Moskova'daki terör saldırısı daha şimdiden "Rusya'nın 7 Ekim'i" diye anılmaya başlandı; Saldırının hem Ukrayna savaşı üzerinde, hem de Ortadoğu'da kritik etkileri olacak gibi.
Hepsi de sivil, 150'ye yakın kişinin hayatını kaybettiği saldırının sorumluluğunu IŞİD terör örgütü üstlendi. IŞİD deyince akla Suriye ve Irak gelmesine rağmen, terör örgütünün son dönemde özellikle Afganistan'da giderek güçlendiği unutulmamalı. Ve yine her terör örgütünün olduğu gibi, IŞİD'in de devletlerin istihbarat örgütlerinin "taşeronu/oyuncağı" olduğu/olacağı da akılda tutulmalı elbette.
Putin yönetiminden gelen ilk açıklamalar, Rusların saldırının arkasında sadece "IŞİD aklının" olmadığına inandığını gösteriyor. Kremlin, saldırganların Ukrayna'ya kaçmaya çalıştıklarının altını kalın kalın çizmekte. Belli ki Moskova bu saldırıyı, halen savaşta olduğu Ukrayna'ya karşı bir propaganda aracına dönüştürecek; Putin'in seçilmesinin ardından Rusya'da Ukrayna için ikinci seferberlik emri bekleniyordu. Böylesine elim sonuçları olan bir saldırının Rus halkını seçimlerden zaferle çıkmış Putin'in etrafında birleştirmesi, seferberlik meselesini daha "kabul edilebilir" kılması mümkün.
MOSKOVA SALDIRISININ ORTADOĞU'YA OLASI ETKİLERİ
Moskova saldırısının kaosa dönen Ortadoğu denklemine de etkileri olacak gibi. Yakalanan saldırganlardan birinin, hemen alanda yapılan ve kayda alınıp sosyal medyaya yüklenen "sorgusunda" Rusya'ya Türkiye'den geldiğini söylemesi kritik önemde. Türkiye'nin hemen güneyinde, Suriye'nin kuzeybatısındaki İdlib, Rusya ve Esad yönetimi açısından uzun süredir bir "terör yuvası" olarak görülüyor. Moskova ve Şam'ın yaklaşık 3 milyon kişinin yaşadığı İdlib'e, İsrail'in Gazze'ye yaptığına benzer bir askeri operasyon yapmamasının tek nedeni ise, Türkiye'nin inisiyatifiyle oluşturulmuş olan Astana süreci.
Böylesine trajik sonuçlu bir terör olayının ardından Moskova, Astana dahil, kendisini herhangi bir süreçle bağlı hissetmeyebilir. İdlib'e olası bir büyük operasyon ise, Türkiye açısından tam bir kabus niteliğinde; Bombalardan kaçıp sınıra yığılacak yüzbinlerce sivil, sadece Türkiye değil, herhangi bir ülkenin iç istikrarını bozabilecek kadar büyük sorunları da beraberinde getirecek kadar büyük bir mesele olur.
RUSYA, UKRAYNA'DAN SONRA SURİYE'DE İKİNCİ CEPHEYİ AÇAR MI?
Putin yönetiminin IŞİD ve benzeri aşırılıkçı terör örgütlerini kökten temizlemek için Suriye'de açacağı olası "ikinci cephenin" hem Gazze meselesine, hem de Ukrayna savaşına etki yapacağı da açık; Ukrayna kuvvetleri, Batı'dan gelen tüm desteğe rağmen Rus işgaline karşı bir türlü ilerleme kaydedemiyor uzun süredir. Rusya'nın dikkatini -ve elbette askeri gücünün- bir bölümünü Suriye'ye kaydırması, en çok Ukrayna'nın ve onun destekçisi Batı coğrafyasının işine gelecektir.
Putin yönetiminin "terörle mücadele" için Suriye'de "taş üstünde taş bırakmayacak" bir operasyona girişmesi, İsrail'in aynı gerekçeyi öne sürerek yaptığı Gazze operasyonlarına da "meşruiyet" sağlayacaktır. ABD'nin İsrail'i son dönemde uluslararası alanda savunabilmek için yaptığı salvolar kimseyi, hatta Amerikan halkının büyük bölümünü bile ikna etmedi. Ancak Rusya böyle bir operasyona girişirse, Biden yönetimi açısından ABD'de Kasım'daki Başkanlık seçimine giderken izlenen İsrail politikalarını seçmene anlatmak da daha kolay olacaktır.
MOSKOVA SALDIRISININ FIRAT'IN DOĞUSUNA OLASI ETKİSİ
Üstelik Moskova saldırısının IŞİD terör örgütü tarafından gerçekleştirildiğinin kabul görmesi, Suriye'de Fırat'ın doğusunda IŞİD'e karşı mücadele ettiğini öne süren PKK terör örgütünün uzantısı PYD-YPG'nin de işine geleceği unutulmamalı. Tam da ABD'de Trump'ın olası ikinci başkanlık dönemi ve Suriye'deki Amerikan askerlerinin çekilmesinin yeniden tartışılmaya başlandığı dönemde, IŞİD'in Moskova'da "hortlaması" tesadüf olabilir mi?
Saldırı Moskova'da gerçekleşti. Ama sonuçları en çok Türkiye'yi etkilemeye aday gibi görünüyor.