Azalan doğal kaynaklar ve etkisini her gün artıran iklim değişikliği ile birlikte COVID-19 salgını da izlenebilirlik, sağlıklı beslenme trendi, gıda atıkları ile mücadele gibi konuları yeniden gündeme taşıyarak sürdürülebilirliğin kritik önemini bir kez daha ortaya koydu.
Gıda güvenliği başta olmak üzere, iklim krizinin hayatımızın her alanındaki olumsuz etkilerini ortadan kaldırmak için iş modellerinden, tüketim modellerine radikal bir dönüşüm gerektiriyor. Bu süreçte iş dünyası, yarattığı etki açısından hem kendi operasyonlarının hem de dokunduğu ekosistemin iyileşmesine çok önemli bir rol üstleniyor.
30 yıldır Türk mutfak kültürünü koruma ve gelecek nesillere aktarma amacı ile hareket eden Metro Türkiye, sürdürülebilirlik konusunda önemli çalışmalara imza atıyor. Şirket, bu yıl Türkiye’de bir ilke imza atarak yıllık bazda sürdürülebilirlik performansını değerlendirdiği raporun beşincisini ‘Etki Raporu’ olarak yayımladı. Küresel Raporlama Girişimi (Global Reporting Initiative) tarafından yayımlanan GRI Standartları’nın “temel” seçeneğine uygun şekilde hazırlanan raporda, Metro Türkiye’nin sürdürülebilirlik vizyonu doğrultusunda 2020 dönemindeki performansı ve gelecek hedefleri paylaşılıyor.
Metro Türkiye’nin sürdürülebilirlik çalışmalarını dinlediğimiz Metro Türkiye CEO’su Sinem Türüng, 2020 yılı, sürdürülebilirlik alanında önemli gelişmelerin yaşandığı bir yıl oldu. Biz de pandemi yılında ihtiyacı ve talebi de göz önünde bulundurarak; gıda ürünlerinde izlenebilirlik, organik, vegan ve yerli ürün çeşitliliğini artırma, gıda atıkları ile mücadele gibi konulara odaklanarak sürdürülebilirlik alanındaki etkimizi daha da genişlettik. 2020 - 2024 dönemi için de izleyeceğimiz sürdürülebilirlik stratejimizi ve sürdürülebilirlik hedeflerimizi belirledik ve gıda güvenliği, hayvan refahı, organik ve yerli ürünler ile sürdürülebilir kaynak kullanımı alanındaki projelerimizi önceliklendirdik” diyor. Metro Türkiye’nin Etki Raporu’nda öne çıkan çalışmalar ise şöyle:
Gıda ürünlerinde %100 izlenebilirlik sağladı
Metro Türkiye, birincil üretimden başlayarak et, balık, bal ve meyve-sebzede yüzde 100 izlenebilirliği sağlayarak, müşterilerinin bu ürünlerin hayat hikâyesine dijital olarak ulaşmasını sağlıyor. Et ürünlerinin yanı sıra balık ve baldan sonra tüm meyve ve sebze ürünlerinde de yüzde 100 izlenebilirlik sağlayan Metro Türkiye, tüketicilere yönelik “Gıdaların izini sür, bilgiyle beslen” diyerek “Tabağında ne var?” projesini başlattı. Şirket, 2022 yılında kümesten sofraya izlenebilirliği mümkün kılmak üzere yumurtada izlenebilirliği sağlamayı hedefliyor.
477 ton ürünü gıda atığı olmaktan kurtardı
Sinem Türüng’ün ifade ettiği gibi her yıl küresel gıda üretiminin üçte biri olan 1,3 milyar ton gıda kayba uğruyor ya da atılıyor. Ülkemizde ise satılmayan gıdaların yüzde 80’i atık olarak israf ediliyor. Metro Türkiye, Horeca sektöründeki gıda israfı ile mücadele için Tarım ve Orman Bakanlığı ve FAO ile iş birliği anlaşması imzalayarak “Gıdanı Koru Sofrana Sahip Çık” kampanyasına katıldı. Bu kapsamda 21 tedarikçisiyle birlikte 2030’a kadar atık ve kayıpları yarıya indirme sözü veriyor. Şirket, operasyonlarında oluşan gıda kayıplarını önlemek için ise 2020’de 477 ton ürünü gıda bankalarına, 1.317 ton ürünü hayvan barınaklarına bağışladı.
Coğrafi işaretli ürünleri her yıl yüzde 20 artıracak
Sera gazı azaltımını 2030 yılına kadar 2011’e göre yüzde 50, operasyonlarında gıda atıklarını 2025 yılına kadar yüzde 50 azaltmayı hedefleyen Metro Türkiye, mağazalarında da gıda dışı atıkların yüzde 100’nünün geri dönüştürülmesini amaçlıyor. Şirketin bir diğer hedefi de yerel üretimin en önemli bileşenlerinden olan Coğrafi işaretli ürünleri 2023’e kadar her yıl yüzde 20 artırmak.
2025 hedefi kafessiz yumurta
“Rapora göre, izlenebilirliği tedarik zinciri süreçlerine dâhil ederek ürünlerinin gıda güvenliğini ve kalitesini güvence altına alan Metro Türkiye; et, balık, bal ve meyvesebzede yüzde 100 izlenebilirliği sağlarken aynı zamanda hayvan refahı ve sürdürülebilir kaynak kullanımı alanındaki çalışmalarını daha da hızlandırmayı amaçlıyor. Sinem Türüng, kafessiz yumurta gibi hayvan refahını artıran ürünlerle ilgili çalışmalara odaklanacaklarını söylüyor. Metro Türkiye, bu kapsamda 2023 yılı sonuna kadar tüm kendi markalı yumurtalarının kafessiz, 2025 yılı itibarıyla ise rafl arındaki tüm yumurtaların kafessiz olmasını taahhüt ediyor.
Organik ürün çeşitliliğini yüzde 139 artırdı
Son dönemde sağlıklı yaşam ve sağlıklı beslenme trendi nedeniyle organik gıdalar ve bitki bazlı vegan ürün seçenekleri de daha fazla gündeme gelmeye başladı. Bu değişimin kalıcı olacağını öngören Metro Türkiye, artan sağlıklı beslenme alışkanlıklarını teşvik etmek için sağlıklı ürün gamını genişletti ve organik ürün çeşitliliğinde önceki yıla göre yüzde 139 artış sağladı. Sinem Türüng, müşterilerinin ürün tercihlerini değerlendirerek tüm ürün kategorilerinde vegan ürünler bulundurmayı hedeflediklerini de ifade ediyor.