Günlerdir ne dilesem diye düşünüyorum. Yılın son günü evrenden bir şey dilemek istiyorum, aklıma dileyecek bir şey gelmiyor!… Tüm haberleri taradım, üşenmeyip. O kadar çok şey olmuş ki, 2022’de. Belki de moda tabiriyle “fatigue” benimkisi?... Olan bitenin sıradanlaşması, kanıksama durumu…
2022’nin tadını vermek adına bir iki küresel örnek; NASA gezegenimize çarpma tehlikesi olan bir asteroidin yönünü değiştirerek, bundan sonra yapabileceklerinin ön izlemesini gösterdi. Çin’de aşı olmadığı için ev hapsinde tutulan nüfus birden serbest bırakıldı, en az 250 milyon kişi COVID; yakında dünyaya yayılacaklar. COVID-19’un kaynağı Çin, finali de yapacak. Türk bilim insanlarının kurduğu Alman Biontech, Çin’e aşı gönderecek. Bu yıl iklim krizi için de dönüm noktası oldu. Yangın sel, deprem, aşırı sıcak ve soğuklar çok can aldı… dünya nüfusu yine durmadı, gezegen 8 milyar kişiyi geçti.
Madalyonun diğer yüzü Türkiye’den renkler göstermek üzere bir iki örnek; Türkiye’ye gelen Avrupalı ikizler dişsiz kalmış, İranlı kadın göğüslerini kaybetmiş… Her yer kafası saç ektiren kan revan içinde genç erkek, silikonlu genç kadın! Operasyonların çoğunu ithal doktorlar ruhsatsız sözde kliniklerde gerçekleştiriyor. 2022 Türk doktorların yurt dışına, Suriyeli, İranlı, Azeri, Afgan doktorların da Türkiye’ye kaçtığı, ilaç bulunamayan, SGK’nın sağlık sorunlarını karşılayamadığı bir yıl oldu.
Anlamlandıramadığım daha bir sürü olay var; kentleşme anlayışımızdan küçük bir örnek; oto park sorununu valeyle çözmek. Kural tanımayan şahıslar vuruyor, kırıyor yaralıyor parçalıyor, ters yönden gidiyorsun uyarısı yaptığım bir tanesi, “kim koymuş o kuralı” diye çemkirebiliyor. Belediyenin 3 kez mühürlediği yeri özgür iradesiyle açan işletmede insanlar yemek yerken, platform çöküp ölümle burun buruna geliyor… Vale geldi aklıma, kim koymuş o kuralı?
Edward Murphy 1940’ların sonunda Amerikan Hava Kuvvetleri’nde çalışan bir mühendis. Görevi insan bedeninin yüksek hız karşısında ivmeye dayanıklılığını test etmek. Ani hızlanma ya da yavaşlama sırasında yer çekimine bağlı pilot ölümlerine engel olmak üzere bir dizi güvenlik araştırması icra etti. Deneme sırasında pilot üzerine bağlanan ölçüm cihazları hatalı yerleştiriliyor. Bugün, çoğu zaman bilmeden kullandığımız “Murphy iş başında” esprisi de “Murphy Kanunu” da bu çalışmadan geliyor. Özetle "Bir işi halletmek için birden fazla olasılık varsa, bunlardan biri istenmeyen sonuç doğuracaksa; felaket geliyorum der." Diğer bir ifadeyle kaos düzenden daha olasıdır.
Edward Murphy’nin teoremini Türkiye için geliştirmemiş olduğunu bilsem de neden hep bizim ülkemizde iş başında acaba?
Ve ne dileyeceğime karar verdim. Murphy lütfen biraz tatil yap, ara ver, yok ol! Yeter!
Aklıselim, sağlıklı ve huzurlu günler diliyorum. Madem kural yok, olasılıkları unutmayın.