BANDROL işiyle adı öne çıkan DNS’nin ortağı Metehan Oğuz, 6 Şubat 2023 sabahı İtalya’nın Milano kentinde cep telefonundaki “deprem alarmı” uygulamasının acı sesiyle uyandı.
Oğuz, alarmı 6 ve üzeri büyüklükteki depremlere göre ayarlamıştı. Merkez üssü Pazarcık olan depremin büyüklüğünün 7.7 olduğunu okuyunca gözlerine inanamadı.
Çok geçmeden telefon trafiği başladı. Deprem eşinin memleketi Kahramanmaraş başta olmak üzere 10 ilimizi ağır şekilde vurmuştu. Hemen özel uçak kiraladı, Milano’dan Ankara’ya doğru yola çıktı. Yolda Kayseri’den arkadaşları Altuğ Türkay, Cem Öztekin, Murat Yücel, Nail Bölükbaşı, Selim Sungur, Yusuf Serbest ile haberleşti:
- Kahramanmaraş’ta eşimin akrabaları var. Enkaz altında kalmışlar. Onların yardımına gitmem gerekiyor. Benim de sizlerin yardımına ihtiyacım var.
Arkadaşlarından ekskavatör, balyoz, çekiç, jeneratör başta olmak üzere gerekli malzemeleri temin etmelerini rica etti. Ankara’dan karayoluyla Kayseri’ye geçti, arkadaşlarıyla birlikte Kahramanmaraş’a doğru yola koyuldu.
7 Şubat Salı günü saat 17.00 dolayında Kahramanmaraş’a ulaşıp, doğrudan eşinin kuzeni Nesrin Hanımın yaşadığı Pınarbaşı Mahallesi’ndeki Gonca Apartmanına yöneldiler. Apartman yıkılmıştı. Kendi çabalarıyla arama-kurtarma çalışmalarına başladılar.
Gece saat 02.00’de enkazın yolu kapatan bölümlerini kaldırıp, ince çalışma gerektiren kısmına ulaştılar. Artık enkazın altında canlı arama zamanı gelmişti. Umutla ses yükselttiler:
- Kimse var mı?
Elle enkazı kazmaya çalışıp sık sık seslendiler:
- Bizi duyan varsa bir şeylere vurarak işaret versin.
Metehan Oğuz, bir an önce canlı olduklarını umut ettiği akrabalarına, apartmanın diğer sakinlerine ulaşmak için enkazın çevresine yönelen herkesten yardım istedi. Kimilerine para da teklif etti:
- Enkaz çok büyüktü ve her köşesinde çalışmak işe yarayabilirdi.
Arkadaşları ve çevredekilerle birlikte enkazda kalanları çıkarma çabaları sürerken şöyle düşündü:
- 10 ili aynı anda vuran iki büyük depreme AFAD ekiplerinin yetişmesi kolay değil. Binlerce enkaz var.
Derken enkazın çevresinde dolaşan 4 kişi dikkatini çekti, yardım istedi:
- Bize yardım edin lütfen. Eğer kabul ederseniz emeğinizin karşılığını da ödemek isterim.
4 genç şu yanıtı verdi:
- Zonguldak’tan arama-kurtarma çalışmalarına destek vermeye geldik. Para falan da asla kabul etmeyiz. Biraz sonra çalışmalara katılacağız.
4 genç madenci kıyafetleri, ışıldakları, küçük kazma-kürekleriyle yeniden enkaza döndü. O anda enkazın derinliklerinden ses duyuldu.
Madenciler enkazda sesi aldıkları yöne doğru tünel kazmaya başladı:
- Bizim elimizde epey ekipman vardı ama 4 genç madenci arkadaş olmadan asla “yaşam tüneli”ni açamazdık. Arı gibi çalışıyorlardı. Hızır gibi yetiştiler.
“Yaşam tüneli” 2.5-3 metreye ulaştığında 17 yaşındaki Arda’nın cansız bedeni karşılarına çıktı. Metehan Oğuz’un eşinin kuzeninin oğlu Arda vefat etmişti.
Kısa süre sonra 37 yaşındaki Nesrin Hanımla irtibat kuruldu:
- Nesrin’in diz kapağından aşağısı enkaz içinde sıkışmıştı. 4 madenci arkadaşımız defalarca tehlike atlatmalarına rağmen 4 saatlik çalışma sonucunda Nesrin’i enkazdan kurtardı.
Nesrin Hanım, 8 Şubat 2023 günü sabah 07.30’da enkazdan çıkarılıp ambülansla hastaneye kaldırıldı:
- Nesrin’in bir bacağı uzun süre kırık şekilde enkazda kaldığı için diz kapağından altı ampüte edildi.
Böbrekleri de riskli noktaya gelmişti ama hastanede doktorların müdahaleleriyle normale döndü.
