Migros bölgesel kalkınma için yerel üretimi destekliyor

Didem Eryar ÜNLÜ YAKIN PLAN

Ülke çapında 55 bin çalışan, 20 bin çiftçi, 3 bin tedarikçi ile çok büyük bir ekosisteme dokunan Migros, sürdürülebilirliği bu ekosistemin en temel yapı taşı olarak görüyor. “Dünya iş odaklı ekonomik modelden, paydaş ve gezegen odaklı ekonomiye dönüşüyor. Şirketler içinde bulundukları toplumun ve gezegenimizin ihtiyaçlarını gözeterek, paydaşlarıyla birlikte kalkınmaya odaklanıyor. Ekosistem ekonomisi olarak ifade ettiğimiz bu yaklaşıma cevabımız ‘Migros İyi Gelecek Planımız’” diyen Migros Ticaret A.Ş. Kurumsal İletişim Direktörü ve Sürdürülebilirlik Komitesi Başkanı Ahu Başkut Alyanak ile, perakende sektöründe sürdürülebilirliği ve Migros’un, müşteriler, tedarikçiler, çiftçiler ve dünyaya iyi gelecek yol haritasını konuştuk.

Ciromuzun yüzde 77’si tarımsal ürünlere dayalı

“Şirketimizde sürdürülebilirlik konusu tüm çalışanlarımızın temel sorumluluğunda bulunuyor. Sürdürülebilirlik komitemizde şirketimizin tüm ana fonksiyonları temsil ediliyor ve tüm departmanlara eşit katılım ve söz hakkı sunuluyor. Ayrıca, şirketimizin sürdürülebilirlik alanındaki ana hedefleri Yönetim Kurulumuz imzasıyla taahhüt edilmiş durumda. Ciromuzun yüzde 77’si tarımsal ürünlere dayalı bir şirketiz. İklim değişikliğinin hem çevresel hem de sosyal açıdan en büyük etkiyi tarımsal üretim üzerinde göstereceği düşünülüyor. İklim değişikliğiyle çok yönlü mücadele etmek durumundayız. Bu kapsamda karbon salımını 4 yılda yüzde 26 azalttık. Mağazalarımızda gaz yerine soğuk su dolaştırdığımız sistemin patentini aldık. 2030’da ilave yüzde 35 azaltım hedefi, 2050’de karbon net sıfır için yol alıyoruz. Globaldeki perakendecilerin aksine su tüketimimizi yüzde 10 azaltım hedefimiz bulunuyor.”

Doğru zamanda doğru ürünü en iyi fiyatla tüketiciye ulaştırmak

“Çiftçi ve kooperatifl erle Türkiye’nin tarım haritasını birlikte çıkararak doğru zamanda, doğru ürünün, en iyi fiyatla tüketiciye ulaşmasını amaçlıyoruz. Yeni nesil çiftçilik eğitimleri, tarım alanındaki girişimcilerle ortak projeler geliştirilecek. Yerelden alınan ürünlerin aynı bölgede satışının önceliklendirilmesi modelini benimsedik. Her bölgenin kendine özgü ürün ve markalarına geniş yer veriyoruz. O coğrafyadan aldığımız yerel ürünleri yerel ekonomiye kazandırıyoruz ve karbon emisyonunun düşmesini sağlıyoruz. Aynı zamanda tüm kadın kooperatifleriyle iletişim halindeyiz. Standartlarımıza uygun ürünlerini alıyoruz. KAGİDER iş birliği ile tarım sektöründe faaliyet gösteren kadın girişimcilere destek veriyoruz. Sürdürülebilir tarım ve yerelleşmeye olan katkılarımız, kadın kooperatiflerine desteklerimiz, kaybolmaya yüz tutmuş tohumlardan aslına uygun reçetelerle ürettiğimiz ve yeni nesil ile buluşturduğumuz Anadolu Lezzetleri ürünlerimiz Financial Times’ın global sürdürülebilirlik platformu Sustainable View’da yayınlanan bir makalede iyi örnek olarak gösterildi.”                

