Tarımsal üretim yapılırken birçok belirsizlik ve riskle karşı karşıya kalıyorsunuz. Üretim büyük oranda iklime bağlı ve dış etkenlere açık bir şekilde yapılıyor. Bu nedenle üretim miktarı, ürün kalitesi bu dış etkenlerden fazlasıyla etkileniyor.
Son yıllarda özellikle iklim krizinin etkileri ile bazı ürünlerde üretim çok azalırken bazı ürünlerde çok fazla artarak adeta patlama yaşanıyor.
2023 üretim yılında üzüm, incir, zeytin, kayısı, fındık gibi ürünlerde üretim az olduğu için fiyatlar çok yüksek diye şikâyet ediliyor.
Limon, portakal, mandarin (mandalina), greyfurt gibi narenciye veya başka bir tanımlama ile turunçgillerde ise üretim çok fazla olduğundan üretici fiyatları maliyetin çok altında olduğu için üretici şikâyet ediyor. Hatta ağaçlarını kesenler bile var. Tüketiciler ise buna rağmen fiyatların yüksek olmasından şikâyetçi.
Her iki durumda da üretimin planlanamadığını, piyasanın düzenlenemediğini, uygulanan üretim, dış ticaret ve destekleme politikalarında ciddi yanlışlar olduğunu gösteriyor. Üretim az olunca da sorun yaşanıyor, çok olunca da. Bu bir iki günde çözülecek sorun değil. Geçmişten gelen plansızlığın, başıboşluğun yarattığı sorunlar; kısa, orta ve uzun vadeli ele alınarak çözüm bulunabilir.
Adana, Mersin ve Hatay’daki 23 oda, birlik, dernek ve kuruluş tarafından ortak bir açıklama yapılarak, narenciye (turunçgil) ürünlerinin ihracatına ton başına 2 bin 250 liralık destek verilmesi istendi. Ton başına yaklaşık 80 dolarlık bir desteğe denk geliyor.
Üretici, borsa, ihracatçı başta olmak üzere sektör temsilcilerinin tamamı böyle bir desteğe ihtiyaç olduğunu söylüyor.
Sektördeki 23 kuruluşun ortak açıklamasında sadece Mersin, Adana ve Hatay illerinde 2023-2024 sezonunda ortalama turunçgil (narenciye) rekoltesinin 6,4 milyon ton olacağı, diğer illerin de eklenmesi ile 2023 yılında ortalama 7 milyon ton civarında rekor bir üretim beklendiği ifade edildi.
İspanya, Mısır ve Fas gibi rakip ülkelerde de 2023 rekoltesinin ortalama yüzde 35 daha fazla olduğu belirtilen açıklamada bu ülkelerin kendi stoklarını eritebilmek için rekabet edilen ortak pazarlarda yüzde 20-30 fiyat indirimleriyle talep artışını tetiklemeye çalıştıkları iddia ediliyor.
Üretim bu kadar çok olunca çiftçi, üretici ürünün satamıyor. Açıklamada şöyle deniliyor:”Sezon ortasına yaklaşmamıza rağmen henüz hiç satış yapmayan binlerce çiftçimiz bulunmaktadır. Zaten üretim maliyetlerinin yükselmesiyle banka ve piyasalara borçlanarak üretim yapma mecburiyetinde olan turunçgil üreticilerimiz ürününü satamayınca şu anda büyük bir karamsarlık içerisindedir.”
Geçen yıl 1,9 milyon ton turunçgil ihracatı yapıldığı ve 3 milyon tonun ise iç piyasada tüketildiği hatırlatılan açıklamada bu sezona ilişkin şu değerlendirme yapıldı: “Bu yıl ki projeksiyonlara göre 7 milyon tonluk tahmini üretimimizin 2 milyon tonu ihraç edilse bile yurt içi tüketim için 5 milyon ton kadar rekor bir turunçgil stoğu oluşacak ve tüketilemeyen bu fazlalık dalında kalarak maalesef çürümeye terk edilecek veya meyvesiyle birlikte milli servetimiz olan ağaçların sökülmesine sebep olacaktır. Bu nedenle dalında kalma tehlikesi olan tüketim fazlası turunçgilimizin daha fazla ihraç edilerek döviz olarak ülkemize kazandırılması, turunçgil üreten çiftçimizin üretime devam etmesi ve ağaçlarımızın sökülmemesi için turunçgil ihracatına ton başına 2 bin 250 lira destek verilmesi ve rekabet gücümüzün arttırılması gerekmektedir.”
