Müzeler ve şehirler

Muhterem İLGÜNER MARKA ŞEHİR; Gün Bugün!

Yazıma, ülkemizin en fazla yabancı ziyaretçi çeken ve/veya nüfusu en yüksek iki şehrimizdeki arkeoloji müzelerinin 2019 yılı ziyaretçi sayılarını paylaşarak başlamak istiyorum:


Rakamlardan anlaşılacağı gibi, ne yerleşik nüfus ne de yabancı ziyaretçi için arkeoloji müzelerimiz ilgi çekici değil; en çok 70 ya da 100 kişiden biri ziyaret ediyor! Özellikle yabancı ziyaretçi sayısının yerleşik nüfustan 6 kat fazla olduğu Antalya için durum daha da ilginç. Halbuki biz medeniyetlerin beşiği bir coğrafyada yaşıyoruz ve bununla övünüyoruz. Yükte hafif – pahada ağır sergilenecek objeleri kaybetmiş olmamıza rağmen acaba durum sadece bizde mi böyle?

Araştırmalara göre, sıradan bir kişinin müzede sergilenen bir objeye bakış süresi ortalama 27 saniye. Bakış süresi kişiden kişiye 4 ila 31 saniye arasında değişiyor. Buna rağmen bir markette kişiyi ilgilendiren ürün rafına bakış süresi ise ortalama 60 saniye.

Arkeoloji müzeleri, eski ve cansız, hissiz, hareketsiz objelerin sergilendiği yerler olarak kabul ediliyor. Ayrıca zamanın ileriye doğru aktığı peşin kabulü nedeniyle arkeoloji müzeleri geçmişte kalmış, süresi dolmuş ve artık geçerliliği olmayan yerler olarak algılanıyor. Bir diğer sorun arkeoloji müzelerinde iletişimin sıkıcı, kuru bir dil ile tek yanlı olması.

Arkeoloji müzelerinin çekici olabilmesi ve ziyaret nedeni oluşturabilmesi için yaşayan, güncel ve öyküsel olması öneriliyor. Bu durumu kanıtlayan karşılaştırmalı bir araştırmaya göre, ziyaretçi sayısının yarısını oluşturan, sadece sosyalleşme amacıyla ziyaret edenlerin böyle müzelerde ilgilerinin arttığı, heyecan duyduğu ve keyif aldığı gözlenmiştir.

Ülkemizde en çok bulunan müze türü arkeoloji müzesi. Neredeyse her şehirde bir tane var.

Ancak, hikayeleştirerek, ziyaretçilere deneyimleyerek öğrenme - eğlenme imkanı tanıyan müzelerimiz yok. Rembrandt, Van Gogh, Picasso, Salvador Dali gibi, yapıtları dünya çapında kabul gören sanatçılarımız da yok. Louvre, British Museum gibi, zamanında dünya tarihinin en nadide parçalarını toplamış, sergileyen müzelerimiz de yok. Özetle, biz müzecilik ile ziyaretçi ve geceleme sayısını arttıracak bir imkâna şimdilik sahip değiliz. Buna rağmen, çok zengin bir kültürel mirasa sahibiz. Tek eksiğimiz bu mirastan yaratıcı – yenilikçi bir biçimde yararlanma niyetimiz. Çabalarımızı bu alanda yoğunlaştırırsak eminim çok çekici müzeler geliştireceğiz. Kaldı ki dijital teknolojiler yardımıyla mevcut arkeoloji müzelerimizi de daha etkin hale getirebiliriz.

Başarılı müzeler insanların yaşamını etkileyecek biçimde deneyim kazandırır; sıradan gezintileri anlamlı hale dönüştürür, ziyaretçileri fazlasıyla etkiler, büyüler.

Haftanın Şehri: AMSTERDAM, HOLLANDA

Hollanda’nın en önemli şehri 850,000 nüfuslu Amsterdam 2019 yılında 8,5 milyon yabancı ziyaretçi ağırladı. Şehirde resim, tarih, bilim gibi farklı konularda 75 müze var ve müzeleri ziyaret eden yerli - yabancı sayısı 10 milyonu geçiyor. Sadece Van Gogh Müzesi’nin geliri 70 milyon avro. Hollanda’nın özellikle resim sanatından kaynaklı zengin kültürel mirası buna imkân veriyor. Bütün bunlara ilaveten, Amsterdam deneyerek öğrenme – eğlenme imkânı sağlayan önemli bir müzeye de ev sahipliği yapmakta, tekne şekilli binası ile dikkat çeken NEMO Bilim Müzesi yaklaşık 700 bin ziyaretçi sayısı ile göz doldurmaktadır.


Ünlü İtalyan mimar Renzo Piano tarafından tasarlanan ve 1997 yılında hizmete giren müze 4 kattan oluşmaktadır. Müzede; Evrende Yaşam, Çağlar Boyunca Bilim, Makineler, Şekillerin Dünyası, Enerji, Yapılar, Su Gücü, İnavosyon Galerisi, Gençlere Özel, Zihinde Yolculuk gibi daimi sergi alanları bulunmaktadır.

Tüm yazılarını göster