Merkezdeki seçmen

Gündüz FINDIKÇIOĞLU GLOKAL BAKIŞ

Median voter theorem (MVT) merkezi kazananın seçimi kazanacağını ifade eder. Buna göre uçlardaki partiler seçim kazanamaz. Elbette uç partiler veya ideolojik partiler için farklı amaç fonksiyonları olabilir. Hatta kazanmak amaç olmayabilir vs. Üstelik partilerin içindeki kanatları dikkate alan MVT’ler de yazılmıştır. Sonuçta Hotelling’den gelir. Kökünde iktisadi bir modeldir ancak Downs tarafından siyaset bilimine uygulanmıştır. Bir Nash dengesidir ama bu keyfiyet sonradan görülmüş ve oyun-teorik formülasyonu geç gelmiştir.

Ancak aynı zamanda bir “kaprisli seçmen” teoremidir. Mesela 49-51 bitecek bir seçimde sonucu “en dar merkezdeki” yüzde 1 belirler. 45-55 şeklinde ayrılan bir kitle varsa sonucu yüzde 5’in yer değiştirmesi belirler. Yani duruma göre seçimi yüzde 1 ile yüzde 5-10 arası “en merkezde” duran, bazen “swing voters” (parti tercihini sık değiştiren seçmenler) bazen de “kararsız” denilenler belirler. Bu nedenle seçimlerde yüzde 80 sonucu etkilemeyebilir çünkü onların tercihleri sabittir. Parti tercihleri neredeyse hiç değişmeyeceği için onları ikna etmeye gerek olmadığı bile düşünülebilir ancak bu sadece belli kısıtlar altında doğru olabilir. Kısıtlar açıktır: Tabanı hatta “çekirdeği” bile ara ara motive etmek, bağlılıklarını tazelemek gerekir. Bunun dışında siyasi propaganda/seçim propagandası etkili olur mu? Yüzde 10-15 arası bir kitle propagandadan ve o anki durumdan etkilenir. Son aylarda esas kitle pekiştirilince kalan yüzde 10-15’in oyuna talip olunur –ki bu bile fazlasıyla yüksek bir oran. Sonlara doğru geriye küçücük bir “kaprisli merkezcik” kalır. Yarış hala yakınsa bu son bölmenin oyunu alan kazanır.

Bu tez öze ilişkin iddialardan –dış politika mühimdi veya milliyetçilik rol oynadı ya da ekonomi önemliydi vs.” - veya seçim sisteminden –dar bölge vs.- hayli bağımsız bir tezdir. Onlar zaten fonda hep vardır. Teorem der ki seçim kıran kırana geçecekse giderek daralan bir “merkez”, hatta son düzlükte “merkezcik”- hedeflenir. Son ana kadar karar veremeyen seçmen tahmin edilemez olabilir. Zaten son ana kadar kararsız kalmaları bunu gösterir. İdeolojik seçmen değildirler. Hatta belki de politikaya hiç ilgi duymazlar. Toz toprak dağıldıktan sonra, ya da ittifaklarda yer sarsıntısı yaratacak ideolojik veya siyasi kaymalar yaşanmazsa, son düzlükte olacakları bu şekilde görmekte fayda var. Çeşitli MVT’lerin ortak mesajı bu olabilir.

Kitle partileri uçlardaki partilerden farklıdır. Kitle partilerinin genel durumuna bakarsak daima bir “çekirdek seçmen” vardır. “Çekirdek”, tanımı gereği, indirgenemez seçmendir. “Çekirdek” dahi kaybediliyorsa o parti küçülecektir. Mesela “çekirdek yüzde 28 olsun. İkinci katmana “koruyucu kemer” diyebiliriz. “Çekirdek” seçmen üzerine yüzde 12 kadar bir seçmen ekleyebiliriz. Daha da yukarıya çıktığımız zaman yüzde 10’a yakın bir “swing voters” katmanıyla karşılaşıyoruz: En az ideolojik, en fazla ekonomik motifle oy veren seçmen budur. Ekonomi kötüyse bu seçmen başka partilere oy verme eğilimi gösterir. Ancak “koruyucu kemer” sadece ekonomik uğrağa bakmaz, başka nedenler de arar.

Güncele bakarsak kamuoyu araştırmaları “koruyucu kemerde” de hafif bir erimeye işaret ediyor. Ancak bu erime, gerçekse, oldukça kırılgan, geri döndürülebilir ve çok yüksek oranda olmayan bir erime gibi görünüyor. Anket ortalamalarına bakarsak erime yüzde 5-6 kadar. Ancak anket ortalamalarına bakmak ne kadar anlamlıdır? Ortalamalar durağan bir veri yüklenim sürecinde “hataları” arıtır, ancak geniş dalgalanmaları olduğundan önemsiz gösterir. Ayrıca MVT’ler seçimi etkileyen önemli meseleler çok sayıdaysa (multidimensional issue spaces) ve belirsizlik (uncertainty) varsa iddialı partilerin sonlara doğru aynı politikaları savunmaya başlayacağına işaret ediyor. MVT’nin bir de bu anlamı var. Göreceğiz. 

Tüm yazılarını göster