Nesrin Hanım Kayseri’de yoğun bakıma alınırken Oğuz, 4 madencinin kimler olduğunu detaylıca öğrendi:
- Nesrin’i enkazdan canlı çıkaran madenciler, Zonguldak’taki Ofkar Madencilik’ten Kadir Hamzaçebi, Burak Hamzaçebi, İsmet Ofluoğlu ve Serkan Bahar’dı. İsmet Ofluoğlu, şirketin sahibi İsmail Ofluoğlu’nun yeğeniydi.
Metehan Oğuz, Kahramanmaraş’taki arama-kurtarma çalışmaları sonrası Ofkar Madencilik’in patronuİsmail Ofluoğlu’na teşekkür mektubu gönderdi:
- Gösterdikleri insan üstü çabadan dolayı ekibinizdeki 4 arkadaşa minnettarız. Ofkar Madencilik’e ve arkadaşların ailelerine teşekkür ediyoruz. O arkadaşları tanıdığımız için Allah’a şükrediyoruz.
Metehan Oğuz, arama-kurtarma çalışmasının YouTube’da da paylaştığı videosunu bana da gönderip, şu mesajı verdi:
- Ülkemizin deprem kuşağında olduğu, bu gerçekle yaşamamız gerektiği asrın felaketiyle bir kez daha beynimize kazındı. Allah korusun ama önümüzdeki dönemde deprem sonrası tüm madencilerin hızla sahaya çıkması gerektiğini unutmayalım, ona göre plan yapalım.
Büyük acıyla yaşadığımız asrın felaketinde madenciler arama-kurtarma çalışmalarında kullandıkları teknikle, kurtardıkları canlarla öne çıktı...
Madenciler öne çıksa da yerlisi, yabancısı tüm arama-kurtarma ekiplerine ne kadar teşekkür etsek azdır…
İSTANBUL Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği’nin (İHKİB) önceki dönem başkan yardımcılarından Kemal Güneş, iş dünyasından arkadaşlarının bulunduğu WhatsApp gruplarına geçen hafta Çarşamba günü şu mesajı attı:
- Depremin 3’üncü günü Faruk Kayar (Namet Yönetim Kurulu Üyesi) ile birlikte Şanlıurfa, Adıyaman ve Kahramanmaraş’a gittik. Durum çok kötü. Gece Adıyaman’a geçtik. Sonra İstanbul’a döndük.
Adıyaman OSB’de tahsis edilen 10 dönüm alana 24’er metrekarelik izolasyonlu çadırdan oluşan “Çadır Kent” kurmak için harekete geçtiklerini bildirdi:
- Pazartesi günü parça parça “Çadır Kent”i barınmaya açacağız. Bu konuda destek veren tüm dostlarıma teşekkür ediyorum. Cuma günü meslek büyüğüm, usta gazeteci-yazar Yavuz Donat aradı:
- Telefonu yanımda bulunan bir arkadaşa veriyorum. Bakalım sesinden tanıyacak mısın?
Telefonu uzattığı kişi Kemal Güneş’ti. Yavuz Abi, depremzede illeri gezerken Adıyaman’a da uğramış, OSB’deki “Çadır Kent” çalışmalarını yerinde görmüştü.
Kemal Güneş, cumartesi günü yine WhatsApp gruplarında video paylaştı:
- Adıyaman OSB’deki çadırları kurma çalışmalarımız sürüyor. Güneş’i dün öğleden sonra aradım, nefes nefeseydi:
- Burada çadırların kurulması için çalışacak eleman da yok. Siverek’ten bir arkadaşımız 150 kişi yönlendirdi. Onların çabalarıyla “Çadır Kent”i kuruyoruz. 40 tanesi bitti. Pazartesi günü AFAD’a teslim edeceğiz. İlk aşamada çadır sayısı 100, sonra 200’ü bulacak.
Ardından ekledi:
- Adıyaman benim memleketim. Buradaki 2 fabrikamdan biri hasar gördü. Bölgeyi yeniden normal hayata döndürmek için el birliği ile çalışmamız gerekiyor.
ADANA’da yayınlanan Refleks Gazetesi’nin başında bulunan Mehmet Uluğtürkan, dün, sonundaki öneri bölümünü işaretlediği bir yazısını bana gönderdi. Önerisi şöyle:
- Türkiye’nin en büyük il ve ilçeleriyle deprem bölgesi, “Kardeş İlçe” projesiyle buluşturulsun. Büyük il ve ilçelerin teçhizat, insan kaynağı, deneyimleri depremzede bölgelerde devreye girsin. Aslında bu proje depremin ilk gününden itibaren belediye başkanlarının inisiyatifi ile devreye girdi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi başta olmak üzere, birçok belediye ekipleriyle depremzede illere arama-kurtarma ve yardıma koştu. Başakşehir Belediye Başkanı Yasin Kartoğlu, belediyenin gücünü memleketi Malatya ile eşleştirip 100 kişilik ekibiyle ilk günden itibaren çalışmalara başladı.