda anlatmaya çalıştığım makas açıklığını kapatma çabası olacak. Doğrusu da bu. O nedenle global risk iştahı açısından faiz-USD ilişkisini izlemekte fayda var. ABD hariç küresel hisse senetleri sepeti son 6 haftanın tamamında artı performans sergiledi. Benzer durum 5 haftalık sürecin tamamı ile gelişmekte olan ülkeler grubu için de geçerli. Yerel varlıklar cephesine değinmeden olmaz; “yüksek volatilite” teması sabır zorlarken, yatırım ufkunun daralmasını ne kadar istemesek de hızlandırıyor. İleriye dönük (12-ay) F/K oranı şimdilerde BIST 100 için Cuma kapanışı itibarıyla 6.12x’yi işaret ediyor. 2023’e 7.0x’li seviyelerde başlamıştık. Neden önemli? Bilanço sezonu içerisindeyiz. Henüz kritik finansalların takibi başlamadı. Sabırlı olmak en büyük yetenek. Yatırımcının zararı yine kendi kendisine yaptıklarından geliyor. Son 30 gündeki endeks volatilite ortalaması yüzde 44. Gün içerisindeki işlem aralıklarının ortalaması ise 221 puan. Yatırımcı olabilmenin yolu sabırlı olmaktan geçiyor. Doğru sektör, doğru hikaye, doğru şirket, doğru zaman.

Tüm yazılarını göster