Tüketici bugün burada sağlanan faydayı görmek istiyor

“Tüketici geleceğe yatırımdan çok, bugün burada sağlanan faydayı görmek istiyor. Tüketicilerin sürdürülebilirlik algısı ve sürdürülebilir ürünlere yönelik motivasyonlarını incelemek için, ThinkNeuro ve NielsenIQ ile birlikte bir araştırma gerçekleştirdik.            

Sürdürülebilirlik yaklaşımı ve sürdürülebilir ürünler, tüketiciler nezdinde artış gösteriyor. Sürdürülebilir ürün ‘doğal içerikli, organik ürün’ ve ‘kaliteli ve güvenilir içeriğe sahip ürün’ olarak algılanıyor. Yerel üreticilerin ürettiği ürünler doğal, güvenilir ve fiyat olarak daha ulaşılabilir geliyor. Marketlerin daha fazla yerli ürün sunması beklentisi var. Biz de, Sağlıklı Yaşam Yolculuğu ile müşterilerimizin kendi gıda alışverişlerinden çıkışla, daha dengeli beslenmeleri için eksik tükettikleri ana besin gruplarında indirimli öneriler sunuyoruz.”              

Sürdürülebilirlik sertifikasına sahip ürünleri öne çıkaracağız

“2010 yılında İyi Tarım Uygulamaları’na (İTU) uygun meyve ve sebzeyi rafa koyan ilk perakendeci olduk. Bugüne kadar 1 milyon ton İTU’lu meyve – sebze tedariği sağladık. Bu yıl tonajımızı yüzde 20 oranda artırmayı hedefliyoruz. Satışımızdaki tüm kümes hayvanları da ya İTU’lu ya organik. Rejeneratif tarım ve tarımsal ürünlerin karbon emisyonunun azaltılması için pilot çalışmamız var. Satışımızdaki sürdürülebilirlik sertifikasına sahip ürünlerimizi işaretlemeye başladık. Bir sonrası aşamada bu ürünleri öne çıkaracağız.”

3 yılda yaklaşık 50 milyon öğünlük gıdayı kurtardık

“Gıda perakendecisi olarak üreticiler ve tüketiciler arasında köprü olmamız, gıda israfıyla mücadelemizin etki alanını genişletiyor. Gıda israfı olmaması için gıda imhalarımızı 2030’a kadar yüzde 50 azaltmayı hedefliyoruz. Tabii ki öncelikli olarak operasyonlarımızdaki gıda imhalarını azaltmaya odaklanıyoruz. Otomatik sipariş sistemi ile öğrenen akıllı bir algoritma ile doğru stoklama yapıyoruz. Olgun meyve ve sebzeler ile tüketim tarihi yaklaşan gıdalarda indirimli satış gerçekleştiriyoruz. Hala satışa dönüşmeyen ancak besleyiciliğini koruyan, sağlıklı gıda ürünlerini ise dijital bir platform üzerinden gıda bankaları ve sosyal marketlere bağışlıyoruz. Geri kalan, tüketilebilir gıdaları ise sokak hayvanlarının beslenmesi için bağışlıyoruz. Bu arada Organik atıkları biyogaz ve komposta dönüştürüyoruz. Tüm bu operasyonel geliştirmeler ve bağışlarla 3 yılda yaklaşık 50 milyon öğünlük gıdayı kurtardık.”

YENİ NESİL ÇİFTÇİLİĞE ÖZENDİRİLMELİ

“Verimli topraklarımız hak ettiği kadar büyüyemiyor. Kullanılan suyun yüzde 74’ü tarımsal sulamada kullanılıyor. İklim değişikliği tüm dünyada iklim adaleti kavramının da sorgulanmasına yol açtı. Bilim ve teknolojinin desteğiyle bu tabloyu olumluya çevirebiliriz. Tarımsal üretimin devamlılığı için yeni jenerasyonun çiftçiliğe özendirilmesi önemli.”

Tüm yazılarını göster