Narenciye (turunçgil) üretiminde yaklaşık 2 milyon ton üretim fazlasından söz ediliyor. Bu kadar ürün, destekleme olsa bile ihraç edilebilir mi? Bunun için pazar var mı? Üstelik zaman zaman ihracata getirilen yasaklama ve kısıtlamalarla dış pazarlardaki karnemiz de pek de iyi değil. Her ihracat kısıtlamasında pazar kaybediyoruz. O pazarları yeniden kazanmak zaman alıyor. Çünkü sizin boşalttığınız pazarı başkaları hemen dolduruyor.
Akdeniz İhracatçılar Birliği’nin düzenli olarak yayınladığı Yaş Meyve Sebze Sektörü Türkiye Geneli Değerlendirme Raporu’na bakıldığında bu yılın ilk 9 ayında birçok üründe miktar bazında ihracatın azaldığı, değer olarak ise sağlanan dövizin arttığı görülüyor.
Narenciye ihracatında 2021 yılında toplam ihracat 1 milyon 941 bin ton, ihracat geliri 934 milyon dolar. 2022 yılında ihracat miktarı yüzde 1 düşüşle 1 milyon 940 bin tona gerilerken elde edilen döviz yüzde 3 gerileme ile 904 milyon dolara geriledi.
Bu yılın ilk 9 aylık verileri geçen yıl ile karşılaştırıldığında daha çarpıcı sonuçlar ortaya çıkıyor. Ocak-Eylül 2022 döneminde Türkiye’nin narenciye ihracatı 1 milyon 61 bin ton olarak gerçekleşirken bu yıl aynı dönemde 895 bin 509 ton ihracat yapıldı. Yani miktar olarak yüzde 16 daha az ürün ihraç etmişiz. Fakat, 418 milyon 188 bin dolar olan ihracat geliri daha az ihracat yapılmasına rağmen 513 milyon 634 bin dolara yükseldi.Yani gelirde yüzde 23 artış var.
Mandarin: Ürün bazında bakıldığında mandarinde ilk 9 aylık dönemde 2022 yılında 335 bin 877 ton ihracat yapılırken 2023’te ihracat 349 bin 870 ton oldu. İhracat değeri 168 milyon 808 dolardan 228 milyon 871 bin dolara çıktı. Miktar olarak mandarin de ihracat yüzde 4 artarken elde edilen döviz artışı yüzde 36 oldu.
Limon: En önemli ürünlerden limonda yine Ocak-Eylül döneminde 2022 yılında Türkiye 392 bin 947 ton ihracat yaptı. 2023’te aynı dönemde 391 bin 353 tonluk bir ihracat gerçekleşti Miktar olarak aşağı yukarı aynı ama değer olarak yüzde 29 oranında artış var. 2021 yılında toplamda limon ihracatı 624 bin 751 ton olurken 2022’nin tamamında 599 bin 293 ton ihracat gerçekleşti. Yani ihracat yıllık ortalama 600 bin ton civarında.
Portakal: İhracatta trajik bir düşüş var. Ocak-Eylül döneminde 2022 yılında 241 bin 779 ton olan portakal ihracatı 2023 yılında aynı dönemde ihracat yüzde 59 düşüşle 99 bin 317 tona geriledi. İhracat gelirinde ise sadece yüzde 12 azalma oldu. Aynı dönemde ihracat geliri 54 milyon 744 bin dolardan 48 milyon 119 bin dolara düştü.
Greyfurt:Hem miktar hem de gelir olarak düşüş yaşandı. 2022 Ocak-Eylül döneminde 90 bin 678 ton olan greyfurt ihracatı, 2023’ün ilk 9 aylık döneminde 54 bin 835 tona düştü. Yüzde 40 düşüş yaşandı. Gelir olarak ise yüzde 9 gerileme ile 39 milyon 299 bin dolardan 35 milyon 826 bin dolara düştü.
Narenciyede Türkiye’nin en fazla ihracat yaptığı ülke Rusya Federasyonu. Miktar olarak limon ihracatının yüzde 23’ü, mandarinanın yüzde 57’si, portakalın yüzde 17’si greyfurtun yüzde 20’si Rusya’ya satılıyor. Limonda ikinci sırada Irak, sonra Polonya, Romanya, Ukrayna geliyor. Mandarina da Rusya’dan sonra Ukrayna, Irak, Polonya, Sırbistan var. Portakalda en fazla ihracat miktar bazında Irak’a sonra sırasıyla Rusya Federasyonu, Ukrayna, Mersin Serbest Bölgesi ve Beyaz Rusya geliyor. Greyfurt ihracatında ise Rusya’dan sonra Polonya, Romanya, Ukrayna, Bulgaristan geliyor.
Birçok tarım ürününde olduğu gibi narenciyede de üretici fiyatı ile tüketici fiyatı arasında çok büyük uçurum var. Şu anda Mersin’de İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nün verilerine göre üreticinin kilosunu 8 lira 92 kuruşa mal ettiği limonun bahçedeki fiyatı sadece 1 lira. Tüketicideki fiyat pazarlarda 10-15 lira, marketlerde 17-20 lira civarında.
Mandarinde (mandalina) 1 kilo ürünün üretim maliyeti 5 lira 60 kuruş, üreticideki satış fiyatı 3-3,5 lira. Tüketici fiyatı ise 15-20 lira. Portakalda 1 kilonun üretim maliyeti 4 lira,93 kuruş, üreticideki fiyatı çeşidine, kalitesine göre 2,5 ile 5 lira arasında. Tüketici fiyatı 25-30 lira civarında. Greyfurt (altıntop) için üretim maliyeti kiloda 6 lira 13 kuruş. Üreticideki fiyat 3 lira ile 6 lira arasında değişiyor. Tüketici fiyatı 30-35 lira civarında.
Özetle, narenciyede bu yıl arz fazlası, üretim fazlası nedeniyle üretici maliyetin çok altında ürün satmak zorunda kalıyor. Birçok çiftçi alıcı olmadığı için ürününü ucuza, maliyetin altına bile satamıyor. Ağaçlarını kesmek zorunda olanlar var. Ağaç kesmek doğru değil elbette. Seneye ürün az olursa o ağaçları çok ararız. Devletin devreye girerek üreticiyi zarardan kurtaracak bir çözüm sunması ve alınacak ürünleri tüketiciye uygun fiyatla sunması gerekir. Bu iş sadece verilecek ihracat desteği ile olmayacak. Kaldı ki ihracat desteği ile ilgili bir açıklama da yok. İhracatta pestisit zirai ilaç kalıntısı sorunumuz var. Narenciye ürünlerini dalında toplayıp ihraç etmek yerine katma değere dönüştürerek ihraç etmenin yollarını bulmalıyız. Dünyada portakal suyu fiyatları zirvedeyken biz narenciye fazlasını ne yapacağız diye düşünüyoruz. Bu bile tarımı hiç önemsemediğimizin kanıtı. Daha ne söyliyeyim?
Türkiye İstatistik Kurumu(TÜİK) verilerine göre, Mersin’de 2022 yılında 362 bin 175 dekar alanda 885 bin 704 ton turunçgil (narenciye) üretimi gerçekleştirildi. Bu üretimin yarısından fazlasını limon üretimi oluşturuyor. 2022 yılı TÜİK rakamlarına göre Türkiye'de üretilen 1 milyon 323 bin ton limon üretiminin 614 bin 942 tonu Mersin’de üretildi. Mersin yüzde 46 pay ile limon üretiminde Türkiye sıralamasında 1. sırada. 2023 yılı rekolte tahminine göre Mersin’de toplam 373 bin 771 dekar alanda 1 milyon 662 bin 892 ton turunçgil rekoltesi bekleniyor. Bu önceki yıla göre yüzde 88 artış demek. Limonda ise rekoltenin 235 bin 443 dekar alanda yüzde 74 artış ile 1 milyon 69 bin 189 ton olacağı tahmin ediliyor.